“Benim için resim toplumun düşüncelerini, yaşantılarını, kültürlerinin yansımasıdır.”
Ressam Naile Akıncı 91 yaşında hayatını kaybetti.
Akıncı’nın cenazesi, 4 Nisan Cuma Günü Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Sanatçının 75. sanat yılı geçen sene kutlanmış, Kibele Sanat Galerisi’nde retrospektif bir sergisi açılmıştı.
Akıncı, parkinsonla mücadele ediyordu. Resim yapma sevgisinin hastalığını yenme gücü verdiğini söylemişti. Hastalığına rağmen geçtiğimiz Kasım ayına kadar resim yapmaya devam etti.
Naile Akıncı kimdir?
Akıncı 1938’de Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünün giriş sınavını kazanarak orta kısma kaydını yaptırdı. Bir dönem rahatsızlığı nedeniyle öğrenimine altı yıl kadar ara veren Akıncı, 1952’de Yüksek Resim Bölümü “Zeki Kocamemi Atölyesi”nden mezun oldu.
İlk kişisel sergisini 1964 yılında İstanbul’da açan Akıncı, başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Atina ve Japonya-Niigata’da bugüne kadar toplam 48 kişisel sergi gerçekleştirdi.
1988 yılında Kültür Bakanlığı tarafından “50. Sanat Yılı ve Türk Sanatı’na Katkıları” nedeni ile Devlet Onur Ödülü; 2003’de M.S.G.S.Ü. Rektörlüğünce “Yaşayan En Kıdemli Akademililer” arasında yapılan bir seçimle Ferruh Başağa ile müştereken Onur Ödülü’nü aldı. 2003’te ARTİST-TÜYAP 13. İstanbul Sanat Fuarı’nda Onur Sanatçısı seçildi; 2005’te Sedat Simavi Ödülü’nü kazandı.
Akıncı’nın güçlü desen anlayışı sanatının temelini oluşturuyordu.
Kendini doğa ressamı olarak tanımlayan Akıncı’nın tablolarında başta Haliç ve çevresi olmak üzere İstanbul’un Küçüksu, Bebek, Büyükdere, Ortaköy, Bakırköy, Büyükada, Kadıköy gibi çeşitli semtlerinden manzaralar yer alıyor.
Akıncı, Radikal gazetesinden Müge Akgün’e verdiği söyleşide, sanatında en verimli dönemin 1980’den sonra olduğunu; özellikle arkeolog kocası Feruh Akıncı’yı kaybettiği 1993’ten bu yana kendini tamamen sanata verdiğini söylemişti. (ÇT)