"Tamı tamına 18 yıldır asıl adımı kabul ettiremediğimden başkasının adına hapis yatıyorum. Bizzat yaşamasam, böylesi korkunç bir yanlışın ancak film veya romanlarda olabileceğine inanırdım. Meğerse gerçek hayatta da olabiliyormuş. Çünkü kendim yaşıyorum. İnanmak zor ama hiçbir resmi kurumu, adına hapis yattığım kişi olmadığıma inandıramıyorum."
Bu gerçek olamayacak kadar saçma görünen öykü,1984 doğumlu, Halep'in Kobanê nüfusuna kayıtlı İsmail ve Ayşe oğlu Süleyman Şeyho'nun başından geçenlerin kısa bir özeti. Mezopotamya Ajansı'na ulaşan mektubu yazan kişi, 18 yıldır kendisinin Türkiye Cumhuriyeti İçişleri ve Adalet Bakanlığı birimleri ve mahkemelerin 1977 doğumlu, Mahmut ve Fatma oğlu Suriye'nin Haseke iline bağlı Derik ilçe nüfusuna kayıtlı Muhammet Ahmet olarak hakkında işlem yaparak sonuçta müebbet hapis cezasına çarptırdıkları Muhammet Ahmet olmadığını ispatlamaya çalışıyor.
Ancak 18 yıldır, mahkemedeki beyanlarına, mahkemelere sunduğu nüfus kayıtlarına, cezasının kesinleşmesi sonrasında İnsan Hakları Derneği'nin Adalet Bakanlığı'na yaptığı başvurulara karşın o Türkiye Cumhuriyeti için hala Muhammet Ahmet ve ancak 24 yılı sessiz sedasız cezaevinde geçirirse hiç işlemediği bir suçun cezasını tamamlayarak, salıverilebilecek.
Süleyman Şeyho nasıl Muhammet Ahmet oldu?
Tutulduğu Balıkesir T Tipi Cezaevi'nden Mezopotamya Ajansı'na ulaşan mektubuna göre Süleyman Şeyho'nun başkası olmasının öyküsü 2004'te Siirt'te gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü karakolda başlıyor.
Gözaltında tercüman ve avukat desteğinden yoksun bırakılan Şeyho karakolda "korkudan önüme hangi evrakı koydularsa imzaladım." diyor.
"İçlerinde ne olduğunu bilmediğim bir sürü kâğıt imzalattırdılar. 5 günlük gözaltı sürecinin ardından mahkemeye çıkarıldım. Tercüman istedim ve onun aracılığıyla bana imzalatılan evraklardan neler yazdığını öğrendim. Bu esnada öğrendiğim başka bir şey daha vardı; meğerse adım Muhammet Ahmet imiş ve hakkımda örgüt üyeliğinden karar varmış."
Mahkeme ve yargıtay resmi nüfus
kayıtlarını nasıl görmezden geldi?
Süleyman Şeyho Mahkemede ısrarla Muhammet Ahmet olmadığını, öyle birini tanımadığını, adının Süleyman Şeyho olduğunu belirtmesine karşın tutuklandığını ve Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildiğini yazıyor.
"Yargı süreci 3 yıldan fazla sürdü. Bu esnada tutuklu olarak yargılandım ve her celsede yanlış bir suçlamayla karşı karşıya kaldım. Gerçek adımın Süleyman Şeyho olduğunu ısrarla dile getirdim.
"Hatta duruşmalardan birine Suriye'den gelen babam da katılmıştı. Bu esnada kendisiyle birlikte getirdiği Suriye Arap Cumhuriyeti Nüfus Müdürlüğünden onaylı aile tablosunu da mahkemeye sundu. Bu belge ve babamın beyanı resmi kayıtlara da girdi. Ama tüm kanıt ve beyanlara rağmen dava süreci aleyhime sonuçlandı.
"3 yılı aşkın süren yargılama sonrasında müebbet hapis cezasına çarptırıldım. Bu ceza 2 yılın ardından Yargıtay'ca onandı."
18 yılda 6 farklı cezaevi dolaştırıldığını yazıyor Şeyho.
"Bu süre içerisinde derdimi Adalet Bakanlığı dahil birçok kuruma defalarca anlatmaya çalıştım. Mahkemelere, savcılıklara dilekçeler, kurumlara mektuplar yazdım. Ancak hiçbirine derdimi anlatamadım. Ya da hiçbiri derdimi dinlemek istemedi."
Şeyho 2020'de İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi'ne başvurmuş. İHD, Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, dilekçede belirttiklerimin araştırılmasını talep etmiş. "Ancak," diyor Şeyho "Başsavcılık, konuyu araştırmadan, benim mahkeme beyanlarıma bakmadan, Muhammet Ahmet değil, Süleyman Şeyho olduğuma dair mahkeme sürecinde sunulan ve dava dosyasına konulan resmî belgeleri incelemeden, yine var olan beyanları göz önüne almadan, 15 Eylül 2022'de kovuşturmaya yer olmadığına" karar vermiş.
İstense çok basit bir biçimde
çözülebilecek hileye herkes ortak oldu
Şeyho, "Ben bu ülkeye sığınmış sıradan bir göçmendim. Ama gelin görün ki tam 18 yıldır Muhammet Ahmet olarak hapis yatıyorum," diyor.
"Ben; kendimden, yaşımdan, ailemden, yaşadığım ve doğduğum yerden eminim. Artık işkenceyi, dehşeti, vahşeti aşıp insanlık dramına dönüşen bu yanlışın daha fazla uzamaması için çırpınıp duruyorum. Ortada büyük bir yanlışlık var ve zannımca bu, şayet istenirse, çok basit bir şekilde çözülebilir."
Şeyho DNA eşleştirmesi istiyor
Süleyman Şeyho, resmi kayıtlar ve aile beyanlarının gerçeği ortaya çıkaracağına inanıyor. Ama bunun da ötesinde "Aile fertlerimden herhangi biriyle DNA eşleştirmesi yapılırsa, gerçeğin ortaya çıkacağına inanıyorum," diyor. Kaldı ki ailemin bir kısmı, göçmen olarak Türkiye'deler. Bu da talebimi daha olanaklı hale getiriyor."
"Bu zulüm daha ne kadar sürecek?"
Süleyman Şeyho, resmen Muhammet Ahmet olarak kabul edildiği için yıllardır ailesince ziyaret de edilemiyor. Telefonla da olsa görüşemiyor.
"Dile kolay tam 18 yıldır başkası adına hapis yatıyorum ve bu zulüm daha ne kadar sürecek bilmiyorum." diyor Süleyman Şeyho.
"Her yolu denedim ama olmuyor. Hiçbir kurum beni resmi adımla kabul etmek istemiyor. Bütün kapılar yüzüme kapanmış durumda. Aslında haykırmak, avazım çıktığı kadar 'Ben Süleyman Şeyho'yum!' diye bağırmak istiyorum. Böyle yaparsam, belki duymayan kulaklara kendimi duyurabilirim. Ancak inanın bundan bile emin değilim. Çünkü 18 yıldır umudumun her zerresini gıdım gıdım yitirdim."
(AEK)