Taksim Dayanışması, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın altı dayanışma üyesini ifadeye çağırmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Savcılığın ifadeleri alınması talimatı verdiği altı kişi Gezi direnişi sırasında Başbakan’lagörüşen TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi çalışanı mimar Derya Karadağ, Beyoğlu Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün ve KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan.
Dayanışma Savcılığın talimatının amacının “Yasal hak ve özgürlükler adına barış içinde ve bir arada sürdürdükleri demokratik mücadeleyi engelleyip, halkı korkutup sindirmek” olduğunu belirtti.
“Taksim Dayanışması temsilci, bileşen ve destekçilerine yapılan hayali suç isnatlarını ve suçlu gibi davranılmasını asla kabul etmiyoruz” diyen Taksim Dayanışması “haklı, demokratik, meşru ve yaşamsal talepleri barış içinde ve bir arada savunmaya devam edeceklerini” açıkladı.
“Polis şiddetinin sorumluları yargılanmadı”
Taksim Dayanışması’nın açıklamasının tam metni şu şekilde:
“Taksim Gezi Parkı’nda 27 Mayıs 2013 tarihinde başlatılan kaçak inşaat nedeniyle tarihi ve doğal değerimiz olan parkı ve ağaçları tahrip eden hukuksuz ve vandalca uygulamayı durdurabilmek için çabalayanlara uygulanan şiddetin ardından; Taksim Dayanışması’nın ‘sağlıklı kentleşme ve yaşanılır kent talebi, ülkenin milyonlarca yurttaşının daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleşmiş; Gezi Parkı ile simgeleşen toplumsal bir duyarlılık ortaya çıkmıştır.
”27 Mayıs tarihinden bugüne yaşanan polis şiddetinin ve bu şiddet sonucunda hayatını kaybeden ve yaralanan arkadaşlarımızın failleri, gerçek suçlular hakkında hukuk kurallarına uygun herhangi bir soruşturma ve yargılama yapılmazken; Taksim Dayanışması temsilcileri gerçeklikle hiçbir ilgisi bulunmayan imalara, suçlamalara, ve soruşturmaya tabi tutulmak istenmektedir.
“Dayanışma sindirmek isteniyor”
"Gerçek suçlular ödüllendirilirken, yaşamı ve yaşam değerlerini savunmak için barışçıl yöntemlerle, demokratik tepkilerin meydanlarda ve kamusal alanlarda ortaya konulmasında yetkililer tarafından yaratılan şiddet ortamının sona ermesi için hassasiyet ve çaba gösteren Taksim Dayanışması temsilcileri; asılsız suç isnatları ile düzenlenen düzmece soruşturma dosyalarında hiçbir suç isnadı bulunmadığı halde, ifadeleri alınmak üzere talimatlar düzenlenerek sindirilmek istenmektedir.
"Taksim Dayanışması her şeye rağmen hukuki ve meşru talepleri iletmek, diyalog kanallarını geliştirerek demokrasi geleneğine güç katmak için elinden geleni yapmaya devam edecektir.
"Taleplerimizi barış içinde savunacağız"
"Taksim Dayanışması’ndan suç örgütü çıkarmaya çalışarak kendi hukuksuzluklarının üzerini örtmeye çalışanlara açıklıkla ve bir kez daha sesleniyoruz:
"Taksim Dayanışması, çağrıcıları, bileşenleri, talepleri, basın açıklamaları, etkinlikleri belli, bilinen, aleni, meşru, yasal ve demokratik bir yurttaş ve kurum dayanışmasıdır. Kentine sahip çıkan meslek odalarını, onlarla dayanışma gösteren sendikaları, siyasi partileri, mahalle ve çevre derneklerini, taraftar gruplarını, ‘suçlu’ göstermek ve ‘suç örgütü’ haline getirmeye çalışmak hukuken suçtur.
"Dayanışmamızın bileşenleri anayasal hak ve ödevlerini yerine getirmekte olup etkinliklerimiz ve çağrılarımız bütünüyle yasal, meşru ve barışçıdır. Bu süre içinde haklarımızı kullanmamızı hukuksuz ve zorla engelleyen, kamuoyunu yanıltan, halka şiddet uygulayan bütün kamu görevlileri suç işlemektedir.
“Buradan ilgili ve yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: Asıl suçluları ortaya çıkarmak ve yargılamak üzere görevinizi yapın!
“Bizler, haklı, demokratik ve meşru taleplerimizi barış içinde ve bir arada savunmaya devam edeceğiz. Anayasanın ve uluslararası insan hakları sözleşmelerinin tanıdığı haklar ve özgürlükler adına mücadele verirken gözaltına ve soruşturmaya alınarak yargılanmaya çalışılan Taksim Dayanışması temsilci, bileşen ve destekçilerine yapılan hayali suç isnatlarını ve suçlu gibi davranılmasını asla kabul etmiyoruz.
“Yaşasın Dayanışmamız!”