Tanık ve Sanıklar Kaza Değil, İhmal Dedi
Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçtiğimiz hafta görülen davada, Elazığ İl Özel İdare Müdürlüğü'ne ait olan ve Baskil Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği'nin işlettiği "Baskil" feribotunun batışıyla ilgili ifadeler, feribotun teknik ve işletme anlayışı açısından "feribot" standartlarına uymadığını ortaya koydu.
13 kişinin öldüğü, 4 kamyon, 1 minibüs, 1 otomobilin sulara gömüldüğü feribot kazasının 3 sanığı hakkında, 5 yıla kadar hapis isteniyor. Duruşmada, tutukluların tahliye talebi reddedildi ve dava 21 Kasım gününe ertelendi.
İfadeler "ihmal" ve "sorumsuzluk" dedi
Duruşmada tutuklu sanıklar; feribot kaptanı Abuzer Orgun, belgelerde isimleri "yardımcı kaptan" olarak geçen Nihat İmik ile oğlu Coşkun İmik ifade verdi. Duruşmaya, ölen yolcuların yakınları, kurtulan bazı yolcular ve iki tarafın avukatları da katıldı.
Feribot Kaptanı Abuzer Orgun'un ifadesinden, usulsüz ilave yapılan feribotun 1993 yılından bu yana bakım görmediği anlaşıldı. "Yardımcı Kaptan" görevini kabul etmeyen Nihat İmik, "sadece feribot tahsildarı olduğunu"; oğlu Coşkun İmik ise "işsiz" olduğu için "zaman zaman babasına yardım ettiğini" öne sürdü.
"Bakım yapılmadı, ruhsat yok, yük ve taşıma bilgisi verilmedi"
1992 yılında Pertek İskeselesi'nden getirilen feribotun batışıyla ilgili kaptan Abuzer Orgun, şöyle konuştu:
* Feribot yan yattığında Coşkun İmik'i olayı kontrol etmesi için makine dairesine gönderdim. Ama, o gelmeden feribot zaten batmıştı. Feribot batarken ben suya atlayanlara pervane çarpmaması için motoru durdurmuştum.
* Biz her zaman 4 kamyon yük alırdık. Hareket ettiğimizde feribotun terazisinde anormal bir durum yoktu. Yük nedeni ile hafif sağa ya da sola eğim olabilir ama, önceki günlerden farklı bir hali yoktu.
* Batan feribota, 1993 yılından bu yana bakım yapılmadı. Bu durumu sorumlu olan Baskil Sivil Savunma Müdürü Mehmet Yıldırım ile Baskil kaymakamına defalarca şifaen bildirmiştim ama, yazılı müracaatım olmadı.
* Feribotun işletme ruhsatı yoktur. Bize resmen feribotun ne kadar yük alacağı bildirilmedi. Ben haricen soruşturdum ve geminin ağırlığı kadar yük alabileceğini öğrendim. "Geminin ağırlığı 120 ton olduğuna göre, bu kadar yük alabilir" diye duymuştum.
* 1992 yılında feribotta tadilat yapıldı, 8 metre ilave oldu... Araçlar feribotlara bağlanmamaktadır, hiçbir zaman da bağlanmadı. "
"Feribotta 4-5 cansimidi vardı"
Nihat İmik de ifadesinde kaptan Orgun'un söylediklerini tekrarladı ancak, "kaptan yardımcısı değil, feribot tahsildarı" olduğunu vurguladı. İmik, gemideki "kurtarma araçlarıyla" ilgili şu bilgileri verdi:
* 3 yıl önce, 20-25 tane can simidi satın alındı, bunlardan 5-6 tanesi dışındakiler güneşte çürüdü, kullanılamaz hale geldiğinden atıldı, geriye kalanlar da feribottaydı."
* Feribottan sağ kurtulan yolcular ise ifadelerinde feribotun yan yatması konusunda feribot yetkililerini uyardıklarını ancak kaptan ve görevlilerin bu konuda herhangi bir önlem almadığını açıkladı:
"Kaptanı uyardım, önemsemedi"
Feribottaki kamyonlardan birinin sahibi olan Urfi Maral, feribotun yan yattığının farkına vardığında çaycıyı ve kaptan Orgun'u uyardığını ve 3-4 kilometre sonra feribotun battığını söyledi.
Olayda 7 akrabasını kaybeden Aslan Ergin de kazadan iki ve dört gün önce feribotta yolculuk ettiğini, gemide dengesizlik ve sola yatıklık hissettiğini söyledi. Ergin, gemi kaptanının olay sırasında dümeni boş bırakıp herkesten önce suya atladığını da savundu:
* Feribota fazla yük almışlar. Feribot önden su alınca, arka taraftaki yük fazla olduğundan tahliye kapakları açılmamış. Önden gelen su gemiye dolunca, geminin dengesi iyice bozulmuş. Gemi sola yatmaya başladığında, sağ taraftaki araçlar sol taraftakilere çarpmış, çarpma nedeniyle ses çıkmış. O sırada, gemi kaptanı geminin dümenini boş bırakıp herkesten önce suya atlamış. Dümen boş kalınca, kendiliğinden ağır tarafa dönmüş. Böylece kısa sürede alabora olup batmış.
* Kazada eşim Necla Ergin'i, ağabeyim Haşim Ergin ile yengem Sevim Ergin'i, ablam Yeter Gülgen'i, ablam Zehra Erdem, eniştem Hakkı Gülgen ve yeğenim Kasım Gülgen'i kaybettim. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum."
"Yanlış yükleme yüzünden yolcular araçlardan inemedi"
Olaydan annesini kaybeden Erkan Gültekin, eniştesini kaybeden Derviş Ergin ve kazadan yaralı kurtulan Yaşar Ertem de, kazanın ihmal ve sorumsuzluktan kaynaklandığını öne sürdü. Tanıklar şu ifadeleri verdi:
Erkan Gültekin: Olayda annem Sevim Gültekin yaşamını yitirdi. Batan feribotla kazadan iki gün önce yolculuk yapmak istemiştim. Aracımı feribotun arka kapağına bindirmek istediler. Kabul etmeyince yolculuk yapamadım.
Derviş Ergin: Batmadan bir önceki seferde feribottaydım. Feribotta, taksi ve minibüsler kapağın arkasına alınıyordu. Yani, bu araçlar feribota bindirildikten sonra, araçlardan yolcu inmesi mümkün değildir. Kurtulanlardan öğrendiğime göre olayda ölen enişten Hakkı Gürgen, gemi yana yatmaya başladığında kaptan Orgun'a "Dümeni sağlam tut, sağa sola kırma, bu gemi batmaz, bir yere varır" demiş. Eniştem, bu işte tecrübe sahibiydi...
Yaşar Ertem: Kazada sol orta parmağım koptu. Minibüs ile yolculuk ediyordum. Yanlış yükleme nedeniyle yolcular araçlardan çıkamıyordu. Eğer minibüslerde yolcu bırakılmasaydı, onlar da güverteye çıkabilseydi, kurtulacaklardı. Ayrıca, 4-5 tane değil, hiç can simidi veya yeleği yoktu. (BB)