Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Sistematik şiddet gördüğü kocasını öldüren D.K. beraat etti.
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kadının meşru müdafaa hakkını kullandığını söyleyerek ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.
Savcı Hasan Gündüz, mütalaasında olayın "meşru savunma ve zorunluluk hali" kapsamında değerlendirilemeyeceğini söylemiş ve kadının 18 ila 24 yıl arası hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Evrim Cansu başkanlığındaki mahkeme heyeti, beraat kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"D.K. hakkında eşi Fikret K'yı kasten öldürdüğü iddia edilse de maktulün sanıkla evlendiği tarihten itibaren 15 yıl boyunca aralıksız sanığa sözlü ve fiili şiddet uyguladığı, çocuklarıyla sürekli kötü yaşam koşullarına maruz bırakıldığı, suç tarihinde sanığın sebepsiz yere birden fazla çocuklarıyla darbettiği, maktulün sanığa yönelik 15 yıldır süregelen saldırıların devamlılık taşıdığı, sanığın saldırıların devam edeceği korkusuna kapıldığı, kaçma ya da resmi makamlara başvurmaya cesaret edemediği, suç tarihinde maktul tarafından ağır şiddete maruz bırakıldığı, birden fazla öldürülmekle tehdit edildiği, meşru müdafaa koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu gerekçelerle sanığa ceza verilmesine yer olmadığına ve beraatine oy birliğiyle karar verilmiştir."
Kocaeli'nin Körfez İlçesi'nde 21 Ağustos 2015 günü meydana gelen olayda kocasından sürekli şiddet gören D.K., kocası Fikret Kutulu’yu bıçaklayarak öldürmüştü. Aynı gece gözaltına alınan D.K. emniyetteki ifadesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
“Demir sopayla, piknik tüpüyle vuruyordu”
D.K. ifadesinde yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:
“Biz görücü usulü evlendik. Eşim beni evlendiğimizden bu yana hep dövdü. Biri 12, diğeri 10 yaşında iki tane kızım var benim. 15 senedir belki düzelir diye sabrettim. Ayrılmak istedim ama beni öldürmesinden ve çocuklarımın kötü yola düşmesinden korktuğum için boşanamadım.
“Bana şiddet uygularken genellikle demir sopa, ayakkabının tabanı, piknik tüpü ve evde bana zarar verebileceği ne bulursa kullanıyordu. Sürekli alkol alırdı. Beni sürekli aldattığını herkes biliyordu. Seni öldürürüm diyerek beni sürekli tehdit ediyordu. Her gün, eve her gelişinde bana şiddet uyguluyordu. Çocuklarımı da dövüyordu. Çocuklarımı dövmemesi için ona yalvarıyordum ama beni dinlemiyordu. 15 yıldır bize hiç bakmadı. Çocuklarım ve ben komşuların yardımı ile geçiniyorduk.”
"Dövmekten yorulunca biraz dinlendi"
“Olay günü Fikret beni dövdü. Dövmekten yorulunca biraz dinlendi, sonra yine dövmeye devam etti. Sonrasında da arkadaşıyla buluşmak için dışarıya çıktı. Geldiğinde beni tekrar dövecek diye kızlar evdeki tüm kesici aletleri ve bana vurduğu şeyleri sakladı. Eve geldiğinde Fikret kızlara ‘Atlama ipiniz var mı?’ diye sordu. Kızlar yok deyince de ‘Tamam, ben yarın silah alıp annenizi vuracağım’ dedi. Sonra beni yine dövmeye başladı. Piknik tüpüyle yüzüme vurdu. Darp sonrası yüzümün geldiği halin fotoğrafları zaten dosyada var.
“Beni dövdükten sonra uyudu. O uyurken aynada yüzüme baktım. Tanınmayacak haldeydim ve canım çok yanıyordu. Üzüldüm ve ağladım. Uyandıktan sonra beni tekrar döveceğini düşündüm ve mutfağa gidip beni dövdüğü piknik tüpünü ve bıçağı aldım. O yatarken bana çektirdiği acıyı yaşaması için tüple bir kere vurdum sonra ayağa kalkar gibi oldu ve ‘Ne yapıyorsun?’ dedi. Böyle olunca ben de kalkıp beni öldürecek diye korktum ve bıçağı rastgele salladım. Sonra çocuklarımın odasına gidip ağladım. Onun hareket etmediğini görünce de üzerini örttüm ve eniştemi arayıp olanları anlattım.” (CA/ÇT)