Fotoğraf: Arşiv
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis Genel Kurulu’nda Maraş merkezli meydana gelen iki farklı depreme ilişkin ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OHAL ilanına ilişkin konuştu.
Oluç, şunlara değindi:
“İstanbul’da yaşanacak depremin sonuçlarını düşünmek istemiyoruz”
Depremden kurtarma çalışmaları: Üzüntümüz ve acımız büyük, ama öfkemiz de büyük. Fakat öfkeyle değil akılla konuşacağız. Bakın deprem deyince 5 kavramdan söz etmek istiyorum. Tedbir, hazırlık, zamanında müdahale, yurttaş dayanışması ve yerel yönetimler… Tek tek değerlendirelim. Depremler olur, şiddetli de olabilir.
Depremlerde yıkılmayacak binalar yapmak tedbirdir. Var mı? Yok. Devletin görevi binaların uygunluğunu ve yerini kontrol etmek ve ona göre ruhsat vermek veya vermemektir. Yeterince ve doğru yapılıyor mu bu görev? Hayır. Deprem olduğunda yaraları sarmak için hazırlıklı olmak gerekir. Yeterli hazırlık var mı? Yok. AFAD yetersiz. Ayrılan bütçe komik. Hem eleman hem ekipman eksik. Tablo apaçık ortada. Biraz sonra sayılarla bunu tekrarlayacağım.
Bu yetersizliğin yarattığı en önemli sonuç da zamanında müdahale edilmemesinin yarattığı ağır insanlık trajedisidir. Yaşanıyor mu bu trajedi. Evet. Bakın 1999 Marmara depreminin üzerinden neredeyse çeyrek asır geçti. Çeyrek asırdır ders çıkarmayan, yeterli politika ve çözüm üretmeyen, tedbir almayan bir ülke yönetimi ve yaklaşımını Maraş depreminde bir kez daha apaçık gördük. İstanbul’da yaşanabilecek bir depremin sonuçlarını düşünmek bile istemiyoruz. Tablo ortada.
İstanbul depremi: İBB verilerine göre İstanbul’da toplam 1,5 milyon bina bulunmaktadır. Olası bir depremde yıkılacağı tahmin edilen bina sayısı en iyimser beklenti ile 190 bin civarındadır. Bugün deprem bölgesinde yıkılmış olan bina sayısı resmî açıklamaya göre 6 bin 444’tür. Felaketi düşünebiliyor musunuz? Durumu tahayyül edebiliyor musunuz?
Defalarca sorduk, sormaya devam edeceğiz. Defalarca araştırma önergeleri verdik, artık utandınız da bir araştırma komisyonu kuruldu, 500 sayfalık rapor yayınladı, bu komisyon. 268 öneri var bu araştırma raporunda. Peki gereği yerine getirilmeye başlandı mı? Hayır. Çünkü bu iktidarın önceliği değil. Öncelik rant projelerinde. Yandaş müteahhite para kazandırmakta.
İktidarın politikaları: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında, sosyal devlet tanımlaması vardır. Sosyal devlet nedir? Afette, salgında, yangında, depremde, kriz durumlarında önceden gerekli tedbirleri, önlemleri alan, kriz planlarını yapan, yurttaşın yanında olan, yaralarını saran, kurtaran, el uzatan bir sosyal organizasyonu, sosyal koordinasyonu içerir sosyal devlet. Bizde bunun adı var, kendisi yok. Selde, orman yangınlarında gördük, yurttaş çaresizliğe sürüklendi. Yurttaşa yardımcısı olması gereken sosyal devlet, halktan IBAN’la para toplayan devlete dönüştü.
İktidar o kadar merkeziyetçi bir anlayışa sahip ki sivil alanı teşvik edeceğine her şeyi merkeze toplamaya çalışıyor. Sivil alanı güçsüzleştirip merkezi güçlendirmek bunun bir yansımasıdır.
