İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) para almak için özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yatırılan 10 bebeğin ölümünü araştıran savcı Y.E’nin tehdit edilmesiyle ilgili soruşturma sürüyor.
Son olarak Anadolu Ajansı jandarma ekiplerine teslim olan ve itiraflarda bulunan tutuklu şüpheli M.E.O'nun ifadesini yayımladı.
M.E.O. ifadesinde, yine soruşturma kapsamında tutuklanan şüphelilerden M.K.Z.'yle Siirt'te ortak tanıdıkları sayesinde tanıştıklarını ve şüphelinin kendisini İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak tanıttığını öne sürdü.
M.K.Z.'nin sosyal medyasında bürokratlarla, iş insanlarıyla fotoğrafı olduğunu ve bu nedenle müsteşar olduğuna inandığını ifade eden şüpheli, şunları aktardı:
"M.K.Z. benimle telefonla irtibata geçerek Ankara'ya davet etti. Yanına gittiğimde kimliğimi benden aldı. Yaklaşık bir hafta sonra kimliğimi ve üzerinde fotoğrafım olan adıma düzenlenmiş Milli İstihbarat Teşkilatı'nı (MİT) gösterir kimliği verdi. Bundan sonra 'Artık MİT'e bağlı çalışacaksın, benim verdiğim talimatları yapacaksın.' dedi. Aynı zamanda kimliklerle beraber tabanca, koruma kıyafeti, yaklaşık 100 adet 5,56 milimetre çapında fişek ve 2 kutu 9 milimetre çapında fişeği teslim etti. Yaklaşık olarak 1,5 yıl vermiş olduğu talimatlarla değişik işlerde görevlendirdi."
M.E.O, 2023 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce farklı illerde miting için görevlendirildiğini, M.K.Z.'nin yanında çalıştığı 1,5 yılda, aylık ücretini M.K.Z.'nin yanında çalışan şahıstan nakit aldığını ve faaliyetlerde kullandığı araçları da bu parayla kiraladığını iddia etti.
"Hiç kimseye ve hiçbir birime bilgi vermeyeceksin"
Siirt'te, 28 Ekim 2023'te çakarlı aracıyla trafik çevirmesine takıldığını belirten M.E.O, "Polislere MİT kimliğimi ibraz ettim. Bana 'Devam edebilirsiniz.' dediler. Akabinde nişanlımın evine gittim. Balkona çıktığımda kalabalık bir polis ekibinin aracımı incelediklerini gördüm." ifadesini kullandı.
M.E.O. durumu telefonla şüpheli M.K.Z.'ye haber verdiğini, M.K.Z.'nin kendisine sakin olmasını, polislere kesinlikle kimliğini göstermemesini, ifşa olmamasını ve ettiği yemine bağlı olması gerektiğini söylediğini öne sürdü.
Bir süre sonra aracının yanına indiğinde yerinde olmadığını ve çekici yardımıyla götürüldüğünü öğrendiğini belirten şüpheli M.E.O, bunun üzerine Siirt İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube'ye gittiğini, buradaki polis memurlarının da istihbarat ve asayiş ekiplerini çağırdığını anlattı.
M.E.O. bu olayın akabinde polislerin ikamet ettiği ailesine ait evini aramak için gittiklerini, yapılan aramada tabanca ile çok sayıda fişek ve uzun namlulu tüfek fişeği bulduklarını aktardı.
Bu olay nedeniyle tutuklandığını ve 26 gün cezaevinde kaldığını kaydeden M.E.O. şu bilgileri verdi:
"Cezaevinden çıktıktan iki gün sonra, maaşımı elinden aldığım şahıs yanıma gelerek bizimle alakalı hiç kimseye ve hiçbir birime bilgi vermeyeceksin. 'Başına gelen bu olayı çözeceğiz.' diyerek beni uyardı. M.K.Z. ve kendisiyle irtibatlı diğer şahıslarla bağlantımı kestim. Eylül ayında telefonumda bulunan uygulamadan numarası görünmeyen bir kullanıcı beni aradı. Kimsiniz diye sorduğumda, 'Beni tanımadın mı, ben M.K.Z. Başkan' dedi. Şahsın M.K.Z. olduğunu anladım. Bana Siirt ilindeki yakalamam ile ilgili dosyamın akıbetinin ne olduğunu sordu. Ben de kendisine yargılamamın devam ettiğini, değişik bir durum olmadığını söyleyerek fazla bilgi vermek istemedim."
