Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu, Aliağa-Şakran Kadın Cezaevi ziyaretlerinin ardından yayınladıkları raporda cezaevi yönetiminde bazı olumlu değişikliklerin olduğunu ancak çıplak arama sorununun devam ettiğini söyledi. Gezi eylemlerinin ardından cezaevindeki şartların ve denetimin ağırlaştığını belirtti.
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Muğla Milletvekili Nurettin Demir 15 Ağustos’ta gerçekleştirdikleri ziyarette Şakran Kadın Cezaevinde MKP davasından tutuklu bulunan Yeşer Aydın, Eylem Yıldız, Mine Sargın ve Fatma Akgül; Askeri Casusluk Davasından tutuklu bulunan Safiye Köten, M.H. ve S.E.; Gezi tutuklularından Esra Ayyıldız, Gizem Türkmen ve Elif Kaya ile görüştü.
Rapordan cezaevi koşullarıyla ilgili satırbaşları şöyle:
* Cezaevine ilk kabulde çıplak arama uygulaması sürüyor. Tutuklular çıplak aramaya itiraz edildiğinde bunun karşılığının disiplin cezası olduğunu söylüyor.
* Tutuklular, Gezi eylemlerinin ardından cezaevi koşullarının ve denetiminin ağırlaştığını söylüyor.
* Baskın şeklinde habersiz yapılan koğuş aramalarında hijyen koşullarına uyulmuyor. Tek kullanımlık şeffaf ameliyat eldivenleri, bir önceki koğuşta yapılan tuvalet, kirli çamaşır aramasının ardından bir diğer koğuşta değiştirilmeden tabakların, ekmeklerin aranmasında kullanılmasının en önemli şikayet konularından biri.
* Mahkumların en doğal haklarından biri Cezaevi Savcı ile ya da cezaevi yönetimi ile görüşebilmek ancak tutuklular ikisiyle de görüştürülmüyor. Yeşer Aydın, Savcıyı görmek için 45 günde 45 dilekçe yazmış ancak savcıyı hala görememiş; Eylem Yıldız ise başvurusundan beş ay sonra savcı vekiliyle görüştürülmüş.
Tuvalet kağıdı: Rulo şeklinde örgütsel doküman
Raporda Maosit Komünist Parti (MKP) ve askeri casusluk davalarındaki uzun tutukluluk süreleri ile delil yetersizliği ya da “rulo şeklinde örgütsel doküman” olarak tanımlanan tuvalet kağıdı gibi delillerle hazırlanan iddianamelere değinildi. MKP davasından tutuklu Mine Sargın’ın otobüsü kaçırınca “Ya yakacağım bir gün şu belediye otobüsünü” demesinin bile iddianamede suç unsuru olarak kabul edildiği söylendi.
Gezi tutuklularına yöneltilen suçlamaların ise Gezi direnişi başlamadan gerçekleşen eylemlerle ilgili olduğuna dikkat çeken Komisyon, cezaevindeki Gezi tutuklarının tacize varan uygulamalara maruz kaldığını, bunlara itiraz ettiklerinde ise iletişim yasağıyla cezalandırıldıklarını belirtti. (ÇT)