Bu üç sendika şube başkanlarının ortak görüşü işçi sınıfının siyasallaşması ve üretimden gelen özgücünü kullanarak siyasete yön vermesinin gerekli olduğu.
Uzlaşmacı tavrı reddediyoruz
Petrol-iş sendikası Batman Şube Başkanı Nimetullah Sözen; genel anlamda Emek Platformunun özelde mavi yakalısıyla beyaz yakalısıyla işçi sınıfının sermaye ve hükümetiyle uzlaşmacı dirsek temasından uzaklaşarak siyasallaşması gerektiğini belirtti.
Başkan Sözen; ''Ben başından beri söylüyorum Emek Platformu uzlaşmacı bir tavır sergiliyor ve biz Petrol-iş sendikası olarak bunu reddediyoruz. Parça parça sorunları ele alıp çözmek doğru bir tutum değildir. Bu sadece iş güvencesi içinde geçerli değil Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlarlada ilintili. Emek Platformu'nun oluşmasından zaten üç konfederasyonun gücünün birleştirmesi gelirken bugün halen uzlaşmacı bir tavır sergileniyor. Oysaki Emek Platformu kendi düzleminde hazırladığı alternatif proğramı üretimden gelen gücünü kullanarak hayata geçirmeliydi. Ve herşeyden önce ekonomik taleplerden ziyade kendisini siyasallaştırmalıydı. Örneğin bugün erken seçim gündemde işçi sınıfının buna yönelik net bir tutumu yok, iş güvencesi yasa tasarısı yaklaşık 1 buçuk yıldır mecliste bekletiliyor bugün seçimler fırsat bilinip rica minnet görüşülüyor. En öncelikli sorun Kürt sorunun çüzümüdür, idamın kaldırılmasıdır, ana dilde yayın hakkıdır ama işçi sınıfının tüm bunlara yönelik bir politikası yok. Oysaki en öncelikli sorun Kürt sorunudur ve bu sorun çözülmeden hiç bir şey halledilemez'' dedi.
Sendikalar yasaların arkasına sığınıyor
Gelinen süreçte sendikacıların bazı yasaların arakasına sığınarak kendisini ifade etmeye çalıştığını kaydeden Nimetullah Sözen; ''Bu doğru bir tutum değildir. İşçi sınıfının bu uyum yasalarıyla ilgili net bir duruşu olmalıdır. Kendisini siyasal alanda kanıtlamak zorundadır. Uzlaşmacı bir tavırla sendikacılık olmaz, sınıf siyasete yön vermesi gerekirken uzlaşmacı bir tavır sergileyerek burjuva siyaseti izliyor. Zaten sistemin uzun yaşamasındaki en büyük rolü işçi sınıfı oynadı. İşçi sınıfı haklar, özgürlükler cephesinden net bir duruş sergileseydi bu köhne sistem bu kadar yaşayamazdı'' şeklinde konuştu.
''İşçiyle yürüyeceğiz''
Belediye-İş Mardin Şube Başkanı Ahmet Gültekin ise; Emek Platformu bileşenlerinin demokratik talepler için artık hükümetle görüşmesinin olumlu bulmadığını bildirdi.
Gültekin; ''İş güvencesi vb. gibi demokratik taleplerle ilgili biz geçtiğimiz aylarda Ankara Güven Park'ta bir eylem yapmıştık. Ve bu eylemin arkasının geleceğine değinmiştik. Nihayetinde bugün ben bölge şube başkanları adına ileriki günlerde Genel Merkez'le görüşeceğim, demokratik haklarımız için Türkiye genelinde işçiyi yürütmeyi düşünüyoruz. Genelde bunu yapamazsak bile bölge düzeyinde kesinlikle yürüyeceğiz. Mardin, Diyarbakır, Urfa, Adıyaman, Antep, Hatay, İskendurun, Adana. Van, Siirt vb. gibi bölgelerden Ankaraya yürüyeceğiz. Sermayenin sınıfa yönelik saldırılarının arttığı bir dönemde hükümetten rica minnet taleplerde bulunmayı tasvip etmiyorum'' dedi.
''Yolumuz 15-16 Haziran?ı yaratanların yoludur''
DİSK'e bağlı Genel-iş sendikası Mersin Şube Başkanı Mithat Fahlioğulları ise Emek Platformu oluşturan sendika ve sivil toplum örgütlerinin artık uyanması gerektiğine dikkat çekti.
Gerek hükümetin gereksede TBMM'sinde grubu oluşturan tüm siyasi partilerin bugüne kadar işçi sınıfına verdiği sözü yerine getirmediğini kaydeden Fahlioğulları; ''Emek Platformu'nu oluşturan örgüt başkanları kendi öz gücüne dönmelidir. Kendi tabanıyla barışık olup o güçle mücadele etmelidir. Kendi tabanıyla barışık olmayanlar bu kavgada başarı elde edemezler'' dedi.
Başkan Fahlioğulları; ''Artık yeter hükümet ve muhalefeti oluşturan siyasi partilerle görüşmeler biran önce kesilmeli, çözümü bunlarda aramamalıdır. Artık yeter bugüne kadar uyutulduğumuz, göstermelik eylemlere, mitinglere sibop ayarına yeter, Çözüm 15-16 Haziran'ı yaratanların yoludur. Çözüm genel grevdir. Çözüm kendi tabanına güvendir. Çözüm siyasallaşmadır'' dedi.
Çözümün Partiler üstü değil, bizzat siyasetin içinde olduğuna deyinen Mithat Fahlioğulları; ''Bu çözümlerle elimizden alınan tüm hakları kazanacağız. Sendikacılar artık sınıfa yaraşır bir mücadelenin önderleri olmak zorunda olmalıdır, sendikacılığı meslek edinenlere karşı mücadelemizde aynen devam edecektir. Sendikalar asli görevlerinin dışında yaşam hakkı, eğitim hakkı, işsizlik, barış için ve köylülerimizin mücadeleside bu kavganın içinde olmadır'' şeklinde konuştu