HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin parlamenterlerine sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili mektup yazdı, devlet şiddetini ve sivil ölümleri dile getirdi, AB'nin kayıtsız kalmamasını istedi.
Demokratik çözüm ve müzakere sürecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bitirildiğini söyleyen Sarıyıldız Kürtlerin barış ve demokrasi temelinde “mevcut Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde diğer halklarla birlikte ve bir arada kendini yönetmek isteğinin” devletin zor ve şiddetiyle bastırılmak istendiğini yazdı.
“ Kürt halkı, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa temelinde güvence altına alınmasını istediği statü talebini, özyönetim ilanlarıyla ortaya koymuştur.
"Devlet ise Kürt halkının bu talebine topuyla ve tankıyla karşılık vermiştir. Kuşkusuz, Türkiye devletinin bu saldırılarının en ağır bedelini sivil yurttaşlar ödemektedir. Sadece son 6 ayda 213 sivil yurttaş devlet güçleri tarafından öldürüldü.”
TIKLAYIN - YEDİ İLİN 21 İLÇESİNDE 196 GÜN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Hükümetin sansürü
Sarıyıldız yedi kentin 18 ilçesinde onlarca mahalleyi kapsayacak şekilde toplamda 54 kez sokağa çıkma yasağı uygulandığını hatırlatarak yasakların yaşandığı 321 günde 124 kişinin devlet güçleri tarafından öldürüldüğünü belirtti.
Sarıyıldız yaşananların toplumdan ve uluslararası kamuoyundan gizlendiğini de vurguladı.
“Türk medyasının büyük bir kısmı AKP Hükümetinin uyguladığı sansür nedeniyle sokağa çıkma yasağının uygulandığı il ve ilçelerde yaşanan bu yıkım gizlenerek, çarpıtılarak ve manipüle edilerek topluma sunulmaktadır.”
"İçsavaş ve soykırım" kaygısı
Sokağa çıkma yasakları boyunca insanların maruz kaldığı şiddeti ve insan hakları ihlallilerini örneklerle anlatan Faysal Sarıyıldız mektupta, “AKP Hükümetinin vazgeçmediği şiddet, inkâr ve asimilasyon politikaları Kürt sorunun toplumsal maliyetini giderek arttırmakta ve Kürt halkının barış özlemlerini yok etmektedir” dedi.
“AB üyelik sürecini yeniden başlattığını söyleyen AKP Hükümeti, Kürt coğrafyasına dayattığı bu savaşı AB reformları maskesiyle örtmeye çalışmaktadır.
“Oysaki ortada reformist bir yaklaşım ve AB normlarına uygun davranma yoktur. AB üyelik sürecinde olan Türkiye’de yaşayan Kürt yurttaşların yaşam haklarının tehdit altında olduğu, özyönetim ve anadilde eğitim taleplerinin acımasızca bastırılmaya çalışıldığı bugünlerde, sürecin iç savaşa evrilerek bir soykırımın yaşanmasından kaygı duymaktayız.” (YY)