Tavsiyeler Tam Metin
1- Ders kitaplarında, topluma ve dünyaya değişmeyen, iç ya da dış etkilerle dönüşmeyen ve tarihsel bir bağlamı olmayan, bilimsel irdelemeye kapalı bir biçimde yaklaşmaktan, yani özcülükten (essentialism) uzak durulmalıdır.
Özcü bir eğitim yaklaşımı, toplumsal ve tarihsel süreçleri yok sayıp, toplumları tarih ve bilim dışı özelliklerle açıklayarak, yurttaşların etkileşim ve katılımıyla dünyanın ve toplumun değişebileceğini yadsır; değişimi yozlaşma ve özünden uzaklaşma biçiminde algılayarak otoriter, içine kapalı, kendisi ve çevresi ile barışık olmayan, esneklikten ve uzlaşma kapasitesinden yoksun kişiliklerin oluşmasına yol açar.
Özcü bir eğitim yaklaşımı, ırkçılığın, her türlü bağnazlığın arkaplanını oluşturmaktadır
2- Ders kitaplarında, doğru düşüncelerin "belletilmesi"ne dayanan didaktik bir eğitim anlayışından da, normatif önermelerin pozitif ifadeler olarak aktarılmasından da uzak durulmalıdır.
Akıldan çok duygulara seslenilmesi, bilgilendirme, tartışma ve çözümlemeden çok yermenin ya da övmenin ön planda tutulması öğrencinin entelektüel gelişimini aksatmaktadır.
Didaktik söylem, çoğu kere neden-sonuç ve karşılıklı etkileşim ilişkilerini görmezden gelmekte, öğrencinin gerçeklikle ilişkisini zedelemekte, merakını köreltmekte, "öğretmen merkezli" bir eğitimden "öğrenci merkezli" bir eğitime geçilmesini engellemektedir.
Ahlaki, dini, duygusal, politik, ideolojik görüşler, temenniler, telkin ve değer yargılarıyla, nesnel, dışımızda bir objektif gerçekliğe sahip olan, gözlem ve deneyle yanlışlanabilir ifadeler birbirlerinden açık biçimde ayrılmalıdır.
Çeşitli türden -dinsel ya da dinsel olmayan- inanç akidelerinin bilgi gibi aktarılmasından kaçınılmalıdır. Bu bağlamda baştan aşağı sorunlu olan Din ve Ahlak dersinin mutlaka zorunlu olmaktan çıkartılması, mevcut haliyle ise müfredattan çıkartılması daha doğru olur.
3- Ders kitaplarında kullanılan bilginin öğrenci bakımından erişilebilir, temellendirilmiş ve sınanabilir olması gerekir.
Bilgiler, öğrencinin dil becerisi, yaşının olanaklı kıldığı kavramsallaştırma ve kavrama düzeyine uygun biçimde, gözlemsel ya da mantıksal kaynakları açıkça ortaya konularak, sunulmalı, gerekçe olarak bir yüksek "otorite"ye baş vurulmaktan kaçınılmalıdır.
Müfredatta insan hakları eğitiminin bağlamı
İnsan hakları eğitiminin temel hedefleri, yani, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmek, insanlar ve uluslar arasında demokrasiyi, toplumsal adaleti, dayanışmayı ve dostluğu geliştirmek, bireyleri aktif yurttaşlık doğrultusunda güçlendirmek ve evrensel insan hakları değerlerine dayalı bir barış kültürü oluşturmak ile öteki derslerin hedefleri birbiriyle çelişmemelidir
4- Ders kitaplarında öğrenciye çoğulcu, çeşitliliği zenginlik olarak kavrayan bir toplum, dünya ve ilişki modeli sunulmalıdır.
Çatışmalarını karşılıklı anlayış ve uzlaşma içinde çözebilme, bireylerin ve toplumsal grupların birbirlerine empati duymaları, farklılıkların endişe verici, tehdit teşkil eden, olumsuz şeyler olarak algılanmaması, "hoşgörü" teriminin içerdiği örtülü bir hiyerarşi yerine, farklı, ama eşit biçimde barış ve karşılıklı saygı içinde yanyana yaşayabilme, öğrenciye çağdaş değerler olarak aktarılmalıdır.
