Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) Konrad Adenauer Stiftung ile birlikte düzenlediği yerel gazetecilik seminerleri kapsamında “OHAL’de Gazetecilik” tartışıldı.
20 Temmuz Cumartesi günü gerçekleşen seminerde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, gazeteci Altan Öymen, Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi Belma Akçura, Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve TGC Önceki Başkanı Orhan Erinç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, DİSK Basın iş Genel Başkanı ve İMC TV Haber Koordinatörü Faruk Eren, gazeteci Hilmi Hacaloğlu ve TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük konuşma yaptı.
Toplantıda, OHAL'in gerekçesinin yazı yazanları cezaevine atmak olmaması gerektiği vurgulandı. Konuşmacılar OHAL döneminde de gazetecilerin Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne uygun objektif, araştırmacı ve sorgulayıcı haberciliğe devam etmesi gerektiğini vurguladılar.
Olcayto: Dayanışma içinde olmak zorundayız
“Bu toplantımızda gazetecilerin OHAL döneminde nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ele alacağız, olayın hukuksal boyutunu değerlendireceğiz. Gazetecilik açısından zor günler yaşamaya devam ediyoruz. Her zamankinden daha fazla dayanışma içinde olmalıyız. 72 gazeteci cezaevinde. 134 yayın organı kapatıldı."
Seminerde uzman gazeteci, akademisyen ve hukukçular tarafından OHAL’de gazeteciliğin ele alındığı iki oturum yapıldı. İlk oturumu Öymen yönetti.
Öymen: Gazeteciler birbiriyle uğraşmayı bırakmalı
“OHAL’in gerekçesi yazı yazanları hapse atmak değil. Bu suça iştirak edenleri hapse atmaktır. Burada bakıyorsunuz Aslı Erdoğan yazması ile biliniyor. Nazlı Ilıcak, herkesin tanıdığı bir isim. Yazı yazıyordu, televizyonlara çıkıyordu. Fiilen katılmış olsa hemen her şey yazıldığı gibi o da yazılırdı. Cadı avı manzarasına dönüşebilir. Bunun da önlenmesi lazım. Gazeteciler birbirleriyle uğraşmayı bırakmalı.”
Bildirici: İşimiz gerçeği anlatmak
“İktidarların medyaya bakışının çerçevesi basın tarihinde olduğu gibi bugün de değişmiyor. Toplumda bir problem olduğunda onu önlemek yerine medyayı baskı altına alıyorlar. Yayın yasakları getiriliyor. Bugünden 1990’lara baktığımızda özeleştiri yapmak durumunda kalıyoruz. İleride bugünler için özeleştiri yapmak istemiyorsak nesnelliği, objektifliği elden bırakmadan haber yapmak gerekir.”
Akçura: Gazeteci herkesle görüşebilir
“Biz hep OHAL zihniyetinin var olduğu, yaşatıldığı bir ortamda gazetecilik yaptık. 10 -20 yıl geriye gittiğimizde de trajikomik olaylarla karşı karşıya kalmıştık. Önce suçluyu belirliyoruz. Birisini hedef gösteriyoruz. O hedef üstünden suç yaratıyoruz. Yarattığımız suç üzerinden de bir delil yaratıyoruz.
"OHAL’de gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Gazeteci her yerde olabilir. Herkesle röportaj yapabilir. Önemli olan adaletli olması, yargı kararı üzerinden olaylara bakıp değerlendirebilmesidir.”
Erinç: OHAL dönemlerinde 22 gazeteci öldürüldü
“İlk OHAL, 19 Temmuz 1987’de yürürlüğe girdi. OHAL’in ilan edildiği bölgelerde OHAL süresince 22 meslektaşımız öldürüldü. Hepsi de faili meçhul olarak kaldı. Bu gazeteciliğin o süreçte nasıl ‘en tehlikeli mesleklerden’ biri olduğunu gösteriyor. Bugün sıkıyönetimi de geride bırakan yaklaşım söz konusu. Neyi yazıp neyi yazmayacağımızı bilmiyoruz."
