STKlar Demokrasiyi Konuşuyor
"Katılımcı demokrasi, sivil ağlar ve STK'lar" başlığıyla düzenlenen sempozyumda STK'ların sivil ağlar oluşturarak çalışmalarını ortaklaştırmasının yolları tartışılıyor.
Panelin ilk gün oturumlarında öğretim üyeleri ve STK temsilcileri sunumlar yaptı. Türkan Saylan' a STK'lar konusunda yaptığı çalışmalardan sempozyum düzenleme kurulu adına İlhan Tekeli bir plaket sundu. Saylan teşekkür konuşmasında STK'ların insan haklarını geliştirmedeki rolüne vurgu yaptı.
Heinrich Böll Vakfı'nın katkılarıyla ve 18 sivil toplum kuruluşunun öncülüğünde gerçekleşen sempozyumda sunulan bildiriler ve konuşmalar Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nca kitaplaştırılıyor, Türkiye'deki STK'lara ulaştırılıyor.
STK'ların ortak projeler üretebilmeleri, çalışma deneyimlerini paylaşabilmeleri ve birbirlerine ulaşabilmeleri için bir STK rehberi hazırlanması da planlanıyor.
Sempozyumun düzenleyicileri arasında Tüketiciler Birliği, Türk Psikologlar Derneği, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, Sosyal Demokrasi Vakfı yer alırken oturumları 100'ü aşkın STK temsilcisi izliyor.
Katılımcı demokrasiye geçişte STK'lar
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İTÜ öğretim üyesi Ayşe Erzan, katılımcılarının yoğun ilişki içinde olduğu sivil toplum kuruluşlarının, emir komuta zinciri ve sabit yapılanmalara dayanan örgütlenmelere karşı en etkili örgütlenme biçimleri olduğunu söyledi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi İlhan Tekeli ise, temsile dayalı siyaset anlayışının demokratik toplum yapısının ihtiyaçlarına yanıt vermediğini söyledi.
* Çoğulcu demokrasinin temel yapılarından biri olan STK'lar devletten ve yardım aldıkları kurumdan bağımsızlıklarını korur şekilde çalışmaları gerekiyor.
* STK'lar siyasi otoritenin baskısından uzak ancak kamusal alanda etkili kuruluşlardır.
* Katılımcı demokraside birey, kendine yeni yaşam kalıplarını birey olarak değil, STK'lar sayesinde siyasi partilere girmeden de sağlayabiliyor, kamusal özne olabiliyor. Gönüllülük temeline dayanan STK'lar çoğulcu demokrasiden katılımcı demokrasiye geçişi sağlıyor.
"STK'lar kamu hizmetinin tamamlayıcısı değil"
Panelin ilk oturumunda "Katılımcı demokrasi ve Türkiye deneyimi"ni tartışan STK temsilcisi ve öğretim üyeleri STK'ların katılımcı demokrasinin bir unsuru olabilmesinin yollarını tartıştı.
Yurttaşların siyasal katılımını arttırma amacıyla yola çıkan ÇareSiz hareketinden Oğuz Esmer'in başkanlığındaki oturumda Galatasaray üniversitesi öğretim üyesi Ahmet İnsel, STK'ların devlet kurumlarını tamamlayıcı bir rol üstlenmesini eleştirdi:
* STK'lar 12 Eylül darbesi ve arkasından oluşan rejime karşı bir tepki olarak gelişti. 28 Şubat sürecinde STK'ların verdiği brifingleri düşündüğümüzde kendisini devlet düzeninin bekçisi olarak gören, devletin tamamlayıcısı olma iddiasında bulunan STK'ların, katılımcı demokrasiyi temsil eden anlayıştan uzaklaştığını görüyoruz.
Çocuk ve gençler karar alma süreçlerinde yok
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Serdar Değirmencioğlu ise çocuklar ve gençlerin karar alma süreçlerine katılımı ve katılımcı demokraside yer almaları üzerinde durdu.
* Çocuk ve gençlerin karar alma süreçlerinde yer almaları kendilerine de mutlak bir yarar sağlıyor. Türkiye'de çocuğa yetkin olmayan kişi olarak bakıldığı için, çocuklar karar alma süreçlerinden dışlanıyor.
* Başbakan'a mektup yazıldığı 'Benim de sesim var' kampanyasında çocuk ve gençlerin siyaset ve ekonomiye ilgi gösterdikleri, kendi hayatlarıyla ilgili düşündükleri ve karar almak istedikleri ortaya çıkmıştı.
Daha önceki yıllarda STK'ların devlet ve Avrupa Birliği ile ilişkileri, gençlik ve katılım, STK'lar ve etik gibi başlıklarla toplanan STK sempozyumunun son gün oturumlarında "Katılımcı Demokrai ve yerel yönetimler", "Yeni Katılımı imkanları ve Ortamları: STK'lar ve İletişim Araçları" tartışılacak.(ÖG/BB)