* Fotoğraflar: Anadolu Ajansı.
Türkiyeli 75 ekoloji, hayvan ve insan hakları örgütü bileşeni olan İklim Adaleti Koalisyonu (İAK), 6 Şubat depremleri ve 15 Mart'taki sel felaketleriyle ilgili bugün yazılı bir açıklama yayımladı.
"Yaşanan yıkımların yaralarını saracağız; dayanışmayla ve hesap sorarak" denilen açıklamada, iki yıkımdan da büyük oranda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) sorumlu olduğuna dikkat çekildi.
Son 20 yılın özeti
Açıklamada özetle şöyle dendi:
"Türkiye son 20 yılında muazzam ekolojik yıkımlara maruz bırakıldı. Bu yıkımlar peşi sıra geniş ölçekte sosyal felaketler getirdi; acele kamulaştırmalarla göçe zorlanan, mülksüzleştirilen insanlar, doğal yaşam alanlarında işgalci muamelesi gören köylüler, havası kirletilen yerleşim alanlarında hızla artan kanser vakaları, suyu hoyratça harcanan yerlerde kuraklık ve temiz suya erişim zorluğu, toprağı zehirlenen alanlarda temiz gıdaya erişim ve geçim sıkıntıları, kontrolsüz bir şekilde hızla artan sera gazı salımlarının küresel ölçekte oluşumunda rol aldığı afetler.
"6 Şubat Pazarcık depremlerinde, bir doğa olayının nasıl kitlesel bir sosyal felakete dönüştüğüne tanık olduk. İktidarı boyunca sermaye rantının hizmetinde olan, kurumsallaşmayı, liyakati, denetimi ortadan kaldıran, bunların yerine kuralsızlığı, patronaj sistemini, demokratik örgütleri itibarsızlaştırmayı koyan AKP hükümeti, arama-kurtarma çalışmalarından, depremzedelere acil yardım sağlanmasına, enkaz kaldırmadan, yeniden yapılanmaya kadar tüm alanlarda delil karartmayı öncelemektedir.
Apar topar enkaz kaldırma
"Aceleci, plansız, bilimsellikten uzak uygulamalarla depremde yaşanan travmalar derinleştiriliyor, yerel halkların geleneksel yaşantıları, kadim uygarlıkların devamı olan yaşam mekanları ve kültürün ayrılmaz parçası olan geçim olanakları hiçe sayılıyor. Apar topar enkaz kaldırma ve depolamadaki, çevre mevzuatını ve asbestle çalışma iş güvenliği yönetmeliğini dikkate almayan bilinçsiz uygulamalar, büyük çapta enkaz bulunan kentleri asbest tozuna dayalı kitlesel kanser riskine maruz bırakıyor.
"Deprem sonrası parçası olduğumuz gönüllü, örgütlü ağlar, yaraların sarılmasında dayanışmanın değerini açıkça göstermiştir. Hükümetin bizleri yalnızlaştırmaya, kadercilik retoriği üzerinden rıza üretmeye çalıştığı her alanda yalnızlaşmanın karşısına dayanışmayı, rıza göstermenin karşısına hesap sormayı koyarak var olmaya devam edeceğiz.
Yoksul halk sel felaketiyle baş başa bırakıldı
"15 Mart'ta Urfa ve Adıyaman'da etkili olan sağanak yağış sele dönüştü ve ardından can kayıpları yaşandı. Depremle alt üst olan yaşamlar, selle bir kere daha alt üst edildi. Son 20 yılda Türkiye'yi fosil yakıtlara bağımlı hale getiren enerji politikaları, inşaata ve betona dayalı kalkınma anlayışı, kamu kaynaklarının mega projelerle heba edilmesi yoluyla sera gazı salımlarında önemli artışa neden olan AKP Hükümeti, bu sel felaketinden büyük ölçüde sorumludur.
"Urfa-Adıyaman sel felaketi, ekolojik yıkımlarla toplumsal felaketlerin ne kadar iç içe geçtiğini, ekosisteme verilen tahribatın er ya da geç ama mutlaka sosyal kayıplara neden olacağını bir defa daha gösterdi. Ekolojik yaşamı kurmadan sağlıklı bir toplumda var olmayı hayal edemeyiz. İnsana vurulan prangaları kırmadan da ekolojik yaşamı kuramayız. Bunun bilinciyle ilerlemeye devam edeceğiz; dayanışmayla ve hesap sorarak."
(TY)