Fotoğraf: AA
Partisinin gerup toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki sürecin parlak olduğunu belirterek, "Yeter ki sandığı koysunlar. Koyarlar mı? Bilmiyorum. Bir kişi karar verecek. Cesareti varsa sandığı koyar ve herkes boyunun ölçüsünü alır" dedi.
Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
"Cesareti varsa sandığı koyar"
Pek çok evde tencerelerin yeteri kadar kaynamadığını, ciddi sorunlar olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ancak bunlar geçici çünkü biz bu sorunları nasıl ve kimlerle çözeceğimizi topluma umut vererek anlatmaya çalıştık ve anlattık. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Önümüzdeki süreç parlak bir süreç. Yeter ki sandığı koysunlar. Koyarlar mı? Bilmiyorum. Bir kişi karar verecek. Cesareti varsa sandığı koyar ve herkes boyunun ölçüsünü alır" değerlendirmesini yaptı.
"800 haftadır bir grup anne evlatlarını arıyor. Nerede kayboldu onların evlatları? Asıl soru bu" diyen Kılıçdaroğlu, Cumartesi Anneleri/İnsanları ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Bir annenin sesini duymayanlara ben insan demem"
"Güvenlik güçleri tarafından göz altına alındılar, tutuklandılar. Bir süre sonra hiç kimse bunlardan haber alamadı. Anneler o yetiştirdikleri çocuklarına ne olduğunu araştırın diyorlar. 800. haftada bir karanfil bırakmak istediler. 'Evlatlarımızın öldüğünü, katledildiğini biliyoruz ama mezarı nerede? Gidip başında bir Fatiha okuyayım' diyorlar. Bunu bile çok gördüler. Bir karanfil bırakıp 'evladım nerede?' diyen annenin sesini duymayanlara ben insan demem.
Bu anne birisini mi dövdü, birisine mi kızdı mı, hayır. Hiç birisine bir şey yapmadı. 'Evladım nerede?' diyor. Dönemin başbakanı Erdoğan bunları davet etti, gayet güzel, etmeliydi, etti, onları dinledi. Hani faili meçhuller olmayacaktı. Faili meçhullerin üzerine gitmek gerekiyordu. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olamaz. Berfu Ana... Oğlunun mezarının nerede olduğunu bilmeden Berfu Ana hayatını kaybetti. Berfu analara ne diyeceğiz? Bu olayı bir siyasi gözlükle analiz etmek kadar yanlış bir şey yoktur. Eğer insana saygı duyuyorsak, devletin itibarını korumak istiyorsak, devlet her vatandaşına eşit yaklaşır diyorsak cumartesi annelerinin sesini dinlemek zorundayız."
"Yeni bir suç uyduruyorsanız Kavala'dan intikam alıyorsunuz"
"Osman Kavala 1001 gündür içeride. Beraat etmişse beraat etmiştir, yeni bir suç uyduruyorsanız siz Osman Kavala'dan intikam alıyorsunuz. Artık yargı değil olay bir intikama dönüşmüştür. Tıpkı Selahattin Bey gibi. Bu insanlar suçlu değil ki... Müyesser Yıldız doğruları yazdı diye hapiste. Barış Pehlivan doğruları söyledi diye, Murat Ağırel yolsuzlukları yazdı diye. Ne yaparlarsa yapsınlar. Kalemini satmayan hiçbir gazeteci zorun karşısında diz çökmez."
Erbaş için: "O koltuğu kirletiyorsun"
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ayasofya'nın açılışındaki sözlerine tepki gösteren Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Tarihi bilmeden belli koltuklara oturursanız kendi tarihinizi reddetip yabancıların size dayattığı tarihi öğrenirseniz siz o koltuğa layık değilsiniz. Çıkacaksınız öyle bir konuşma yapacaksınız ki haddinizi aştığınızı bilecek ve geri almak için çaba harcayacaksınız. Bu o koltuğun hakkını veremiyorsun demektir. Sen erdemli, dürüst değilsin. O kişi bilmeli Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olmasaydı bugün o camilerin hiçbirinde 5 vakit ezan okunmazdı. Bunu biliyor musun sen.
"Lanet sözcüğü, sevgi, hoşgörü varken kullanılır mı? Belki lanet sözcüğünü Erdoğan için kullanmış olabilir onu da söylesin. Buna rağmen bu sözcüğü bir din adamının kullanması doğru değildir. Dua okunur, e okusaydın o zaman. Ağzını kapatan mı vardı? Bunlar tarihin de gerçeğin de ne olduğunu bilmiyorlar. O koltuğun kendisine paye vereceğini sanıyorlar. O koltuğu sadece ve sadece kirletiyorsunuz."
(AÖ)