Ulusal kimliğin, esas olarak, etnik ve dinsel aidiyet üzerinden tanımlanmasına son verilmelidir.
5- Ders kitaplarında, çağdaş bir toplum kurmaya yönelik yurttaşlık görevleri, katılımcı, dönüştürücü, yaratıcı - üretici bir çerçeve içinde ele alınmalıdır. Hamasi, vatanı sevmeyi vatan için ölmeye indirgeyen bir söylem terkedilmelidir.
Ders kitaplarında, öğrencilere demokratik değerlere ve insan haklarına aktif olarak sahip çıkarak, katılımla kendi yaşamlarında ve çevrelerinde olumlu değişiklikler yapabilecekleri bilinci uyandırılmalıdır. İtaat değil eleştirel akıl, demokratik katılım vurgulanmalıdır.
Ders kitaplarının insan hakları eğitimi içeriği
6- Görev ve sorumluluklar, insan hakları ve özgürlüklerinin yerine geçer biçimde öne çıkarılmamalıdır. Yurttaş hakları, ancak devlet tarafından tanınan alan, konu ve çerçeve içinde geçerli olan değil, uluslararası anlaşmalarla da güvence altına alınmış, tüm hukuk sistemi içinde önceliği olan, insandan ayrılamaz haklardır.
İnsan hakları, tarihsel bağlamından koparılmamalı, dünyada sürekli olarak geliştiği ve genişlediği öğrenciye anlatılmalıdır. Hak ve özgürlüklerle güvenlik ve istikrarın birbirinin karşıtı imiş gibi sunulmasından kaçınılmalıdır.
7- Ders kitaplarındaki din ve vicdan özgürlüğüne aykırı ögeler ayıklanmalı, laikliğin insan haklarıyla yakın ilişkisi kurulmalı, laiklik yalnızca "milli" gerekliliklerle açıklanan bir ihtiyaç değil evrensel değere sahip bir felsefi, politik kazanım olarak ele alınmalıdır.
8- Ders kitaplarında cinsiyet, etnik, dinsel, kültürel kimlik, dil, siyasal görüş, ya da toplumsal sınıf açısından ayrımcılık yapan ya da böyle bir ayrımcılığı çağrıştıran hiçbir ifadeye, malzemeye yer verilmemelidir.
Kız çocuklarına ve kadınlara belirli toplumsal rollerin yakıştırılması ve bunun sürekli pekiştirilmesi anlamına gelecek ifade ve uygulamalar ders kitaplarından temizlenmelidir.
Bir dinsel, etnik, kültürel grubun tümüne yönelik karşıtlık ve düşmanlık doğuracak anlatımlardan uzak durulmalıdır.
Azınlık mensuplarına karşı ayrımcılığa neden olacak hiç bir ifadeye yer verilmemelidir.
Yabancı düşmanlığının tüm biçimlerinden uzak durulmalıdır.
Barış ve insan hakları
Barış insan haklarının eksiksiz yaşama geçirilebilmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur, ve insan haklarının temelini oluşturur. Bu nedenle, insan hakları eğitimi barış eğitimi ile birlikte düşünülmek zorundadır.
9- Sivil eğitim alanında tüm yerleşik normlara karşın yer alan, Milli Güvenlik Komitesi tarafından hazırlanan Milli Güvenlik Dersi yerine, kişi güvenliğini hedef alan, Barış Eğitimi konulmalıdır.
Savaşların olağan ve kaçınılmaz olduğu varsayımına, ölümün yüceltilmesine, "asker millet" yakıştırmalarına dayanan militarist bir yaklaşım tümüyle terkedilerek, "yurtta barış, dünyada barış" özlemini derinleştiren bir eğitim yaklaşımına ihtiyaç vardır.
10- Ders kitaplarında sadece "biz"e ait olduğu ima edilen "milli değerler" açık ya da üstü örtülü bir biçimde "öteki" toplum ve kültürler aleyhine yüceltilmemeli, "öteki"ler çeşitli biçimlerde aşağılanmamalı ve herhangi bir biçimde düşmanlıklar teşvik edilmemelidir.