Şüpheli M.E.O. şöyle devam etti:
"M.K.Z., bana 'güzel bir teklifinin olduğunu, söyleyeceğini yaptığım takdirde devam eden dosyamın ceza almadan kapatılacağını, bununla beraber 100 bin dolar vereceğini' söyledi. Teklifinin ne olduğunu sorduğumda, 'Ben dürüst konuşmayı severim, sana her zaman açık oldum. İstanbul ilinde bulunan bir adliye personeli bizim işlerimize çomak sokuyor ve bu şahsın yaptığı eylemler senin dosyanın akıbetini de etkiliyor. Bu şahsın kimlik bilgisini, fotoğrafını, araç plakasını, nerede çalıştığını, işe geliş ve gidiş saatlerini sana söyleyeceğim. Sana motosiklet kullanan bir şahıs ile bir silah göndereceğim. Sen maskeli olarak motosiklet kullanan şahsın arkasına binerek, adliye personelinin kullanmakta olduğu araca, trafik ışıklarında durduğu esnada, tekerleklerine ve ön yolcu koltuğuna birer el ateş edeceksin, kimseyi öldürmeyeceksin, amacımız sadece korkutmak.' dedi."
Kendisinin M.K.Z.'ye bu kişinin kim olduğunu sorduğunu belirten M.E.O, "'İşi kabul etmeden sana kim olduğunu söyleyemem.' dedi. Kendisine bu işi kesinlikle kabul etmeyeceğimi ve beni bir daha aramaması gerektiğini söyleyerek telefonu kapattım." diye konuştu.
M.E.O. bir süre sonra şüpheli M.K.Z.'nin Cumhuriyet savcısını tehdit ettiğiyle ilgili haberi gördüğünü, kendisine teklif edilen işin bu olduğunu anladığını ve Jandarma Komutanlığı'na giderek şikayetçi olduğunu beyan etti.
Suçlamalarda adı geçen şüpheli M.K.Z. ise sorgusunda, hakkındaki iddiaları kabul etmedi.
Ne olmuştu?
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E., İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da yeni doğan bebeklerin gereksiz yere özel hastanelere nakledilerek haksız kazanç sağlayan çeteye karşı soruşturma yürütüyordu.
30 Ağustos’ta şüpheli avukat A.A, savcı Y.E. ile önce telefonla sonra da makamında görüştü. Çeteye yönelik dava kapsamında bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağını söyledi, ailesiyle tehdit etti.
Savcı Y.E. durumu başsavcılığa bildirdi. Yeni soruşturma açıldı. Savcının odasına kayıt cihazı yerleştirildi. Avukat A.A’nın irtibatlı olduğu tespit edilen M.K.Z. için de fiziki ve teknik takip yapıldı. M.K.Z’in savcının kişisel ve ailevi bilgilerini üç jandarma personeline sorgulattığı ortaya çıktı. Savcıyla görüşmeye gelen M.K.Z, Y.E.’yi açık şekilde ölümle tehdit etti.
Bunun üzerine düzenlenen operasyonda 12 kişi gözaltına alındı. 4'ü kolluktan serbest bırakıldı. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği 8 şüpheliden 5'inin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi.
Cumhuriyet Savcısı Y.E'nin, özel hastanelere nakledilen 10 bebeğin ölümüne sebep olunması ve haksız kazanç sağlanmasına yönelik 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırladığı fezleke de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
(HA)