Büyük bir yanlıştır bu yanlış sonucunda büyük insani bedeller ödenmektedir. Bu felakette de gördük ki yetkilerin sarayda toplanması büyük yanlışlara yol açmaktadır. Deprem bir kez daha aşırı merkezileşmenin bu ülkenin en büyük felaketlerinden biri olduğunu göstermiştir. Bugün deprem değil merkezin büyük beceriksizliği insanlarımızın yaşamını alıyor maalesef. Ülke çapında tarihte görülmemiş bir felaket karşısında devletin merkezi kurumları geç kalmıştır zamanı kaçırmıştır. Devlete bağlı merkezi kurumlar felç olmuştur hiçbiri sarayın izni olmadan adım atamamaktadır.
Oysa felaket anında sorunları hızlıca çözebilecek güç yereldedir. Ama yerelin gücü ve kapasitesi yok edilmiş her şey merkezde toplanmıştır. Elbette devletin bütün gücünü seferber etme kararlılığında olması önemlidir ancak 10 kenette iktidar devlet gücünü zamanında seferber edememiş ve geç kalmıştır. Geç kalma sonucu binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Sorunlu bir iktidarın zihniyetidir.
Grup Başkanvekilimiz Saruhan Oluç’un Genel Kurulda deprem felaketi ve OHAL üzerine konuşması https://t.co/Sr5BsbxBcW
— HDP (@HDPgenelmerkezi) February 9, 2023
Acil Durumlar ve Afet Bakanlığı önerisi: Olası depremlere hazır hale gelebilmek için “Acil Durumlar ve Afet Bakanlığı” hemen ilan edilmeli ve güçlü bir bütçe ayrılmalıdır. Var mısınız? Hayır. Çünkü bu iktidarın zihniyeti böyle değil. Ama yaşananlar bundan ders çıkarmayı gerekli kılmaktadır. Tüm bu yaşananlar sosyal devlet olamama gerçeğini acı bir şekilde ortaya koymaktadır. Halk kendi imkanlarıyla yaraları sarmaya çalışmaktadır pek çok yerde insanlar tırnaklarıyla enkaz kazmaktadır.
OHAL ilanı: Bu iktidarın elinde yeterince yetki yok mu? Var. Afet bölgesi ilan edildi o bölgede yapılması gerekenlerle ilgili yeterince yetkiniz yok mu? Var.
Peki OHAL’i niye istiyorsunuz. İnsan soruyor. Neden OHAL’e ihtiyaç var. Çünkü 2016’da ilan edilen OHAL’de yaşananlar nedeniyle bunu soruyoruz. OHAL makamlarının yetkisinin genişletilmesi sonucunu yaratıyor.
İktidarın önceki pratiklerine bakarsak bunun afet yönetimi değil tam tersine böylesi bir dönemde halkı baskılamak basını susturmak muhalefeti engellemek gibi sonuçlar çıkaracağı kuvvetle muhtemeldir. 2016 sonrasında yaşananlar bunu göstermiştir. Ayrıca basiretli bir yönetimin Afet yönetimi için OHAL’e de ihtiyacı yoktur.
Afet Bölgesi ilanı ile yapamayacağınız hiçbir şey yoktur. Ayrıca Yürütme’nin elindeki olağanüstü, mutlak iktidar yetkileri ile de yapamayacağınız hiçbir şey yok. Derdiniz ne? Seçimlere gidiyoruz. Mayıs’ta seçimler yapılacak diye konuşuluyordu. OHAL ilanı ile bununla bir alakası olabilir mi? Bunları düşündürtüyorsunuz. Bu nedenlerle OHAL ilanına karşıyız, doğru ve gerekli bulmuyoruz.
Geç kalındı. Çünkü iktidar hazırlıklı değildi. Böyle bir zihniyete sahip bir iktidar önlem almadı. Mesele bu kadar açık ve net. İktidar beceriksiz davranıyor. Özellikle afet yönetimde. Bunun altını özenle çiziyorum.
Deprem meselesi yapılması gereken hiçbir şey yapılmıyor. Önlem zamanında alınmıyor. Neyse ki STK’ler var, Neyse ki halkın kendi çabası fedakarlığı vicdanı ve çalışması var. Neyse ki yerel yönetimler var. STK’lerin ve halkın olağanüstü dayanışması sayesinde.
(EMK)