İnsanlığın ortak kültür mirasına, farklı kültürlere saygı, merak ve ilgi aşılamaya çalışılmalıdır.
Türkiye dışındaki ülkelerin tarihlerine, coğrafyalarına, kültürlerine, başta komşu ülkeler ve Avrupa ülkeleri olmak üzere daha çok yer ayrılmalıdır.
Türkiye'ye ilişkin bilgiler, olanaklı olduğunca dünya ve Avrupa bağlamına oturtularak verilmeli, öğrencide yerel, ulusal, Avrupa'ya ilişkin ve dünyaya ilişkin aidiyetlerin dengeli ve uyumlu olarak gelişmesi sağlanmalıdır.
11- Ders kitaplarında ulusal kimliğin bir sürekli tehdit algısı üzerinden kurulması, herhangi bir yolla ezelden ebede değişmeyen "dost" ve "düşman" tanımlarının ya da imalarının varlığı, barış kültürünün gelişmesine engeldir.
Yakın tarih, dünyada, Avrupa'da ve bulunduğumuz bölgedeki öteki ülkelerle ilişkide, ulusal çıkarlarımızı gözeten, eşitler arası bir müzakere ve uzlaşma anlayışı temelinde, barış içinde yaşama kararlılığını öğrencilere de aktaracak bir biçimde öğretilmelidir.
Türkiye'nin etrafının hep düşmanlarla sarılı bulunduğu ve yurttaşlarımızdan bir bölümünün "iç düşman" olduğu imasından tüm derslerde kesinlikle uzak durulmalıdır.
Müfredat reformu
Ders kitapları ile, okul ortamı, öteki ders malzemeleri, Milli Eğitim Bakanlığı - okul müdürü - öğretmen - öğrenci ilişkisi, ders programları arasında sıkı bir bağlantı vardır; ders kitaplarıyla birlikte bu bütün iyileştirilmelidir.
12- Ders kitaplarının hazırlanmasına temel olan program (müfredat) çerçevesi yukarıda özetlenen eğitim anlayışı temel alınarak hazırlanmış, kısa, esnek bir yönlendirici metin olarak hazırlanmalıdır.
13- Ders kitapları dışındaki ders malzemeleri, en başta da her kitaba paralel olarak hazırlanacak öğretmen kitapları olmak üzere, yukarıdaki eğitim felsefesi doğrultusunda üretilmelidir.
14- Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim camiası ile ilişkisi katılımcı, dinamik, yarışmacı, yeniliklere açık bir ilişki olarak biçimlenmelidir, öğretmenlere geniş mesleki gelişme olanakları sağlamalıdır.
Okul ortamı
15- Okul ortamı olabildiğince demokratik, yenilikçi olmalı, öğrencilerin kendilerini ifade edebilme olanağı buldukları, çevreleriyle karşılıklı saygı ve güven ilişkileri geliştirebildikleri, sorumluluk aldıkları ve projeler gerçekleştirebildikleri bir biçimde tasarlanmalıdır.
16- Öğrenci velileri ile öğretmenler ve okul idareleri arasındaki ilişki, çoğu kere göstermelik kalan okul-aile birlikleri ilişkisini aşarak, velilerin öğretmenlerle yakın işbirliği içinde eğitimin uluslararası standartlara kavuşturulması için aktif katkıda bulunabilmelerine uygun hale getirilmelidirler. Bunun için okul-aile birlikleri, okulun sadece öğrencilerin değil, velilerin de eğitildiği bir ortama dönüştürülmesine katkıda bulunmalıdırlar. Bu insan hakları alanında da gerklidir.
İyi eğitim alma hakkına saygı
17- Ders kitaplarında insan hakları bakımından yukarıda özetlenen iyileştirmelere ek olarak, bu kitapların "iyi eğitim hakkı" ile çelişmeyen malzemeler olması için, güncel olmayan bilgiler, abes ifadeler, totolojiler, kendi içinde çelişen anlatımlar, yanlış tanım ve ifadeler, yanlış önermeler, tutarsız ya da ilgisiz bağlantılar, metinle ilişkisi kurulmamış görsel malzeme, ezberci soru ve testler, dersle ya da konuyla ilgisiz aidiyet - itaat - biat simgeleri ayıklanmalıdır.
