Demokrasi Konferansı, “LGBTİ+ Toplumu İçin Demokrasi” başlıklı bir atölye düzenliyor. Demokrasi Konferansı öncesinde, 10 Haziran Perşembe günü saat 13.00’de çevrimiçi olarak LGBTİ+ toplumunun “bireysel ve kurumsal temsilcileri” ile bir araya gelinecek çevrimiçi atölyeye ilişkin bilgiler şöyle:
“Atölyede, LGBTİ+ toplumunun taleplerini ve bu taleplerin demokrasiyle bağını konuşacağız. Cinsiyetçiliği, homofobi, transfobi ve şiddeti besleyen ve bundan beslenen tek adam rejimine, ancak hak arayanların seslerini ve güçlerini birleştirmesiyle son verilebilir! Bu nedenle LGBTİ+ toplumunun ortak talepleriyle birlikte demokratik adil ve barış içinde bir yaşam için, önerilerini somutlaştırması da önemli. Bu atölyeden süzülecek sonuçlar, Demokrasi Konferansı’nda hak talep eden bütün toplum kesimlerinin oluşturacakları ortak programda yer alacak... Bu umut ve heyecan verici süreçte sizleri de aramızda görmek, demokrasi mücadelesine güç katacak.”
"LGBTİ+ toplumunun taleplerinin temsil edilmemesi düşünülemez"
Çağrı metninin tamamı şöyle:
“2017 referandumu ile yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Türkiye’de rejim değişti ve otoriterlik rejimin karakteri haline geldi. Rejim, güvenlik aygıtları ve güvenlikçi politikalarıyla kendinden olmayanı düşman belleyerek, tüm hak taleplerini terör parantezine aldı.
“Hak taleplerine yargısal operasyonlarla cevap veren, hak taleplerinin kamusal alanda duyulmasını engelleyen rejim politikaları, demokrasi krizini daha da derinleştirdi.
“Öte yandan, işsizlik ve yoksulluk görülmemiş boyutlara ulaştı. Toplumun en az korunan kesimlerinin kırılganlıkları derinleşerek, hem salgına karşı korunmada hem çalışma yaşamında hem de eğitimde eşitsizlikler kabul edilemez boyutlara geldi.
“Özellikle LGBTİ+ toplumuna yönelik nefret politikası, sistematik bir biçimde rejimin karakteristiği haline geldi.
“2015’e kadar devletin LBGTİ+ toplumuna yönelik “yok sayma-görmezden gelme” politikası, “düşmanlaştırma” yönünde değişti.
“LGBTİ+ toplumunun hem toplumsal ve siyasi hakları hem de bireysel hak ve özgürlükleri ağır saldırı altında. Özellikle Covid-19 salgınının LGBTİ+ toplumunu, toplumun diğer kesimlerinden daha fazla etkilediği ve ev içi şiddete daha açık hale geldikleri malumun ilamı. Siyasilerden ve üst düzey bürokratlardan gelen, nefret saldırılarını güçlendiren açıklamalar ise, LGBTİ+ görünürlüğüne yönelik saldırıları artırdı... Ve LGBTİ+ varoluşu de facto kriminalize edildi.
“Bu saldırılar tek başına LGBTİ+ toplumu ile sınırlı kalmadı. Toplumsal muhalefetin tüm alanlarına bu saldırılar farklı yoğunluklarda yöneltiliyor. Bu koşullar altında, toplumsal muhalefetin tüm kesimlerini bir araya getirecek bir birlikteliğe ihtiyaç olduğu aşikar.
“Haziran sonunda yapılacak Demokrasi Konferansı, demokrasi mücadelesi veren, hak talep eden mücadele dinamiklerinin seslerini ve güçlerini birleştirecekleri bir zemin yaratmayı hedefliyor.
“Tüm demokrasi güçlerinin güç birlikteliklerini, talep ve hedef ortaklıklarını belirgin kılacak böyle bir konferansta, toplumsal muhalefetin en direngen ve en görünür kesimi olan LGBTİ+ toplumunun taleplerinin temsil edilmemesi düşünülemez. Dayanışma duygusu ve sevgilerimizle
"10 Haziran Perşembe tarihli atölyeye katılım için 7 Haziran Pazartesi gününe kadar [email protected] adresine mail atabilirsiniz. Katılım bildirenlere, link gönderilecektir."
(EMK)