"İktidar en sonunda insanoğlunun doğaya müdahalesinin nasıl sonuçlar doğurduğunu anladığına göre artık 3. köprü veya 7 tepeye 7 tünel gibi anlamsız, çözüm olmamasına karşın doğaya zarar verecek, İstanbul'un son ormanlarını yok edecek ve daha da fazla karbondioksit salımına neden olacak projelere dur demelerinin zamanı geldi."
Trakya'nın ardından İstanbul'da etkili olan selle can ve mal kaybının ardından Yeşiller Partisi Beyoğlu İlçe Örgütü " Senelerdir ve defalarca söylediğimiz üzere, artık sellere, fırtınalara, yoğun kar yağışına veya aşırı sıcaklıklara, kuraklığa ve susuzluğa hazırlanmalıyız" diyor.
"Doğa, kendisine verdiğimiz zararı bize ödetiyor" diyen Yeşiller "Trakya'daki selin sorumlusu, önlem almayan CHP'li belediyeler kadar, dere yataklarını fabrika kurulması için değiştiren, sanayi atıklarının denetimsiz şekilde Ergene Nehri'ne akıtılmasına ses çıkarmayan, AKP zihniyeti" olduğunu söylüyor.
"Görün şimdi o fabrikalar, o evler ve o çok övündüğünüz duble yollar ne alemde. Karadeniz nasıl kıyısına yaptığınız ihanet yolunu söküp attıysa, Ergene de öcünü sel felaketiyle alıyor. "
"Topbaş'ın vicdanı sızlamıyor mu?"
Yeşiller'e göre İstanbul'da da farklı bir durum söz konusu değil.
"Hesaplandığına göre 100 milyon doların üzerinde zarar var. Ama bilmeliyiz ki, endüstri hayranlarının doğaya verdiği zararın yanında 100 milyon dolar hiçbir şey. Eğer doğayla inatlaşmaya, onu dizginlemeye çalışmaya ve ona zarar vermeye devam ederlerse..."
Yeşiller İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'a söyle sesleniyor:
"Yaptığınız açıklamalarda sorumluluğun insanoğlunda olduğunu söyleyerek gözlerimizi yaşarttınız. En sonunda aklınızın başına geldiğine sevindik. Ancak şöyle bir sorun var: Bu şehri 15 yıldan beri yöneten bir zihniyetin devamı olarak, Ayamama'nın çevresindeki fabrikalara siz izin vermediniz mi? 1995'ten sonra buradaki fabrikaları buradan taşıması gereken siz değil miydiniz?
"Ve dolayısıyla zor şartlar altında, asgari maaşa çalışan ve işten atılma korkusuyla selin ortasında işlerine gitmeye çalışırken hayatını kaybeden işçilerin ölümünden siz de sorumlu değil misiniz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?" (EZÖ)