Cizre'de, 6 Ocak günü 14 yaşındaki Ümit Kurt'u zırhlı polis aracından açtığı ateşle öldüren polis memuru M.Ş. hakkında Cizre Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianameye dönüştü.
"Kastan öldürme" suçundan hazırlanmasına rağmen iddianamede savcı, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'na (PSVK) "yasalara uygun hareket ettiğini" ileri sürdüğü M.Ş'e ceza verilmesine yer olmadığı talebinde bulundu.
İddianame "kasten öldürme suçu"ndan hazırlandı
Şırnak'ın Cizre ilçesinde 6 Ocak günü, açılan hendeklerin kapatılmasından birkaç saat sonra Cudi Mahallesi'ne giren polislerin, zırhlı araçtan açtığı ateşle kalbinden vurarak katlettiği 14 yaşındaki Ümit Kurt ile ilgili Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma 8 ay sonra tamamlandı. Başsavcılıkça alınan "gizlilik" kararıyla Cumhuriyet Savcısı Ali Kahyaoğlu tarafından yürütülen soruşturma sonucunda Kurt'u katleden ve tutuksuz yargılanan polis memuru M.Ş. hakkında "Kasten adam öldürme" suçundan iddianame hazırlandı.
Ceza talebinde bulunulmadı
Ancak, olay sonrası alınan ifadesinde "Görevim gereği meydana gelebilecek olumsuzlukları engellemek amacıyla bu şahsa karşılık vermek ve faaliyetini engellemek için bir el ateş ettim. Şahıs isabet aldı ve yere düştü, bu sırada elindeki uzun namlulu silah da yere düştü" diyen ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan M.Ş. hakkında hazırlanan iddianamede hiçbir ceza talebinde bulunulmadı.
İddianamede, Kurt'un yaşamını yitirdiği akşam zırhlı araca ateş eden bir kişinin araç içerisindeki M.Ş. adlı polis tarafından vurulduğu ve bu anların zırhlı araç kamerasında kayıtlı olduğu bilgisine yer verildi. Ancak görüntülerde vurulan kişinin eşkâli tam olarak belirlenememesine rağmen söz konusu kişinin Kurt olduğu iddiasında bulunuldu.
Kurt'un ailesi ve görgü tanıkları da o akşam Kurt'un olayın olduğu yere yakın bir evi boyadığını ve elektrikler kesildikten sonra vurulduğunu ifade etmişti. Üstelik Kurt, hastaneye kaldırıldığında da üzerinde boyada kullandığı elbiseler vardı.
Kurt'un ölümüne sebep olan polis memuru M.Ş. ise, verdiği ifadesinde elinde silah olan bir şahsa ateş açtığını iddia etmişti. Fakat Kurt'tan alınan doku örneklerini inceleyen Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü hazırladığı raporda, Kurt'un vücut ve elbiselerinde yakın mesafede barut ve silah izine rastlanmadığını kaydedildi. Silah kullanan herhangi bir kimsenin, vücut ve elbiselerinde yüksek derecede barut ve silahın bıraktığı ize rastlanması gerektiğine vurgu yapılan raporda, Kurt'un vücut ve elbiselerinde ise böyle bir bulguya rastlanmadığı bilgisi de yer almıştı.
Cinayete yasal kılıf
Var olan bu bilgi ve bulgulara rağmen, Kurt'u ateşli silahla öldürdüğü için "Kasten öldürme suçu işlediği" suçlamasında bulunulan polis memuru M.Ş. hakkında "cinayeti yasaların kendisine verdiği yetki ile işlediği" gerekçesiyle ceza talebinde bulunulmadı.
Buna dayanak olarak ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) sorumluluğu kaldıran veya azaltan 24 ve 25 maddeleri, 5271 sayılı CMK 223/3-b maddeleri ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun (PSVK) 165 maddesi ile Terörle Mücadele Kanunu (TMK) gösterildi.
İlk duruşma 28 Aralık'ta
Sanık polis hakkında hiçbir ceza talebinde bulunulmadan hazırlanan iddianame, bu haliyle mahkeme tarafından kabul edildi ve davanın birinci duruşması için 28 Aralık 2015 tarihine gün verildi.
Hazırlanan iddianamede sanık polis M.Ş. hakkında ceza talebinde bulunulmamasına ailenin avukatı Filiz Ölmez tepki gösterdi.
Olay görüntülerinde elinde silah olan kişinin Kurt olmadığının görüldüğü ve kriminal raporların da bunu desteklediğine dikkat çeken Ölmez, bu yüzdem de M.Ş.'nin "kasten öldürmekten" yargılanması gerektiğini dile getirdi. (EA)
Bu haber sansürlenen haber sitesi Dicle Haber Ajansı'nın 22 Ağustos 2015 bülteninden.