bianet'in görüştüğü Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatlarından Cengiz Analay, "İşkence ve kötü muamele karşısında yapılması gereken şey gecikmeyle de olsa şimdilik yapılmış gibi görünüyor. Ama açılan 34 işkence dosyası, diğer işkence dosyaları gibi sonuçsuz kalmamalı" dedi.
Hiçbir neden veya gerekçenin işkenceyi meşru kılamaz
Baro olarak sürecin takipçisi olduklarını ve 34 hazırlık dosyasının sonucunu merakla beklediklerini ifade eden Analay, "işkencecilerin cezasız kalmamasını" talep ettiklerini söyledi.
Hiçbir neden veya gerekçenin işkenceyi meşru kılamayacağını vurgulayan Analay, işkencenin başta Anayasa olmak üzere, Türkiye'nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmede mutlak bir yasak olarak düzenlendiğini ve insanlığa karşı suç olduğunu belirtti ve ekledi: "Tüm insanlığa karşı işlenmiş kabul edilen işkence suçunu 28 Mart olaylarında yaygın olarak uygulanmasını kabul edilemez buluyoruz."
"İşkenceye sıfır tolerans"ın samimi olmadığı ortaya çıktı
Analay, "Daha önce yetkililerce 'işkenceye sıfır tolerans' vaadinde bulunulmasına, son yıllarda işkence uygulamalarında görülen belirgin azalmaya rağmen, bunun Avrupa Birliği (AB) süreciyle bağlantılı geçici bir durum olduğu ve işkenceye karşı yetkililerce her platformda yapılan vaatlerin samimi olmadığı 28 Martta Diyarbakır'da yaşanan olaylarla ortaya çıktı" dedi.
"28 Martta Diyarbakır ilinde başlayarak çevre il ve ilçelere yayılan olaylarda birçok kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Gözaltına alınan kişilerle yaptığımız görüşmelerde birçok insanlık dışı fiile maruz kaldıklarını, gözaltı merkezlerinde kendilerine işkence yapıldığını ifade ettiler. Doktor raporları, Savcılık ifadeleri ve bizler tarafından alınan resimlerde bunu teyit ediyordu."
Sadece yasal değişiklik yetmez
İşkenceye ilişkin sadece yasal değişiklik yapmanın yeterli olmadığına dikkat çeken Analay, "işkencenin önlenebilmesi için önleyici tedbirleri eksiksiz ve en iyi şekilde almak, tüm bunlara rağmen gerçekleşen bir işkence durumunda ise işkenceciyi ağır bir şekilde cezalandırarak hem işkence mağdurunu hem de kamu vicdanını rahatlatmak gerekiyor" diye konuştu.
Olaylarda beşi çocuk 10 sivil ölmüştü
Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Valiliği'ne başvurarak, 72 gözaltında işkence iddiasıyla ilgili, ayrıca idari soruşturma başlatılmasını istemişti.
Diyarbakır'da PKK militanlarının cenazelerin kaldırılması sırasında başlayan, 28 Mart-1 Nisan tarihleri arasındaki olaylarda kolluk kuvvetlerinin orantısız güç ve ateşli silah kullanması sonucu beşi çocuk 10 sivil ölmüştü.
Yüzlerce insanın yaralanmasına ve çok sayıda iş yerinin hasar gördüğü şiddet olaylarına karıştıkları iddiasıyla 213 çocuk ve 364 yetişkin gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan çocuklar ve yetişkinlerin büyük bir kısmı gözaltı birimleri götürme esnasında ve gözaltı birimlerindeyken kötü muamele ve işkenceye maruz kalmışlardı. (KÖ)