Bayrağa yönelik saldırıyı saygısızlık olarak değerlendirdiklerini ve kınadıklarını belirten sendikalar, barış ortamına zarar verebilecek provokatif girişimlere karşı herkesin sağduyulu olması gerektiğini söylediler.
Hak-İş demokrasiyi içtenlikle isteyenlerin "şovenizmin, bölücülüğün tuzağına düşmemesi gerektiğini" söylerken, Türk-İş, Türk bayrağının, genel merkez ve şubelerinde bir hafta süreyle asılı kalacağını açıkladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) de, olayların ardından, gerek medyada yer alan haberlerin, gerekse devletin üst kademelerinden yapılan açıklamaların kaygı verici olduğunu belirterek, özellikle sorumlu mevkilerdeki kamu görevlilerini, insanları birbirine karşı kışkırtıcı söz ve davranışlardan kaçınmaya çağırdı.
DİSK: "Yükselişe geçen aşırı milliyetçilikten endişe ediyoruz"
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, "Çok hassas bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde, bu tip provokatif davranışların fırsat bilinmesiyle tırmandırılmaya çalışılan aşırı milliyetçi tutumlardan da endişe ediyoruz" dedi.
Yetkilileri ülkedeki barış ve kardeşlik ortamını bozucu, baskı politikalarına kaynaklık etmesi muhtemel yeni provokasyonlara karşı önlem almaya çağıran Çelebi, Türkiye'nin yakın tarihinde benzer provokasyonlardan çok çektiğini söyledi.
"Yüzlerce binlerce masum insan acılar yaşadı. Aileler dağıldı. Kardeşi kardeşe düşman eden hiçbir tutum hoş görülemez. Bu ülke hepimizin ülkesi, bayrak da ortak değerimiz. Bayrağa hepimiz saygı göstermeliyiz. Bayrağa saygısızlığa da izin vermemeliyiz"
Bayrak yakma girişimi gerekçesiyle, Kürt yurttaşlara yönelik olası saldırı ve tehditlere de karşı çıkılması gerektiğini belirten Çelebi, "Tek savunmamız gereken şey barış ve kardeşliktir. Bunun temeli de insan hakları ve özgürlüklerin, korunması ve güçlendirilmesidir. Ülkenin birliği ve bütünlüğü temelinde tüm haklar eksiksiz hayata geçirilmelidir" diye konuştu.
İHD: "Barış ortamına zarar verecek söz ve davranışlardan kaçınmak gerekir"
İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Yusuf Alataş, gerek medyada yer alan haber/yorumlar ve gerekse devletin en üst kademelerinde görev yapanların açıklamalarını kaygıyla izlediklerini belirterek, "Özellikle sorumlu mevkilerdeki kamu görevlilerini ve herkesi sağ duyulu olmaya, insanlarımızı birbirine karşı kışkırtıcı söz ve davranışlardan kaçınmaya davet ediyoruz" dedi.
Alataş başta Genel Kurmay Başkanı olmak üzere, devletin en yüksek sorumlu mevkilerinde bulanan kişilerin beyan ve açıklamalarının kaygı verici olduğunu belirterek, "Herkesin ülkemizdeki barış ortamına zarar verecek söz ve davranışlardan kaçınması gerekir" diye konuştu.
Alataş, Türkiye'deki insanlar arasındaki barış ortamını bozmaya yönelik bu tür provokatif davranışların, gereğinden fazla büyütülerek, daha büyük olayları tahrik edecek boyutlara taşınmamasının da son derece önemli olduğunu söyledi.
KESK: "Saldırgan milliyetçiler provokatif saldırıyı bahane ediyor"
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)Genel Başkanı Sami Evren, Mersin'deki olayın ardından saldırgan-milliyetçi histerinin ürkütücü bir biçimde tırmandığını belirterek, "Bu memlekette provokatif girişimlerin, söylencelerin nasıl da katliamlara dönüştüğünün, demokrasinin nasıl da yara aldığının acı tanıklarıyız. 6-7 Eylül olayları, 1 Mayıs 77, Maraş ve Çorum katliamları, Sivas katliamı, Gazi olayları arasında da benzerlikler var" dedi.
