Adına seçki
Düşünce, ifade ve yayınlama özgürlüğü için verdiği kararlı mücadele, ona uluslar arası çapta bir saygınlık kazandırdı. 1998'de Frankfurt Kitap Fuarı'nda Yaşar Kemal'den sonra Türkiye'den ödül alan ikinci kişi oldu.
Pasaportunun tören günü verilmesi nedeniyle törene katılamadı. Alman Kitapçılar Birliği Zarakolu onuruna, "Yayınlama Özgürlüğü" adlı, 20 bin tirajlı, 200 sayfalık bir seçki yayınladı.
Batının seçkin organlarının yürüttüğü bir anket sonucunda, "Dünyanın 50 Cesur Kadını" arasında sayıldı. Le Monde, New York Times, Der Spiegel gibi yayın organları geniş röportajlar yaptı.
Paris'teki bir radyonun yönetmeni onu "Türklerin Antigonu" diye sundu. Kimi makalelerde de "Cesaret Ana" diye anıldı.
Belge Yayınları, "şimdi onu yitirmiş olmanın asla telafi olmayacak acısı içindeyiz. Yayınevi olarak, onun her türlü tabuya karşı çıkan, evrensel insan haklarını ve insanlığın kültür mirasını ölçüt alan, sessizlerin sesi olmaya çalışan, hep yeni ve bilinmeyenin peşinde koşan yayıncılık anlayışını sürdüreceğimize söz veriyoruz ' dedi.
Ayşenur (Sarısözen) Zarakolu, 30 Ocak 2002, Çarşamba günü, öğle namazından sonrasında Topkapı'daki Merkez efendi Camiinden alınarak Kozlu mezarlığında toprağa verilecek.
55 yıllık yaşam
Ayşe Nur Zarakolu'nun baba tarafından dedesi olan binbaşı Şevki Çataloğlu, uzun savaş yıllarından sonra, 40 yaşında başladığı hukuk eğitimini tamamladı ve savcılık yaptı. 80 yaşlarına kadar avukatlık görevini bilfiil sürdürdü.
Baba tarafından dedesi ise, bugün türküleri hala çalınan halk ozanı Kemal Sarısözen. Annesi Lamia Çataloğlu İngilizce öğretmenliği yanında, çevirmenlikle de yapan aydın bir kadındı. Babası Muhittin Sarısözen ise tarih öğretmeniydi. Maarif ve müze yöneticiliğinde de bulunmuştu.
Çok kültürlü bir ortamda
1946 Antakya doğumlu olan Ayşe Nur, çok kültürlü bir ortamda büyüdü. 16 yaşında, dedesinin yolundan büyük hayallerle girdiği İstanbul Hukuk Fakültesi'ni, daha sonra 1982 Anayasası'nın mimarı olacak olan Doç. Orhan Aldıkaçtı ile Türk Ceza Kanunu'nun 141 ve 142. maddelere ilişkin giriştiği bir tartışma nedeniyle terk etmek zorunda kaldı.
TİP ve FKF
Edebiyat Fakültesi sosyoloji bölümünü bitirdi. Prof. Dr. Nurettin Şazi Kösemihal'in ölümü üzerine doktora çalışmasını yarım bıraktı. Öğrencilik yıllarında Yol-İş sendikasında, Türkiye İşçi Partisi (TİP) gençlik kollarında çalıştı, Fikir Kulüpler Federasyonu (FKF) kurucularındandı.
1968-1969 yıllarında Varlık Yayınları'nda çalıştı. 1970-1977 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Maliye Enstitüsü Kütüphanesi yönetmenliğinde bulundu.
1975 yılında Devrimler ve Karşı Devrimler Ansiklopedisi'nin birçok maddesini kaleme aldı. Demokrat Gazetesi'nde Türkiye işçi sınıfı tarihine ilişkin sözlü tarih çalışmasını yayınladı.
Türkiye Sorunları ve Yeni Ülke dergilerinde yazıları yayınlandı. Türkiye'de laiklikle ilgili yayınlanmamış bir çalışması var.
Yargılamalar, tutuklamalar
1977 yılında Belge Yayınları'nı kurdu. 1981-88 yılları arasında Cemmay Kitap Dağıtım Şirketi'ni yönetti.
1986'daki kuruluşundan itibaren İnsan Hakları Derneği (İHD) içinde bilfiil çalışma yaptı.
Cezaevlerindeki koşullar ile ilgili raporlar hazırladı. Mültecilere yapılan yardımların götürülmesinde görev aldı. 1982 yılında Türkiye solunun tarihine ilişkin bir kitabı yayınlandığı için askeri rejim tarafından, 1984 yılında muhalif kitapların dağıtımını yaptığı için sivil rejim tarafından tutuklandı. Yargılamalar beraat ve takipsizlikle bitti.
Belge yayınları, DEP, HADEP
Türkiye'de tabu sayılan konularda yaptığı yayınlar nedeniyle 1990-1998 yılları arasında hakkında açılan 33 dava nedeniyle yargılandı. Bu nedenle 1994 ve1996 yıllarında iki kez 5'er ay hapis yattı. Bu mahkumiyetler nedeniyle siyasal hakları kaldırılmadan önce, Demokrasi Partisi (DEP) ve Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Parti meclislerinde görev yaptı.
Düşünce özgürlüğü kampanyaları sonucunda hakkında açılan son davalar donduruldu.
Vahakn Dadrian'ın "Ulusal ve Uluslararası Hukuk Açısından Soykırım" adlı kitabından dolayı açılan dava, 1997 yılında yapılan güçlü savunmalar sonucu beraatle bitti.
1987 yılında başlattığı Yeni Sesler dizisi ile cezaevindeki genç yazarlar ile dayanışma içine girdiği, bu dizide yayınladığı 30'u aşkın kitapla kamuoyunun dikkatinin bu alana çekilmesine olanak sağladı.
Hazırladığı Mare Nostrum dizisinde Akdeniz ve Anadolu kökenli edebiyata yer verdi, ayrıca azınlık hakları ve genel olarak insan hakları ile ilgili yayınlar yaptı.
Ödüller
Yunan edebiyatından yaptığı 30'u aşkın çeviriyle Türk-Yunan dostluğuna yaptığı katkı nedeniyle yöneticisi olduğu yayınevine, Yunanistan'daki Abdi İpekçi Komitesi tarafından özel ödül verildi.
1995'de Türkiye Yayıncılar Birliği'nin, 1996'da Human Rights Watch'un düzenlediği Hellman/Hammett,1997'de Amerikan PEN'inin, 1998'de Dünya Yayıncılar Birliği'nin "Düşünce, Yazma, Yayınlama Özgürlüğü" ödüllerini aldı. 2001 yılında ise, İtalya'daki Padova Kent yönetimi ona "Dürüstlük Ödülü" verdi. Birçok ulusal PEN örgütü onu onur üyesi ilan etti.
Hastaneye gelen son dava ve toplatma
2000 yılı Nisan'ında gecikmiş olarak konan kanser teşhisinden sonra, bu amansız hastalığa karşı yüksel moralle mücadele verdi.
Hakkında en son Hüseyin Turhallı'nın "Özgürlük Türküsü" adlı kitabından dolayı dava açıldı. İlk duruşma 21 Mart günü yapılacak. Ve Ömer Aşan'ın altı yıl önce yayınladığı "Pontus Kültürü" adlı kitabından dolayı savcılık tarafından yapılan son çağrı da hastaneye yattığı gün eline ulaştı. (NM)