*Fotoğraf: Buğra Çınar
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rektör atamalarına karşı “özerk” ve “demokratik üniversite” talebiyle başlattıkları direniş 334. gününde devam etti.
2 Ocak'tan bu yana devam eden ve 48. haftasına giren direnişte akademisyenler de “Kabul Etmiyoruz Vazgeçmiyoruz” diyerek 225. kez rektörlük binasına sırtını döndüler.
Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz” “Vazgeçmiyoruz” ve “Berkeye Perite Özgürlük”, “Mücadele Umuttur” ve görevden alınan Can Candan ile derslerine son verilen Feyzi Erçin ile Özcan Vardar’ın ve fotoğraflarını taşıdılar.
Akademisyenler, Naci İnci’nin “kurum iradesi hiçe sayılarak şeffaf olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının 102. günü” olduğunu hatırlattı.
Batı Dilleri ve Edebiyatları bölümü Öğretim Görevlisi Can Candan’ı görevden almasının 137’inci, Candan’ın İnci’nin talimatıyla kampüse alınmayışının 54. günü olduğunu belirttiler.
Akademisyenler haftanın açıklamasında şu ifadelere yer verdiler: Sizlere hâlen basının alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz. Üniversitemiz için bir seneye yakın bir süredir verdiğimiz mücadele, bu hafta biri ulusal bir diğeri de uluslararası olmak üzere iki çok değerli ödülle onurlandırıldı. Bunlardan ilki tüm bileşenleriyle özgür üniversite mücadelesinin ülkemizdeki en önemli öznelerinden biri olan Mülkiyeliler Birliği tarafından, 2021 Mülkiyeliler Büyük Ödülü'nün Boğaziçi Demokratik Direniş Bileşenlerine takdim edilmesi. Ödülün gerekçeleri arasında, Boğaziçi Üniversitesi Bileşenlerinin, üniversitenin demokratik yapısına, kurumsal özerkliğe ve akademik özgürlüğe güçlü biçimde sahip çıkmaları yer alıyor. Özgür ve demokratik üniversiteMülkiyeliler Birliği, açıklamasında, Bileşenlerin 220 günü aşkın bir süredir kolektif emekle sürdürdüğü mücadeleyi siyasi tarihimizden silinmeyecek bir demokratik tepki olarak nitelendirdi. Mülkiyeliler Birliğine bu ödül için teşekkür ediyoruz. Bundan birkaç yıl önce, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğretim üyelerinin cübbelerinin polis postallarıyla çiğnendiğine, akademisyenlerin haksız ve hukuksuz KHK'larla sindirilmeye çalışıldığına şahit olduk. Bu baskıcı uygulamalara karşı örgütlenen hukuk mücadelesi ve dayanışma ağlarını Boğaziçi bileşenleri olarak selamlıyoruz. Türkiye'de özgür ve demokratik bir üniversite anlayışının tesis edilebilmesi için ortak bir mücadele verdiğimizin bilincindeyiz. MESA'dan ödülBu hafta aldığımız bir diğer ödülse Kuzey Amerika Orta Doğu Çalışmaları Derneği (MESA) tarafından verildi. MESA bu yılki Akademik Özgürlük Ödülü'ne Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, akademisyenleri ve mezunlarını layık buldu. Bu ödülle akademik normlar ve özgürlükler konusunda yapılan ihlalleri barışçıl şekilde protesto eden Boğaziçi öğrenci ve akademisyenlerin cesaretli direnişi vurgulandı, direnişe destek ve dayanışma mesajları iletildi. Boğaziçi Üniversitesi'nin gösterdiği direnişin, Türkiye'nin akademik ve siyasi iklimi içinde müstesna bir örnek olduğu belirtildi. Melih Bulu ve Naci İnci'nin atamaları, diğer eğitim kurumlarına yönelik yıllardır süren sistematik müdahalelerin ardından, akademik mükemmeliyetiyle öne çıkmış son kurumlardan birinin daha bağımsızlığını sonlandırma girişimi olarak değerlendirildi. MESA'ya Boğaziçi Üniversitesi mücadelesine ilk günden beri verdiği destek ve dayanışma için çok teşekkür ediyoruz. "Sansürcü müdahale"Bu hafta gayrimeşru yönetimin akademik özgürlüklere karşı oluşturduğu somut tehdidin bir örneğini daha yaşadık. Tarihinde ilk defa, üç bölüm ve iki araştırma merkezinin düzenlediği akademik bir panel, rektörlük tarafından sansürleniyor. Katılımcılar arasında yer alan Can Candan ve Feyzi Erçin hocalarımızın konuşmaları, kampüse giriş izni olmadıkları gerekçesiyle programdan çıkartılmak istendi. Daha önce öğrenci kulüplerinin etkinlikleri de benzer sansürcü müdahalelere maruz kalmıştı. Üniversiteler baskıcı, yasakçı, sansürcü uygulamalarla, hiçbir yazılı belge ve resmî gerekçe sunulmadan alınan kararlarla keyfî bir şekilde yönetilemez. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen meslektaşımız Can Candan ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini bir kez daha talep ediyoruz. Öğrencilerimiz 59 gündür tutukluAtanmış Rektör Naci İnci'nin şikâyeti üzerine gözaltına alınan öğrencilerimiz Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen 59 gündür haklarında bir iddianame bile bulunmaksızın cezaevinde rehin tutuluyor. Öğrencilerimize yönelik tüm soruşturma ve davalar son bulmalı, öğrencilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik Fakültesi Dekanı, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevlerine atanmalıdır. Atanmış Rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz." |
(RT)