Samatya'da Ermeni kadınlara yönelik biri cinayetle sonuçlanan saldırılar insan hakları savunucularının ve milletvekillerinin gündeminde.
Emniyet kaynakları saldırıların aynı kişi tarafından işlendiğini ve eşkâlinin belirlendiğini belirtiyor. Henüz gözaltına alınan kimse yok.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Umut Oran da konunun araştırılması için Meclis'e soru önergesi verdi.
Konuyla başından beri ilgilenen İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, bugün İstanbul'daki dernek binasında konuyla ilgili raporunu açıkladı.
Raporda, saldırıların yan amaçları ne olursa olsun esas amacının "gasp ve hırsızlık" olmadığına, ırkçı bir nefretle gerçekleştiğine dikkat çekti. Buna somut kanıt olarak da "çok kolay etkisiz kılınabilecek yaşlı ve güçsüz insanlara ağır şiddet uygulanması"gösterildi.
"Saldırıların bağlantıları araştırılmalı"
İçişleri Bakanlığı'na sunulacak raporda şunlar talep edildi.
* Marissa Küçük cinayetine ilişkin soruşturma şeffaf yürütülmeli, dosya üzerindeki gizlilik kararı kaldırılmalı.
* Soruşturma, sadece cinayetin ve diğer saldırıların faillerini bulmakla sınırlandırılmamalı, bağlantıları da mercek altına alınmalı, her anlamda "bağlam"ı içinde analiz edilmeli.
* Irkçılığı suç sayan yasa derhal çıkarılmalı. Irkçılara, arkalarında devlet desteği olmadığını bizzat devletin kendisi kanıtlamalı.
Raporda, Samatya Ermeni halkının saldırıların ırkçı saiklerle işlendiğine inanmak istemedikleri, emniyete güvendikleri ancak sohbetlerde Ermeni olmaya dair bazı sıkıntılar yaşadıklarının gözlemlendiği belirtildi.
"Mahalleli 'ırkçı saldırı' değil diyor ama..."
Mahallelinin görüşlerinden bazıları şöyle:
* Ermeni sözcüğü küfür olarak kullanılmaya devam ettiği sürece bu cinayetler de, bu saldırılar da bitmez.
* Bir kişi, bir Mustafa'yı, Osman'ı, Ahmet'i öldürürse katil olur, cezaevine girer ve orada da katil muamelesi görür. Ama bir kişi bir Hagop'u, bir Haçadur'u öldürürse kahraman olur, cezaevinde de kahraman muamelesi görür. Tıpkı Ogün Samast gibi.
* Malatya katliamından ağızları yandı, öldürülenlerin ne şekilde öldürüldüğü bir anda bütün kente yayıldı ve gizlenemedi. Aynı hataya düşmemek için Marissa Yaya'nın cesedinin ne şekilde bulunduğunu gizlemek istiyorlar.
Nor Zartonk: 2015'e doğru devletin kırmızı çizgileri
Nor Zartonk adına açıklama yapan Arno Kalaycı da saldırılan basit bir hırsızlık olayı değil Ermenilere karşı sistematik bir saldırı olduğunu söyledi.
"Ermeni halkı için bu yaşananlar aksi ispatlanıncaya kadar birer nefret suçu ve nefret cinayetidir. Ermeni halkı üzerinde korku salınmaya çalışılıyor. Bu saldırılar Ermeni Soykırımı'nın 100. yılı olan 2015'e yaklaşılırken devletin kesinleşen kırmızı çizgileridir. Buna karşı omuz omuza durmalıyız, yoksa yarın yaşayacaklarımız, geçmiş trajedilerimizden farklı değil."
Pazar günü saldırılarla ilgili Samatya'da saat 13:00'te basın açıklaması yapılacak.
Samatya'da dördüncü saldırı
* 87 yaşındaki Turfanda Aşık, 28 Kasım'da evinde dövülerek darp edilmiş, iki hafta yoğun bakımda kalmış ve bir gözünü kaybetmişti. Yaşlı kadının dolapları, çekmeceleri son derece derli toplu ve düzenli olduğundan evin hiçbir şekilde karıştırılmadığı görüldü. Amaç hırsızlık değildi.
* 84 yaşındaki Maritsa Küçük, 28 Aralık'ta evinde darp edilip yedi yerinden bıçaklanmış olarak bulundu. Evde Marissa Küçük'ün "kefen parası" diye sakladığı para alınmamıştı. Sadece kulaklarındaki küpeler ve üzerindeki birkaç takı alınmıştı. Hatta girişteki masanın üzerinde açıkta duran kâğıt paralara bile dokunulmamıştı. Yaşlı kadının üzerinden giysileri tamamen çıkarılmıştı.
* 6 Ocak'ta, (Apostolik Ermenilerin Noel'i kutladığı gün) ise yine yaşlı bir kadın, üç kişi tarafından kendisine para vereceklerini söyleyerek kaçırılmaya çalışıldı.
* 22 Ocak'ta 83 yaşındaki Sultan Aykar'a, evine girerken bir kişi arkasından gelerek saldırdı. Yaşlı kadının çığlığının çevreden duyulması üzerine yardım için gelenleri görünce saldırgan kaçtı ve kaçarken kar maskesini çıkardı.(NV)