Kitapların bilgi içeriğinin nesnel doğruluğunu sağlamak için üniversite öğretim üyelerinden yararlanılmalıdır.
Ders kitapları iyi bir tasarımla ve özenle basılmalıdır. Tüm bu iyileştirilmelerin temennilerin ötesine gidebilmesi için ders kitabı fiyatları üzerindeki narhın kaldırılması ve onun yerine kitap fiyatlarının makul ölçülerde MEB tarafından desteklenmesi düşünülmelidir.
Somut kazanımlar ve ek tavsiyeler
Proje süresi boyunca eğitim alanında ve özel olarak ders kitaplarında insan hakları açısından bazı gelişmeler yaşandı.
17 Mart 2004'te Resmi Gazete'de yayınlanan MEB Ders Kitapları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, ders kitapları için şu değişiklikleri getirdi:
* Madde 6'da, "Temel insan haklarına aykırılık taşımaz. Cinsiyet, ırk, din, dil, renk, siyasî düşünce, felsefî inanç, mezhep ve benzeri ayrımcılık içermez" denildi.
Fakat yönetmelik ekindeki kitap değerlendirme formunda da insan hakları ölçütüne yer verilmesi gerekli.
Ayrıca, MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 28 Ekim 2004'te Resmi Gazete'de yayınlanan halinde, 5. maddede, ilköğretimin amaçları arasında "demokrasinin ilkelerine, insan hakları, çocuk hakları ve uluslar arası sözleşmelere uygun olarak haklarını kullanma, başkalarının haklarına saygı duyma, görevini yapma ve sorumluluk yüklenebilen birey olma bilincini kazandırma..." ifadesi yer aldı.
Projenin 14 Aralık'ta düzenlenen sonuç toplantısında yapılan bu değişiklikler de ele alındı ve şu ek tavsiyeler oluşturuldu.
1- Müfredat ve ona paralel olarak ders kitapları, öğretmen kitapları ve yardımcı eğitim malzemesinin tasarlanması ve üretiminde eğitim alanının tüm taraflarının gerçek ve etkin katılımının sağlanması önemlidir. Bu katılım, sürecin her aşamasını kapsamalı, bu alanda uzman kuruluşların ve kişilerin sadece tek seferlik görüşlerinin alınması biçiminde değil, ekip çalışması içine katılmaları biçiminde gelişmelidir.
2- Eğitim reformunun kısa vadede istenilen hedefine varabilmesi için öğretmenlerin meslek içi eğitimine çok daha büyük ölçüde kaynak ayrılması gerekecektir. Öte yandan, daha uzun vadede YÖK ile birlikte Eğitim Fakültelerinin yeniden ele alınmaları, ve orta öğretimden beklentileri çok büyük ölçüde belirleyen ÖSS sistemi ve üniversiteye girişte ölçme-değerlendirme alışkanlıklarının gözden geçirilmeleri gerekmektedir.
3- Müfredatın ve kitapların yenilenmesi süreci için gerçekçi bir takvim oluşturulması, bunun kamuoyuna açıklanması, ve bu süreç tamamlanıncaya kadar eldeki kusurlu ders kitabı ve ek eğitim malzemesinin kullanımını iyileştirmek ve zararlarını azaltmak üzere önlemler alınmalıdır.
4- İnsan hakları eğitiminin sadece İnsan Hakları Dersi ile yapılamayacağının aşikar olmasına, ve içeriğinin diğer ders programlarına da yedirilmesinin çok yerinde olmasına karşın, bu dersin şu anda planlanmakta olduğu gibi müfredattan çıkartılması sakıncalı olacaktır.
5- Öğretmen, veli ve diğer tüm ilgililer tarafından yeni müfredat çerçevesinde üretilen ders kitapları, öğretmen kitapları ve ek malzemenin, geliştirilmiş olan insan hakları kriterleri açısından bu projede olduğu gibi yaygın bir biçimde, gözden geçirilmesi, bu konudaki farkındalığın ve kazanımların sürdürülmesi için vazgeçilmez bir önem taşımaktadır.