"Bu yasaklar, 12 Eylül'ün uzantısı. Erdoğan ve benzerleri, ellerine fırsat geçtiği halde 12 Eylül'ün ürettiği antidemokratik uygulamalarla uğraşmamanın bedelini ödüyor."
Hedef solculardı
11 yıldan fazla cezaevinde yatan, 1987 yılında tahliye olan Öngider'e göre, "kamu haklarından yoksun bırakılma" 12 Eylül sürecinde "solcular" için çıkarılmış bir yasa. Erdoğan ve Erbakan'ın yasadan etkilenmesinin nedeni ise iktidar sahibi olanların, bu tür yasaklarla "uğraşmaması".
"Asıl hedef bizlerdik. Biz hedefteyken, Erdoğan, Erbakan ve diğerleri parlamentodaydı. Yasaları demokratikleştirmek için fırsatları da, güçleri de vardı. Refah-Yol döneminde, Erbakan başbakandı. Bugün, seçime bile giremiyor."
MHP davası, sistemin ikiyüzlülüğü
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) davasından yargılanan Alparslan Türkeş ve diğer MHP'lilerin kendilerinden farklı olarak Meclis'e girebilmesini, kamu haklarından mahrum bırakılmayışlarını ise Öngider, "sistemin iki yüzlülüğü" olarak tanımlıyor.
Öngider, "MHP davasından ceza alanlar, dosya Yargıtay'da bekletilip zamanaşımından düşürülerek sicillerini temizlediler. Pirupak temizlenen bu kişiler, hukuki problemi olmayan insanlara dönüştüler" diyor.
"Bu bir hak gaspı"
Öngider, ÖDP sayesinde siyaset yapma hakkını fiilen elde etmiş olsa da, üzerindeki sınırlamanın sürmesinden rahatsız.
"Seçilme hakkının olmaması, önemli bir sınırlama. Benim açımdan, kişisel haklar çok fazla anlam taşımıyor. Siyasi açından yapmam gerekenleri yapmanın bir yolunu buluyorum. Parlamentoya seçilmek de çok önemli değil. Ama böyle bir hakkımın olmasını, kullanayım ya da kullanmayayım isterim. Bu bir hak gaspı." (BB/NK)