Bilgin, Türk basınında sansürün kaldırılışının 95. yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, "tekelleşme" uyarısında bulundu; "Türkiye'de açık bir sansür yoktur. Basının içinde bulunduğu tekelleşme sürecinin giderek ivme kazanması, sansür madalyonunun öbür yüzüdür" ifadelerine yer verdi.
Basın hürdür ama...
"24 Temmuz ancak, sorunları irdelemek, çözümler aramak için bir vesile olabilir" diyen Bilgin, şu noktalara dikkat çekti:
* Basın, bir ulusun sesi olduğu kadar, bir ulusun onurudur. Tartışmaya açılan Basın Kanunu Taslağı'nın birinci maddesinde 'basın hürdür' denmesine rağmen, ardından getirilen yaptırımlar, basına getirilen engellemeler, ülke bütünlüğüne yönelik ciddi tuzaklardır.
* Avrupa Birliği (AB), yılların haklı ve doğru hedefidir. Ancak, üzerinde yaşadığımız bu ülke, bu birliğe girme düşüncesinin çok üstünde olmalıdır.
* Basının saygınlığı, toplumun bütün sorunları ile paydaş olmak erdeminden kaynaklanır. Artık konuşan Türkiye hayata geçmiş bir slogandır. Sıra dinleyen, anlayan ve çözüm üreten yöneticilerdedir.
* Basın mensupları, halkın sesi, sözcüsüdür. Dileğimiz bu sese, bu yazıya, bu görüntülere kulak vermeleri dinlemeleri, anlamalarıdır.
* Son zamanlarda bazı olumlu adımlarda atılmaktadır. Biz bu anlayışı beklerken, kimi yetkililerin basına karşı yeni düzenlemeler adına yeni yaptırımlar uygulama isteklerini de kaygı ve kuşkuyla karşıladığımızı da belirtmek isterim. (BB/NK)