Organize suç örgütü lideri olmaktan hakkında arama kararı olan Sedat Peker’in bugün yayınladığı videosunda, İstanbul merkezli bir şirketten, Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (SADAT) bahsetti.
Peker’in Suriye ile silah ticareti konusunda bahsettiği şirketle ilgili Cumhuriyet gazetesi haberleri hakkında soruşturma başlatılmıştı.
TIKLAYIN - SADAT tekrar gündemde, nedir bu SADAT?
Gazete, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, SADAT ile ilgili haberleri nedeniyle yazarı Işık Kansu ve Cumhuriyet yöneticileri hakkında soruşturma açtığını duyurdu. Soruşturma, gazetenin SADAT’ın suikast ve gayri nizami harp dersi verdiğine ilişkin haber ile “İktidarın SADAT sessizliği”, “SADAT Soruşturulsun” başlıklı haberleri nedeniyle geçen Mart ayında açıldı.
TIKLAYIN - "SADAT benim üzerimden Nusra'ya silah gönderdi"
Peker, “Fırtınalarla Büyüyen Fidanlar Rüzgarlarla Yıkılmazlar” başlıklı 8'inci videosunu bu sabah 07.30’da Youtube üzerinden yayınladı.
“Cumhurbaşkanı’nın özel ordusu değildir”
SADAT’ın suç duyurusu üzerine harekete geçen savcılık, ifade almak üzere geçen hafta tebligat yolladı.
SADAT’ın suç duyurusunda, şirket ile ilgili şu bilgiye yer verildi:
“Cumhurbaşkanı’nın özel ordusu, muhafız gücü, fedaisi, mafyası ve saire değildir. Silahlı bir gücü yoktur. Suikastçi yetiştirmez, fakat yurt dışındaki ülkelerin resmi makamlarının talebi üzerine, güvenlik güçlerine suikasti nasıl önleyeceğine ve ülkesi düşman tarafından işgal edilirse düşmana karşı gayri nizami usuller ile nasıl mücadele edileceğinin eğitimi verme imkanına sahiptir.”
SADAT’ın suç duyurusunda, SADAT ile ilgili dile getirilen “devlet yetkilileri ve savcıların suskun olduğu” iddalarının da gerçeği yansıtmadığına değinilerek, Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve SADAT ile ilgili yazıları kaleme alanların “iftira, hakaret ve suç isnadı suçları başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı’na hakaret, devlet kurumlarına saldırı” gibi suçlamalarla soruşturma açılmasını istendi.
“Yerli ve milli şirket”
SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, bu yıl başında Cumhuriyet’te yayımlanan haberler üzerine şirketin resmi sitesinden bir açıklama yapmış, SADAT’ın, uluslararası alanda silahlı kuvvetlerin ve iç güvenlik güçlerinin organizasyonu amacıyla, stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım alanlarında hizmet verdiğini belirterek, “İslam ükeleri arasında savunma ve savunma sanayii işbirliği ortamı oluşturmak ve İslam dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da dünya süper güçleri arasında hak ettiği yeri almasına yardımcı olmak misyonuna sahip” olduğunu kaydetmişti.
Açıklamada, bir “yerli ve milli” şirket olarak SADAT’ın “bölgesel güç olmaktan küresel güç olmaya doğru ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti’nin hedeflerine katkı sağlayacak bu çalışmalar sebebiyle uluslararası güçler tarafından rakip görülmesi ve hedefe konulmasının çok doğal” olduğuna değinilerek, “Şirketimiz bu gerçeğin bilincinde olarak yola çıkmış ve bu bilinç ile çalışmalarını yürütmektedir” denilmişti.
Açıklamada, SADAT’ın “gayri nizami harp teşkilatlanması ve bu teşkilatın unsurlarının pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekâtı ile bu harekâta karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini verdiği” de kabul edilmişti.
Peker: Silahlar el Nusra’ya gidiyor
Peker, videoda, SADAT ile ilgili şunları söyledi:
“Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz. Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz.
“Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT'ın içindeki bir ekip tarafından. Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor.
“Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler 'Bize de biraz verir misin, orada savaşçılar...', dedim tamam, verelim. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi Arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar 'Bunlar el Nusracı' dedi.”
“Bizim diğer arkadaşlar da 'Bu gidenler el Nusra'ya gidiyor' diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi yapıyorum. Ama ben yollamadım, SADAT'çılar yolladı.” (AS)