Fotoğraf: Kerem Yücel / Hayata Destek Derneği
Çocuk Vakfı, her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi kutlanan Dünya Çocuk Günü nedeniyle şairlerin yazdığı bildirileri yayınlıyor. Bu yılın Türkiye bildirisini şair İsmail Karakurt kaleme aldı.
Bildiride pandemiden savaşlara, iklim krizinden göçe tüm olumsuzluklardan dünyada en çok kadınlar ve çocukların etkilendiğine dikkat çeken Karakurt, "Büyük bir soruya ve soruna dönüşen dünyayı umut yolculuğuna çıkarmak bizim elimizde. Yeter ki önce çocuktan yana taraf olalım" diyor.
Karakurt'un yazdığı Çocuk Vakfı 2021 Dünya Çocuk Günü Türkiye Bildirisi'nin tam metni şöyle:
Bir yetişkin olarak dünyada olan biteni çocuğun gözünden görmek, algılamak istediğinizde neler duyarsınız? Çocuklarımız savaş ve şiddeti, acıları, mağduriyetleri, cinsel tacizi konuşuyorlar. Yoksulluk ve yoksunlukları, zorla çalıştırılan ve istismar edilen kardeşleri için üzülüyor çocuklarımız. Onlar ölüm tuzağına dönüşmüş göçebeliği, dünyayı kuşatan korona virüs salgınını, okula gidemeyenleri ve açlıktan ölenler için yaşadıkları çaresizliği konuşurken bizler ne düşünüyoruz bu çocuk gerçeği karşısında?
Tüm bu olumsuzluklardan dünyada en çok etkilenen elbette kadınlar ve çocuklarımızdır. Hele son iki yılda devam eden Kovid-19 virüsü salgını karşısında çaresiz kalışımız yok mu? Çocukluklarını yaşayamaz, sokaklara çıkamaz, tabiata açılamaz, arkadaşlarıyla görüşemez, okullarına gidemez hâle getirildi çocuklarımız. Dünyada ilk kez çocuklar bu kadar uzun süre eğitimden mahrum kaldılar: Her ne kadar Eylülde okullar açıldıysa da çocuk dünyasındaki sosyal açık büyümeye devam ediyor.
Günümüzde çocukları en çok etkileyen ölüm tuzağına benzeyen göçler de trajik sarmallara dönüştü. Çocukların birçoğu çıktıkları göç yolunda, denizlerde, nehirlerde boğularak doğrudan ölümle tanıştılar; hayattan, ailelerinden ve dünyadan koptular.
Taçkıran salgınının ortaya çıkardığı mağduriyetlere rağmen adaletsizlikler giderilmediği gibi susan bir dünya ile de tanışmış olduk. Milyonlarca çocuğun son çeyrek yüzyılda Afrika, Asya, Çin, Filistin, Bosna-Hersek, Doğu Türkistan, Irak, Suriye, Afganistan, Hindistan, Myanmar, Ruanda ve Güney Amerika'daki çaresizliklerine karşı da sessiz kaldı dünya! Ve kapıya dayanan kuraklık, yakılan ormanlar, çölleşen topraklar, buzulların erimeye başlamasıyla birlikte iklim değişikliği kaygılarımızı daha da derinleştirdi. Buna rağmen büyük bir soruya ve soruna dönüşen dünyayı umut yolculuğuna çıkarmak bizim elimizde. Yeter ki önce çocuktan yana taraf olalım...
Ninninin, masalın, şiirin çiçeğini solduran politikacılar ülkelerine çağ atlattıklarından, ekonomik büyümeden, millî gelirin artışından, kalkınmışlıktan söz edip dursunlar. Politikacılardan değil, çocuklardan ve gençlerden umutluyuz.
Hızlı ve hormonlu dijital bir çağdan geçiyoruz. Bu süreçte aile ve çocuk sorunları da katlanarak büyüyor. Bir de ebeveynin yaşayamadıklarını çocuklar üzerinde deneme yanlışlığı yok mu? Çocukların yarıştan çok, doğal saflığa, doğal hâllerine bırakılmaya her zamankinden daha çok ihtiyaçları var. Çocukların uygun aile, ev, oda, sokak, tabiat... içinde çocukluklarını yaşaması ise biz yetişkinlerin asli görevi olduğu gibi bu çağrı, aklın, vicdanın, adaletin ve çocuğa saygının da gereğidir.
Dünyanın bütün insan çiçeği çocuklarını kutluyorum...
İsmail Karakurt hakkında
İsmail Karakurt,1964 doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini Yozgat ve Kayseri'de; yükseköğrenimini ise Ankara'da tamamladı. Yazmaya üniversite yıllarında başladı. Çeşitli dergilerde şiirleri ve yazıları yayımlandı. İlk şiir kitabı Simurg 1992'de çıktı. Bu kitabıyla, TYB 1992 Şiir Ödülüne layık görüldü. Diğer şiir kitapları Mahrem Mecazlar (1999), Çocukluğum Bir Çocuk (2005) Çiçekli Yazma (2018) adıyla yayımlandı. Ağaçlar ve çocuklar üzerine de yazmaya devam ediyor. Bu çalışmaların kitap olarak okurla, çocuklarla buluşacağı günü hayal ediyor. Mevlâna Yusuf ve Selçuk Eren'in babası ve Gökçe'nin dedesi. İstanbul'da yaşıyor. (KÖ)