Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeler değerlendirdi:
“Gezi Aileleri aramızda, buradan Gezi tutuklularını, rehinelerini ve ailelerini ben de yürekten selamlıyorum. Gezi davasında özgürlükleri aylardır gasp edilen arkadaşlarımıza hemen özgürlük, ülke için hemen adalet ve acil demokrasi taleplerini duyurmak için buradalar. Hepsi aynı zamanda şahsi dostlarım olan, ama bunun ötesinde birer mücadele insanı, boyun eğmeyen özgürlük direnişçileri olan bu arkadaşlar Osman Kavala, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden sizlere yürek dolusu selam olsun buradan.
ODTÜ bileşenlerinin ve Ankaralıların talebini dile getiren mücadele arkadaşları da var. ODTÜ bileşenlerinin talebini çok iyi biliyoruz. ODTÜ ormanından geçmesi planlanan Bilken İncek Bulvarı Çevreyolu Bağlantısı projesini yani gerçek adıyla rant yolu projesinin ihalesinin iptalini istiyorlar
Hedef gazeteciler! Özgür basın emekçileri Ankara, İstanbul, Van, Diyarbakır, Urfa, Mardin’de Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS Kadın Ajansı çalışanlarının evlerine baskın yapıldı, yazı işleri müdürleri ve muhabirlerin de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci gözaltına alındı. Baskın sırasında gazetecilere silah doğrultma, ters kelepçe takma, yere yatırma gibi muamelelerde bulunma da yansıyan haberler arasında.
Sansür yasasının yürürlüğe girmesinden hemen sonra gerçekleşen bu operasyon tesadüf değildir. Muhalif basını ve toplumu susturma planının bir parçasıdır. Halkın haber alma özgürlüğüne bir saldırıdır. İktidar seçimler yaklaştıkça toplumu susturmak, muhalifleri sindirmek için bu operasyonlara devam edecek dedik. Bunu biliyoruz. Ama hakikat mücadelesi karşısında başarılı olmayacaklarını hep söyledik, bir kez daha söylüyoruz.
Önümüzde seçimler var, seçimlerle ilgili de tartışmalar yayılıyor, genişliyor. Bunların merkezinde de partimiz var, partimizin kurduğu ittifaklar var. Uzun süre bu stratejimizi ve tutumumuzu anlattık ama baktık anlamıyor, bir yazılı belge hazırlamaya karar verdik. İşte bir metni seçimlere ilişkin tutumumuz içeren bir metni 27 Eylül 2021’de kamuoyu ile paylaştık. Burada seçim stratejimiz bütün açıklığıyla yer alıyor.
Stratejisini bu kadar açık ilan eden bizden başka parti de olmadı. Bizler ne demiştik? Parlamento seçimleri için demokrasi ittifakı şiarıyla halklar ve barış ittifakı, kadın dayanışması ve ittifakı, ekoloji ittifakı anlayışı temelinde toplumsal ve siyasal muhalefet, emek, kadın ve gençlik hareketleriyle en geniş birlikteliği ve ortak mücadele zeminini yaratma kararlılığımız var dedik. Bunun dışında parlamento seçimleri için herhangi bir ittifak içinde yer alma arayışımız ve anlayışımızın bulunmadığını dile getirdik.
Doğrudan diyalog ve açık müzakereyle cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday fikrine açığız. Bu çerçevede siyasal muhalefete ve demokrasi güçlerine çağrı yapmış olduk. Bu çağırımıza karşılık bulamazsak diğer seçenekler üzerinde çalışmaya devam edeceğiz dedik. Öneri ve çağrımızın karşılık bulmaması halinde cumhurbaşkanlığı seçimine kendi adayımızla girmemizin en önemli seçenek olarak gündemimizde yer aldığını sık sık hatırlatmak zorunda kaldık.
Cumhurbaşkanı adayında aradığımız nitelikleri belirledik. Geçiş sürecinin gereklerini yerine getirebilecek, demokratik dönüşümün önünü açabilecek bir aday profili çıkarttık. Bir defa güçlü demokrasiden yana olacak. Yani sadece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine parlamenter sistemi öyle ya da böyle geçirmenin yeterli olmadığını söylüyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin lağvedilmesini savunuyoruz, bunu talep ediyoruz ve bunun için uğraşıyoruz ama istediğimiz şey bunun yerine sadece parlamenter sistemi geçirmek değil, yerel demokrasi ile pekiştirilmiş güçlü demokrasidir.
Bağımsız ve tarafsız yargı da taleplerimiz arasında yer alıyor. Çok önemli bir mesele de yargının siyasallaştırılmasının siyasi iktidar eliyle toplumu sindirme ve demokratik siyaseti tasfiye etme aracı olarak kullanılmasının sonucu olan siyasi dava ve hükümlerin bütün neticeleriyle birlikte geçersiz kılınması talebimiz var. Bir cumhurbaşkanı adayı bunu taahhüt etmeli ve güçlü bir şekilde topluma güvence vermeli.
Kürt sorununda demokratik çözüme inanacak, bunun gereklerini yerine getireceğine dair samimi bir duruş sergileyecek ve tekrar sorumluluk üstlenmeye hazır olacak. Dış politikada barışçı yolu izlemek, böyle bir cumhurbaşkanı adayı için bizler bakımından vazgeçilmez niteliklerden biridir. Barışçı dış politika diyoruz.
Kadına özgürlük ve eşitlik vazgeçilmezimizdir. Bu konuda en ufak bir tereddüte ve yalpalamaya müsamaha olmaz. Ekonomide adalet kapsamlı bir başlıktır. Sosyal adalet bu programın, adil paylaşım bu talebin temelidir. Bu da yine bir cumhurbaşkanı adayının savunması gereken bir program olacaktır.
Demokratik, çoğulcu, sivil bir anayasayı hedef olarak önüne koymaktır. Şimdi biz bu nitelikleri belirledik. Adayın bu niteliklerini taşıması gerektiğini söylüyoruz. Kendi adayımız için de bu niteliklere uygun isim arayışını başlattık.
Bu niteliklere sahip bir aday çıkarmak için mekanizmalarımızın işleyişini hızlandırma ve çalışmalarımızı yoğunlaştırma… Şimdi bu yola girdik. Kendi adayımızı çıkarma çalışmalarımızı kamuoyunun bilgisi, kontrolü ve katılımı yöntemiyle yürüteceğiz. Özcesi cumhurbaşkanı adayımızı belirleme mekanizmalarımız açık ve şeffaf bir tarzda çalışmalarına başlamıştır.” (AS)