Cumhuriyet Davası Koordinasyonu, Cumhuriyet davasının dördüncü duruşma gününde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Davada 11'i Cumhuriyet gazetesi çalışanı ve yöneticisi, biri Twitter kullanıcısı 12 kişi tutuklu olmak üzere 19 kişi yargılanıyor.
Duruşma öncesi adliye önünde yapılan açıklamada “OHAL kaldırılsın. KHK’larla yapılan haksızlıklar geri alınsın. Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın. Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet” çağrısı yer aldı.
Gazeteci Nazan Özcan'ın okuduğu açıklama şöyle:
"Ahmet Şık hakikati haykırmaya devam etti"
TIKLAYIN - Ahmet Şık: Söylediklerim Savunma, İfade Değil, İthamdır
“Medyanın neredeyse tamamını iktidarlarının borazanı haline getirenler, suçlarını ve kötü niyetlerini ortaya koymakta diretenleri ise hapsederek susturmaya çalışıyorlar. Korkacağımızı, susacağımızı sanıyorlar. Bir kez daha yanıldıklarını göstermek için anlatmaya devam edelim.’
“Ahmet Şık, dünkü savunmasında daha doğrusu kendi deyişiyle ithamında mahkeme salonundan tüm Türkiye’ye hakikati haykırmaya devam etti.
“Evet, üzerine ‘terör’ lekesi bulaştırmaya çalışılan Cumhuriyet davası aslında tüm medyaya gözdağı verme, susturma, sindirme davasıdır.
“Hatta daha da fenası medya üzerinden tüm topluma ‘itiraz etmeyin, adalet aramayın’ mesajı verilmektedir. Ancak dün yalnız Türkiye’de değil, tüm dünyada da Ahmet Şık’ın trend topic olması türlü saray entrikalarına rağmen bunun asla ve kata mümkün olmayacağının ispatıdır.
"Aradığını örgüt ülkeyi yönetiyor' derken haksız mı?"
“Ahmet Şık’ın dünkü konuşmasında apaçık ispatladığı gibi darbe sonrası görevden alınan generallerin neredeyse tamamı ‘kumpas soruşturmaları’ sonrası gerçekleşen YAŞ’larda atanmıştır.
“Darbe girişimi sonrası anlaşıldı ki yargının yüzde 35’i bugünkü iktidar tarafından şimdilerde FETÖ olarak adlandırılan Cemaat’e teslim edilmiştir. Emniyette de durum farklı değil.
“Dolayısıyla Ahmet Şık ‘Ne Cumhuriyet Gazetesi’nden bir illegal örgüt ne de bizlerden terörist çıkaramayacaksınız. Cumhuriyet Gazetesi’nde aradığınız örgüt, siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor’ derken haksız mı?
“Hakan Kara’nın, Turhan Günay’ın, Kadri Gürsel’in, Musa Kart’ın Murat Sabuncu’nun terörle ne ilgisi var?
"Halkın hakikatleri öğrenmesi gerekiyor"
“Bugünün dünyasında Türkiye’nin daha fazla otoriterliği, daha fazla baskıya, daha fazla haksızlığa değil, daha fazla özgürlüğe, daha fazla insan haklarına daha güçlü adalete ve elbette daha kökleşmiş bir demokrasiye ihtiyacı olduğu açık.
“KHK’larla kuşatılmış OHAL Türkiye’sinde halkın hakikatleri öğrenmesi gerekiyor. Bunun yolu da basın ve ifade özgürlüğünden geçer.
“Geç yapmak hiç yapmamaktan iyidir. Bu nedenle siyasete ve yargıya bir kez daha bu çökmüş davanın arkasında durmaktan vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz." (BK)