Uluslararası Çoğaltım Hakları Kuruluşları Federasyonu’nun (International Federation of Reproduction Rights Organisations-IFRO) Türkiye’de gerçekleşen 2013 yılı Dünya Kongresi’nde Türkiye’nin yeni yasal düzenlemeleri beklediği telif hakları konusu tartışılıyor.
“Telif Hakları, Kültürel Çeşitlilik ve Toplu Hak Yönetimi” başlığıyla bugün İstanbul’da başlayan ve 31 Ekim Perşembe günü sona erecek uluslararası kongreye Türkiye ve dünyada telif hakları alanında çalışan kurum ve kuruluşlardan 200’ün üzerinde delege, temsilci ve uzman katılıyor.
Kongreye IFRRO üyesi olan Yayıncılar Meslek Birliği (YAYBİR) evsahipliği yapıyor.
Kongrenin bu sabahki açılışında Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, IFRRO Başkanı Rainer Just ve Yay-Bir Başkanı Tuğrul Paşaoğlu söz aldı.
Arıcı: Bakanlık önemli rol üstleniyor
Arıcı sosyal hayatın gelişmesi için yayıncılığın önemli olduğunu ve sektörün zarar görmemesi için yazar ve yayıncıların haklarının korunması gerektiğini, bu yüzden korsanla mücadelenin elzem olduğunu söyledi. Arıcı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın telif ve fikri mülkiyet hakları konusunda farkındalık yaratmayı amaçladığını, uluslararası hukuka uygun bir yasama sisteminin, adil ve eşit yaptırımların, güçlü bir idare sisteminin gerekli olduğunu belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın fikri mülkiyet haklarının ihlaline karşı etkin ve önemli bir rol üstlendiğini belirten Arıcı korsana karşı güçlü yaptırımlar uyguladıklarını ve telif hakları dernekleriyle yakın işbirliği içerisinde çalıştıklarına değindi.
Just: Telif haklarının hedefleri
Just Türkiye’nin 1948’de bilimin, düşüncenin ve kültürün ifade edilmesine açık olunması ve yaratıcının maddi ve manevi çıkarlarının korunmasını temel bir ilke olarak kabul eden ve ifade özgürlüğü konusunda maddeler içeren İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilk imzacılarından olduğunu anımsattı.
“Telif hakları ve hakların etkin şekilde yönetimi, yaratıcılığı devam ettirme ve fikri hakların geniş dağılımını ve aynı zamanda kültürel çeşitliliği devam ettirmeyi, bilimsel ve kültürel ifadeye ve bilgi paylaşımına erişim sağlamayı hedeflemektedir.”
Paşaoğlu: Kısıtlamalara karşı durmalıyız
Paşaoğlu ise dijital teknolojilerin, sınırlar dahil, ilim ve edebiyat eserlerinin yaratılmasının ve yayılmasının önündeki fiziki engelleri kaldırdığına değindi. Dijital yayıncılık başından itibaren küresel ekonominin bir parçası olduğunu ve uluslararası standartlar ve düzenlemeler çerçevesinde faaliyet gösterdiğini belirten Paşaoğlu, diğer taraftan kültürel çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi ile sürdürülebilir bir kültür endüstrisi için vazgeçilmez koşullar olan ifade ve yayma özgürlüğü dünyanın birçok yerinde hala kanuni ve siyasi engellerle karşılaştığını söyledi ve ‘Bu kısıtlamalara karşı durmalıyız’ dedi. (BK)