AKPnin Avrupa Birliğine (AB) üyelik vaadiyle iktidara geldiğini, AB Uyum Paketlerinin büyük bir hızla kabul edildiğini hatırlatan Cinmen, Dünya Barış Gününde yaşananlar demokratikleşme niyetinin samimi olmadığını, uyum yasalarının hayata geçirilmediğini gösterdi dedi.
Uygulama demokrasiye zıt
İzmirde polisin barış gönüllüleri karşısında polisin havaya ateş açtığını, İstanbulda barış yanlılarının İstiklal Caddesinde yürümesinin engellendiğini, Diyarbakırda miting alanında hak ihlallerinin yaşandığını hatırlatan Cinmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, izne tabi değildir. Toplantı yapmak isteyen kişi ya da kuruluş, idareye hangi tarihte, nerede gösteri yürüyüşü yapacağını bildirmekle yükümlüdür. İdare, belli süreler içerisinde bildirimde bulunan kişiye yanıt verir. İdarenin yetkisi, gösteri yürüyüşünün yerini belirlemek ya da kamu güvenliğinin gerektirdiği hallerde ertelemekle sınırlıdır.
* Herhangi bir yasa dışı durum söz konusu olursa, polis insanların üzerine ateş açamaz, vatandaşları coplayamaz, karga tulumba gözaltına alamaz. Yapabileceği, zabıt tutmak ve gerekli yasal takibatı başlatmakla sınırlıdır.
* Dün karşılaştığımız uygulamalar ise, demokrasi ile taban tabana zıt. Dün yaşananlardan sonra, AB Uyum Paketlerinin kabul edilmiş olmasını bir kez daha sorgulamak gerekiyor. Uyum yasaları çıkarıldı ancak görüyoruz ki, AB için çıkarılan yasalar köksüz oluyor, rafa kaldırılıyor.
* AB için Türkiye demokratikleşmiyor, baskıcı devlet politikaları sürüyor, toplumun en küçük hak talebi suç sayılıyor.
* Ancak unutmamak gerekir ki, AB, üyelik için yasaların çıkarılmış olmasıyla yetinmeyecek, yasaların uygulamaya geçirilip geçirilmediğini de görmek isteyecek. Ve bizler, uygulamanın ne olduğunu dün hep birlikte gördük.