Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Van’da gerçekleştirilen HDP Demokratik Yerel Yönetimler Çalıştayı’nın açılış konuşmasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz Kürtler için her şeyi yaptık. Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir. Türkiye meselesi vardır, Türkiye'yi bir bütün olarak ele almak gerekir. Ben Kürtleri ayırmadım” sözlerini yorumlayan Temelli, “Kürt sorununun olduğunu” söyledi.
Temelli’nin konuya dair açıklaması şöyle:
“İnkar siyasetiyle yol almaya çalışmak akıl tutulması”
Baskının, zulmün, şiddetin sorumlusu hükümettir. Hükümet ayakta kalabilmek için savaştan şiddetten beslenmiştir ve bugün bu çaresizliğini devam ettiriyor. Cumhurbaşkanı hala çıkıp 'Kürt sorunu yok' diyor. Pes, insaf!
“Bu inkar siyasetiyle yol almaya çalışmak artık akılların tutulduğunu bize bütün çıplaklığı ile gösteriyor. Ne demek Kürt sorunu yoktur?
“Kürt sorunu, Kürtlerin sorunu değildir, Kürt sorunu küresel bir meseledir ve bu küresel meselenin kalbi Ortadoğu’da atmaktadır. Ortadoğu’da bu meseleyi çözecek olan siyaset bu coğrafyada yaratılmalıdır.
“Bu siyasetsizliktir, tükenmişliktir”
“Kürt meselesinin çözümüne müdahil olması gereken siyaset, o siyaseti yönetmekle mükellef olan şahsiyet çıkıp diyor ki 'Kürt sorunu yoktur'. Bu siyasetsizliktir, tükenmişliktir. Bu, siyaseti savaşla ikame etmektir.
“Bu; toplumu, siyaseti, insanları yok saymaktır. İnsansız, siyasetsiz, toplumsuz, haklarsız topluma saldırmaya devam ediyorlar. Hakurkê’de, Afrin’de yaşanan budur. Suriye’de yaşanan budur. Siyaseti, hakları yok saymak dediğimiz budur.
“Dört yıl soyunca tecridin ve savaş politikalarının yarattığı tahribat bütün boyutları ile ortadadır. Bütün dünya siyaset sahnesinde bunu izliyoruz. Ve hala çıkıp 'Kürt sorunu yoktur' diyebiliyorlar.”
“Kürt sorunu tüm sorunların kavşağındadır”
“Kürt sorunu vardır. Kürt sorunu bizatihi tüm sorunların kavşağındadır. Bu sorunu çözmeden hiçbir sorunu çözemezseniz. Bu sorun diğer bütün sorunlarla organik bir buluşmayı yaratıyor.
“Kadın meselesinden emek meselesine kadar hangi meseleye bakarsanız iktidar tam da çözümsüzlükten beslendiği için, toplumsal haklar, demokrasi, barış konusunda adım atmadan kendisini dayatmaya devam ediyor.”
“İktidar çözümsüzlükten besleniyor”
“Gördüğümüz şudur: İktidar çözümsüzlükten, bizatihi Kürt sorunun çözümsüzlüğünden besleniyor o yüzden savaş var, tecrit var. O yüzden de Diyadin’de, Ceylanpınar’da gördüğümüz gibi şiddet politikaları var. Tüm Türkiye halkları bu meseleye vakıf olmak zorundadır. Türkiye’deki bütün toplumsal kesimler meseleye vakıf olmak ve müdahil olmak zorundadır. İşte stratejimiz budur.”
“Ortak vatanımızda demokratik cumhuriyeti inşa etmek”
“Kürt sorununu görmezden gelenler kamplaşmış-kutuplaşmış bir siyaset içinde olanlar, muhalif kesimde yer alsalar bile sorunun bir parçası olurlar. Sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçası olmak için bu sisteme itiraz etmek zorundayız.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değil eşit yurttaşlık temelinde bir araya gelebildiğimiz bir sisteme ihtiyacımız var. Bu sistemi demokratikleştirmeye ihtiyaç var. Ortak vatanımızda demokratik cumhuriyeti inşa etmeliyiz. Ortak vatanımızda demokratik cumhuriyeti inşa etmek tam da bu sisteme itiraz etmekle mümkündür. Bu coğrafyada çoğulculuğu, farklılıkları var edebileceğimiz bir meseleyi konuşmalıyız.” (AS)