Haberin Kürtçesi için tıklayın
Demokrasi İçin Birlik’in (DİB) çağrısıyla bir araya gelen 70 demokratik kurumun katıldığı toplantıda oluşturulan Savaşa Karşı Hayat Konferansı hazırlık komisyonu basına açıklama yaptı.
“Muhalefet sessiz kaldı”
“İktidarın Beka Savaşına Karşı Hayat Demekten Vazgeçmiyoruz” başlıklı basın açıklaması şöyle:
“Barınamayan, karnını doyuramayan, günlük hayatı adeta bir işkenceye dönen halk, şimdi savaşla yüz yüze. Her zamankinden iyi biliyoruz bu savaş yalnızca hayatımızı değil geleceğimizi de çalmak için yapılıyor.
“Taksim’de yurttaşlarımızın canına mal olan bombalı saldırıyı elindeki bütün güçle karartmaya çalışan iktidar, yerdeki kanlar kurumadan bu saldırıyı nasıl kullanacağını gösterdi.
Saldırının acısını yaşayan ülkenin büyük çoğunluğu, yok edilen hayatların iktidarda kalma, seçimi kazanma stratejisinin aracı haline getirileceğini derinden sezdi.
İçişleri Bakanının saldırı gerçekleşir gerçekleşmez yaptığı açıklamaya karşı aksi yönde çeşitli açıklamalar yapıldı. Buna rağmen bir kaç güne kalmadan, Kobane bombalandı. Hastaneler, sivil yaşam alanları tahrip edildi.
“Daha vahim olan saldırının nedeninin iktidarın Suriye’de cihatçı çetelerle girdiği karanlık ilişkilerin olduğunun saklanamamasıydı. Saldırıyı gerçekleştirenin ifadelerinde cihatçı ÖSO ve İŞİD bağlantıları bol bol açığa çıktı.
“Buna rağmen Kuzey ve Doğu Suriye ve Kuzey Irak’a hava operasyonları başladı. Ardından Karkamış’taki roket saldırısında yine canlar yitirildi.
“Muhalefet ise iktidarın seçim stratejisi olduğu yurttaşların ezici çoğunluğu tarafından görülen bu savaş politikalarına ve sınır ötesi operasyonlara açıktan destek verdi. Yalnızca savaşın ülkemize verdiği ve vereceği korkunç yıkımın sorumluluğunu üstlenmekle kalmadı, iktidarın seçim stratejisinin parçası haline geldi.
“Hepimiz biliyoruz bu ülkenin insanları iktidar için, egemenler için ucuz asker, ucuz emektir. Bunun için asker millet oluruz, vatanın dağı taşı, ormanı, deresi satılırken vatan, bayrak nidaları bunun için yükseltilir. “Ayağına taş değmesin” denen Mehmetçikler bunun için hayatı, umutları olan insanlar değil, savaşlarda harcanabilecek isimsiz, belirsiz birileridir. Boğaz tokluğuna çalışan Ayşenur öğretmen bunun için şehit mertebesine konulur.
“Asıl olan soygun, talan, rant rejiminin sürmesidir. Savaştan para kazananlar zenginliklerine zenginlik katarken, bize düşen ölüm, göç ve alabildiğine yoksulluktur.
Savaş politikaları faşizmin kurumsallaşmasına meşruiyet sağlamak, demokratikleşme olanaklarını boğmak, halkın ve muhalefetin sesini yok etmek işlevini görür. Tam da şimdi olduğu gibi.
18 Aralık 2022 Pazar günü düzenlenecek Savaşa Karşı Hayat Konferansı, iktidarın savaş politikalarını teşhir etmek, çocukların okulda açlıktan bayıldığı bir ülkede kamu kaynaklarının savaş sermayesine, bombaya mermiye aktarılmasına itiraz etmek, iktidarın çoluk çocuk demeden bombaladığı komşu halklarla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek, hayatımızı ve geleceğimizi savunmak için yapılacak.
“Bütün demokrasi güçlerini, iktidarın faşist konsolidasyon sürecini savaş politikalarını derinleştirerek ilerletmesi, demokrasi güçlerini savaş aracıyla parçalaması ve etkisizleştirmesi politikasını boşa çıkarmak için savaşa karşı güçlerini birleştirmeye ve konferansı savaşa karşı mücadelenin bir aracı olarak güçlendirmeye çağırıyoruz." (EMK)