Sabetayizm Adıyla Irkçılık Yapılıyor
İpekçi'ye göre kökenlerine bakılarak "Sabetayist" adıyla fişlenen insanlar veya henüz doğmamış çocuklar ülkenin en sakıncalı insanları arasına giriyor, derin devlet bu yolla "aklanmaya çalışılıyordu."
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyesi Ayşe Günaysu, "Sabetayizm" tanımının sürekli gündeme taşınarak yerleştirilmeye çalışıldığını söylüyor.
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi ve yazar Prof. Dr. Ayhan Aktar, bilimsel bir niteliği olmayan ve araştırma değil de komplo amacı taşıyan yazıların iddia olarak bile dile getirilmesini eleştiriyor.
Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar da bugünkü köşe yazısında konuya değinerek, kökenlere dayalı tahlilleri "ırkçılık, kafatasçılık olarak" niteliyor ve Sabetayist olmadığını kanıtlama çabasında olanlara benzer bir yanlışa düşmemelerini söylüyor.
Günaysu: Yapılan tek kelimeyle anti-semitizm
* İnsanların görüşlerinin, politik tavırlarının, davranışlarının hiçe sayılarak Sabetayizm tanımıyla sınıflandırılması anti-semitik bir yaklaşımdır. Serbest ya da zorla kaç kuşak önce Yahudilikten Müslümanlığa geçmiş insanların çocuklarının kan bağıyla, ırk temeline bağlı olarak sınıflandırılması ırkçılıktan, anti-semitizmden başka bir şey değil. İnsanların, anlamsız ırkçı yaklaşımlı bir iddia için kendilerini savunması da aynı yanlışa düşmektir.
* Yalçın Küçük'ü de ciddi olarak anti-semitik buluyorum. Dünya ve Türkiye'deki güç odakları içinde her dinden her ırktan insan var. Soner Yalçın yine benzer iddialardaki "Efendi" adlı kitabında, ailelerin izini sürerek, ırk temelinde bazı genellemeler yapıyor ve kitap Doğan Kitapçılık gibi çok kitap basan bir yayınevinden çıkıyor.
* İsrail'in Filistin'deki politikalarına yönelik bir karşıtlık, Nazi dönemindeki argümanlarla, anti-semitist bir yaklaşımla dile getiriliyor. Özellikle İslami basında açık bir Yahudi düşmanlığı yapılıyor. İnsanların yaşadıkları olumsuzluklara karşı bir düşman yaratması, başkalarının olumsuz olduğunu iddia ettiği yönleri üzerinden kendini olumlamaktır.
* Derin devlet büyük bir güç ve Yahudilikle kurulan bağ, anti-semitizme geniş bir taban sağlıyor. Sol kesimlerin anti-semitik argümanları kullanmaları, desteklemeleri, itiraz göstermemesi de önemlidir. İsrail örneğinde olduğu gibi olayların asıl nedenini bulanıklaştırmaya çalışanlar, İsrail'in devlet politikalarına karşı olmak yerine "Sabetayizm" adı altında anti-semitist oluyorlar.
Aktar: Araştırma değil komplo
* Milliyetçi, mukaddesatçı basın ve ideoloji sürekli komplo teorileri peşinde koşar, Mehmet Şevket Eygi'nin gazetesinde dile getirdiği düşünceler, 1930'ların Almanya'sındaki düşenceler gibi Türk milletinin başına gelen felaketlerin de Yahudi komplosuna bağlanmasıdır.
* Son dönemde ilginç olan bu ideolojiye kapılmış kendilerine solcu diyen kişilerin bu yönde iddialarıdır. Böylelikle solculuklarından da vazgeçtiler. Vatana millete hayırlı olsun.
* Görebildiğim kadarıyla kendilerine sol diyen çevrelerin dünyaya bakışı da milliyetçi-muhafazakar unsurlarla donatılmış. Çıkan kitaplar araştırma değil, komplo zihniyetiyle yazılmış yazılardır.
* 1600'lerden bu yana Osmanlı devleti içinde kendini Sebatayist olarak tanımlayanların da aralarında bulunduğu bir çok etnik ve dini kimlik varoldu. Bu kimlikleri soyadlarına bakarak sınıflamak ve tüm dünyadaki kötülüklerin merkezi yapma şeklindeki komploları ciddiye almıyorum. (ÖG/YS)