Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Oluç, gazetecilerin gözaltılar ve kayyım atamalarına dair partinin Meclis’ten çekilmesinin tartışılıp tartışılmadığına dair sorusunu şöyle yanıtladı:
“20 Kasım’da, Çarşamba günü Ankara’da tüm seçilmişlerimizle birlikte bir toplantı yapacağız. Belediye eşbaşkanlarımız, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz, milletvekillerimiz, geçmiş dönem milletvekillerimizin ve seçilmişlerimizin katılacağı bir toplantı olacak. O toplantıda, hem 31 Mart sonrası yaşananlara ilişkin bir kayyım raporu yayınlayacağız hem de sorduğunuz sorunun da cevabını içeren bir deklarasyon yayımlayacağız. Eş Genel Başkanlarımız bu deklarasyonu açıklayacak. Bu konu hakkındaki son tutumumuzu açıklamış olacağız.
Bir gazetecinin “Meclisi terk edip sine-i millete dönmek mi yoksa Sırrı Sakık’ın önerdiği gibi belediyelerden çekilmek mi? Yoksa hepsini mi tartışacaksınız?” şeklindeki sorusunu da şöyle cevapladı:
“Bunların hepsinin yanıtını 20’sinde açıklayacağımız deklarasyon içerecek. Toplantı öncesi toplantının iradesini çiğnemek istemem. Bütün meselelerin tartışıldığı bir toplantı ve bütün konular hakkında tutum alınan bir deklarasyon olacak.”
14 belediye eşbaşkanı tutuklandı
Saruhan Oluç, bugünkü basın toplantısında özetle şu açıklamayı yaptı:
“En son 16 Kasım günü 4 belediyemize daha kayyım atandı. Böylece 19 Ağustos -16 Kasım 2019 arasında 3’ü büyükşehir, biri il, 19’u ilçe, biri de belde olmak üzere toplam 24 belediye eşbaşkanımız İçişleri Bakanlığı talimatıyla görevden uzaklaştırıldı.
“Bu belediyelere o ilin ve ilçelerin mülki amirleri yani vali ve kaymakamları atandı. 36 belediye eşbaşkanımız gözaltına alındı bugüne kadar ve 14’ü tutuklu.”
“Bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz”
“Kayyım atamaları bir atanmışlar rejimi oluşturmanın adımlarıdır ve bu nedenle de sadece HDP’lilerin, HDP seçmenlerinin, sadece bizlerin sorunu değildir. Bunu bir kez daha vurguluyorum.
“31 Mart seçimlerinde yüzde 65, yüzde 75 aralığında oy aldığımız belediyelerdir halkın iradesinin çiğnendiği belediyeler. Bunu hep söylüyoruz, halkın siyasi iradesinin yok sayılmasıdır, çiğnenmesidir. Halkın iradesinin, seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesidir.
“Anayasanın, yasaların, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası demokratik sözleşmelerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın ihlal edilmesidir, tanınmamasıdır, yok sayılmasıdır, çiğnenmesidir.
“Bu konudaki mücadelemizi elbette ki sürdüreceğimizi söylüyoruz. Milyonlarca insanın iradesi gasp edilmiştir.”
“Mardin kayyımı faturaların hesabını hala vermedi”
“Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne İçişleri Bakanlığı müfettişleri gittiler ve bir rapor hazırladılar. Eylül ayında hazırlandı ve 400 sayfalık bir rapor ortaya çıktı. Tabii ki İçişleri Bakanlığı kendi atadığı kayyımlara uzun uzun övgüler yazmış. Kayyımların ne kadar müthiş çalıştığını anlatmışlar.
“Mardin’den bahsediyoruz. İki fatura örneği var. Alınmış olan ya da alındığı iddia edilen, kesilmiş olan şu faturaların hala hesabının verilmemiş olduğu Mardin kayyımından bahsediyoruz.
“Recep Tayyip Erdoğan'a, Fikri Işık’a, İsmet Yıldız’a, Süleyman Soylu’ya, Mehmet Özhaseki’ye, Abdurrahim Boynukalın’a onlar adına Fırat Silver’den faturalar kesilmiş olan Mardin kayyımından bahsediyoruz. Çok iyi çalışmalar yapmış. Bu Fırat Silver’dan alınmış faturalardan söz ediyoruz. Bunu konuşmaya devam edeceğiz.” (AS)