SES Sağlıkta Yıkım Programına Karşı Yürüyor
Toplantılar, sendikanın 13 Kasım'da Edirne ve Van'dan başlattığı, 17 Kasım'da Ankara'da sonlanacak yürüyüş çerçevesinde düzenleniyor.
İstanbul'daki Sağlık Meslek Odaları, sendikalar ve ilgili sivil toplum örgütlerinin de katıldığı platform, SES'in eylemini destekleyeceklerini açıkladı.
İlk etkinlik saat 12:30'da Cerrahpaşa Hastanesi'nde gerçekleştirilecek; sağlık emekçileri ve destek veren gruplar Aksaray'a yürüyecekler.
Öğleden sonra da saat 16:30'da Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde buluşacak olan yürüyüş grubu ve destekçileri, bu kez Kadıköy Vapur iskelesine kadar yürüyecekler.
Edirne'den başlayan bu yürüyüş sırasında Kocaeli ve Bolu'da de benzer toplantılar ve basın açıklamaları yapıldıktan sonra, 17 Kasım'da Ankara'da büyük bir toplantının gerçekleştirilecek.
Aydın: "Sağlıkta dönüşüm", "sağlıkta yıkım"a dönüştü
SES Genel Başkanı Köksal Aydın yürüyüşle ilgili olarak "Sağlık ortamı 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' adı altında IMF, Dünya Bankası tarafından dayatılan yapısal bir değişim süreci yaşıyor. 'Dönüşüm programı' henüz tamamlanmadan toplumsal sonuçları ortaya çıkmaya başladı ve 'Sağlıkta yıkım programı'na dönüştü" dedi.
Program tamamlandığında sağlık hizmetlerinin tamamen piyasaya devredildiği, sosyal devletin sağlık alanındaki sorumluluğunun ortadan kalktığı bir sağlık ortamı ile karşı karşıya kalınacağını söyleyen Aydın, "Sendikamız geçmişten bugüne herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti talebiyle mücadele yürüttü" dedi.
Aydın bu sürece ve mücadeleye örgütlü, örgütsüz tüm toplum kesimlerinin katılmasını istedi.
Sağlık Hakkı Hareketi Derneği destekliyor
Sağlık Hakkı Hareketi Derneği de yaptığı açıklamada "Toplumun sağlık hakkına ulaşması ve yararlanması için, sağlık hakkımız için, sağlık emekçileriyle omuz omuza olacağımızı tüm arkadaşlarımıza ve kamuoyuna duyuruyoruz" diyerek toplantı ve eylemlere katılacağını açıkladı.
Sağlıkta yıkım nasıl gerçekleşiyor?
SES'e göre "Sağlıkta Yıkım" Tablosunun unsurları şöyle:
* Bütçeden sağlığa yeterli kaynak ayrılmıyor, yatırım yapılamaıyor.
* Yüz bine yakın personel açığı yaşanıyor, siyasi iktidar bunu giderecek çaba sarf etmiyor.
* SSK sağlık kuruluşlarının devri, iddiaların aksine hizmet kalitesi ve hizmete ulaşma konusunda büyük olumsuzluklar yarattı. Birçok ilaç temin edilemiyor, cepten harcamalar artıyor. Devrin maliyeti öngörülenin 3 katı, bunun rakamsal karşılığı 81 ilde tam donanımlı yeni hastane açılabilecek kaynağın uluslararası tekellere, özel sektöre aktarılması oldu.
* Bütçe kaynakları yerine, sosyal güvenlik kurumlarını çökertecek performansa dayalı döner sermaye ikame edildi, ticari rekabetle hizmetin kamusal özelliği zedelendi. Edirne, Manisa, Kayseri ve Bursa'da görülen yeni doğan ölümleri bu durumun sonuçları.
* Hizmet alımı yaygınlaştı; taşeron uygulamalarla sağlık hizmeti parçalandı.
* IMF'nin "sağlık harcamalarınızı azaltın" talimatıyla "paket fiyat" uygulaması başlatıldı; sağlık hizmeti sunulamaz hale geldi.
* Yine IMF'nin "sağlık harcamalarınızı azaltın" talimatıyla ilaç sınırlandırılmasına gidildi, kanser ilacı dahil yaklaşık 150 kalem ilaç reçete kapsamı dışına çıkarıldı; bunun daha da artması bekleniyor.
* Toplum sağlığı yerine piyasa işleyişini ikame eden anlayış koruyucu sağlık hizmetlerine yeterince yatırım yapmadı. Sağlık bütçesinin yalnızca yüzde 0,8'i koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılıyor. Personel açığı giderilmedi; bunun sonucunda salgın hastalıklar hortladı. Ankara'da kolera salgını, Malatya ve Ağrı'da salgınlar, "geliyorum" diyen kuş gribinde yaşanan acizlik ve dört çocuğun ölmesi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden ölümler yaşandı. (MS/TK)