Mersin'de yaşanan olayı, bu ülkedeki aklı başında hiç kimsenin onaylamasının mümkün olmadığını söyleyen Evren, "Bayrağa yönelik provokatif saldırıyı bahane ederek, karanlık bir tertibin ucuz kuklaları, tarihsel rollerine uygun olarak yine devreye girdi" diye konuştu.
"Saldırgan milliyetçilerin ne farklı görüşlere, ne farklı kimliklere, ne farklı dinlere, dillere tahammülleri var" diyen Evren özetle şunları söyledi:
"En küçük bir demokratik talebe bile kuşku ve öfkeyle yaklaşıyorlar. Tetiklenmek istenen gerilimi, bölgedeki gelişmelerden, AB sürecinden, Kürt sorunundan ve daha nice sorun alanlarından bağımsız değerlendirmek olanaklı değil. Karanlık ve tehlikeli bir oyun oynanıyor. Türkiye'nin bu gerilimli gündemi aşması için devrimcilere, emek ve demokrasi güçlerine önemli görevler düşüyor."
Kristal-İş: "Kışkırtmalara karşı hükümeti göreve çağırıyoruz"
Cam, Çimento ve Toprak Sanayii İşçileri Sendikası (Kristal-İş)Yönetim Kurulu tarafından yazılı açıklamada, "Mersin'de bayrak yakma girişimiyle başlayan olayların yeni ve tehlikeli bir gelişmenin habercisi olduğuna inanıyoruz" denildi.
Kristal-İş, hükümetin görevinin basın açıklamalarıyla sorunu geçiştirmek değil sorumluları bulup bir an önce yargının karşısına çıkarmak olduğunu söyledi.
Olayların toplumda yeni gerginlikler yaratmak isteyenlerin provokasyon girişimi olarak değerlendirildiği açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Türkiye ne zaman demokratikleşme yönünde bazı adımlar atsa hemen arkasından bir dizi karanlık gelişme ortaya çıkar. Çıkarları sarsılanlar, gerilim ve çatışma ortamı yaratarak güçlerini muhafaza etmeye, çıkarlarını korumaya çalışırlar. Bu kez yaşananlarında daha öncekilerin bir benzeri olduğu açıktır. Gerginlikten ve çatışmadan medet uman güçlere karşı herkesi sağduyuya ve sorumluluğa davet ediyoruz."
HAK-İŞ: "Kutsalları aşağılamak akılsızca bir girişim"
Hak işçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) Genel Başkanı Salim Uslu, "Ulusun birliğini, devletin bütünlüğünü hedef alan ayrılıkçı bir siyasetin tırmandırılması gibi bir yol, ateşle oynamaktan başka bir şey değildir" dedi.
Türkiye'de barışın, refahın ve demokrasinin hüküm sürmesini içtenlikle isteyenlerin , "şovenizmin, bölücülüğün tuzağına düşmemesi gerektiğini" söyleyen Uslu, şunları söyledi:
"Bugün ülkemizde daha birkaç yıl önce hayal bile edilemeyecek gelişmeler yaşanmaktadır. AB ve demokratikleşme yolunda önemli adımlar atılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı gibi bir ortak bağımız, Türkiyeli olmak gibi bir ayrıcalığımız varken bazı zavallıların çocukları da kullanarak kutsallarımızı aşağılamaya kalkışması akılsız ve alçakça bir girişimdir."
Türk-İş: Ulusal değerlerimize saldırı
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada,
"Mersin'de gerçekleştirilen nevruz kutlamaları sırasında Türk bayrağına karşı yapılan saldırı ulusal bağımsızlığın, ülke ve ulus birliğimizin simgesi olan değerlerimize karşı yapılmıştır" denildi.
Türkiye'nin sorunlarının, bağımsızlık, ulusal egemenlik ve demokrasi çizgisi korunarak çözüme kavuşturulacağı belirten Türk-İş'in açıklamasında, özetle şu görüşlere yer verildi:
"Bölgemizde yeni oluşumlar gerçekleştirmek doğrultusunda emperyalist güçler tarafından uygulanmak istenen senaryoların bir parçası olan kişilerin bu hain girişimleri sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
Ulusal birliğimize ve bütünlüğümüze yönelik girişimler geçmişte olduğu gibi ulusumuz tarafından hak ettiği cevabı alacaktır."
Türk-İş ayrıca genel merkez ve tüm şubelerde bir hafta süreyle Türk bayrağının asılı kalacağını açıkladı.(KÖ)