Sıcak Paranın Tahribatına Önlem
Sıcak paranın tahribatına önlem önerileri
Yapılacak olanın, uluslararası finans şirketlerinin yönetiminde olan likiditenin, adeta bir karantina alanı, bir tampon bölge yaratılarak, Türkiye'den çıkarken yaptığı tahribatı önlemeye çalışmak olduğunu anlatan Ali Nail Kubalı, çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
1 - Türkiye'ye büyük uluslararası fon yönetimi şirketleri kanalı ile giren fonlar, Merkez Bankası'nda rezervlerden farklı olarak ayrı bir fonda toplanmalı. (Bu fon "Sermaye Piyasası Stabilizasyonu Fonu"/ "SPSF" olarak adlandırılabilir)
2 - SPSF, Merkez Bankası Guvernör'ü ve en büyük 4-5 özel bankanın genel müdürlerinin katılacağı bir "SPSF Yönetim Kurulu" vasıtası ile yönetilmelidir.
3 - Fona giren dövizler kısa vadeli likit ve risksiz hesaplarda, döviz cinsinden muhafaza edilmelidirler.
4 - Büyük yabancı fon şirketlerinin Türkiye'ye giriş ve çıkışlarında bildirim mecburiyeti olmalıdır. Büyük uluslararası Fonlar eliyle giren dövizlerin tutarı, bunların nerelerde tutulduğu, nasıl değerlendirildiği günlük ve haftalık bültenlerle en şeffaf bir biçimde yayınlanmalıdır. Buraya kadar açıklanan uygulama paniklerin doğma olasılığını azaltabilecek güvenin doğmasına katkıda bulunabilir.
5 - Her şeye rağmen doğabilecek bir panik halinde ise ellerindeki kağıtları satıp dövize dönmek isteyen yabancı fonların döviz talepleri SPSF tarafından döviz satılarak karşılanmalıdır. Bu işlem sonucunda SPSF'ye geri dönen T.L.'ler ise hisse senedi ve tahvil/bono piyasalarına aynen bir fon yöneticisinin mantığı ile süratle geri döndürülmelidir.
6 - Diğer bir deyişle SPSF yönetim kurulu, döviz varlıklarını emanet para gibi likit, T.L. varlıklarını ise iyi bir fon yöneticisinin mantığı ile hisse senedi, tahvil ve bono piyasalarında değerlendirmelidir.
7 - Bu piyasalara derhal dönen T.L. ile borsanın çökmesi önlenmiş, T.L. likidite şok bir daralmayla engellenmiş, faizler ve kurlardaki stabilite ise korunmuş olabilecektir.
"Kopya çekilecek model yok"
"Bu önerilerin pratik olmayan, eleştirilebilecek yönleri olabilir" diyen Kubalı sözlerine şöyle devam etti:
* Ancak Türk ekonomisini yönetenler bu veya buna benzer bir kalkanı oluşturmak için çalışmak zorundadırlar. Bu konuda önümüzde örnek alınacak bir ülke, kopya çekilecek bir model bulunmamaktadır.
* Hiç kimseyi taklit etmeden, kalkınmakta olan ülkelere, hatta sanayileşmiş ülkelere örnek olabilecek bir model Türk ekonomistleri tarafından neden geliştirilmesin? (YÖ)