Güç: İşsiz bırakılan gazetecilerin özlük hakları verilmeli
“Gazetecilerin gözaltına alındığı, tutuklandığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yazar Aslı Erdoğan ile birlikte tutuklu gazeteci sayısı 72 oldu. Sadece OHAL’de tutuklanan gazeteci sayısı 37’e çıktı. KHK ile kapatılan 134 basın kuruluşunda 2 bin dolayında basın işçisi işsiz kaldı. Bu arkadaşlarımızın kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği gibi hakları gasp edilmiş durumda. Özlük haklarını nereden alacakları belirsiz. Tek çare bu durumun yeni bir KHK ile düzeltilebilmesi. Yeni bir düzenleme yapılması için girişimlere devam ediyoruz."
Seminerin ikinci oturumunun moderatörlüğünü Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya yaptı. Küçükkaya, “Cumhuriyet’in haber merkezini yönetiyorum. Biz bu süreçte de haberlerde herkesin sesi ve vicdanı olmaya çalışıyoruz” dedi.
Eren: Yayınımızı Sürdürüyoruz
“İMC TV, 2011 yılının 1 Mayıs’ında başladı. İMC TV evrensel gazetecilik ilkelerini savunarak bir haber kanalı kurdu. Can Dündar’a suikast girişimi düzenlendi. Bunu yayınlayan tek kanal biziz. Bu İMC TV’nin başarısı mı? Canlı yayında suikast girişimi oldu. Orada birçok gazeteci vardı. Onlar normal gazetecilik yapsa onlar da yayınlayacaktı. Şubat ayında bizi TURKSAT’tan attılar. İzleyicilerimizin büyük bölümünü kaybettik. Sonra yurt dışından başka bir uydu ile anlaştık. Yayınımızı sürdürüyoruz."
Hacaloğlu: Gazetecilik refleksi yitiriliyor
“Türkiye’de gazeteci olmak, haber yapmak beni korkutuyor. Mesleğimizin nereye gideceğini bilmiyoruz. Dünyaca ünlü bir yazar tutuklandı. İnsanlar da korkuyorlar. Peki ne yapılmalı? Gazeteci, hakikati arar. Hakikat ile gerçek aynı şey değil. Gerçek, öznel bir şey. Herkes gerçeği kendi penceresinden anlatır. Hakikat ise nesneldir. O adam ölmüşse ölmüştür. Bir işi sorgulamaya başladığınızda tehlikeli sulara giriyorsunuz. Gazetecilik yapmak zorlaşıyor ama bu günün meselesi değil. Türkiye’de uzun bir zamandır gazetecilik yapılması istenmiyor. Gazeteciler reflekslerini yitirdi. Kendi kendine oto sansür uyguluyorlar. Gazetelerde haberi takip etmek unutuldu. Ve bunların içinde biz hakikati kaybediyoruz.”
Küçük: Medyanın en özgür günü 15 Temmuz’du
“Medya en özgür gününü 15 Temmuz günü yaşadı. Herkes televizyona çıkarak hassasiyetlerini ortaya koydu. OHAL kapsamında beş kanun hükmünde kararname yayınlandı. 16 televizyon, 3 haber ajansı, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi ve dağıtım kanalı kapatıldı. OHAL döneminin üç sınırı var. Milletlerarası anlaşmalara aykırı davranılmaz, kişinin yaşam hakkına, maddi ve manevi bütünlüğüne dokunulmaz, kanaatlerin açıklanmasına zorlanamaz. Suç ve cezalar geçmişe doğru yürümez. ”
Yerel medya seminerleri
TGC’nin Konrad Adenauer Stiftung ile birlikte düzenlediği yerel gazetecilik seminerleri 19 yıldır sürüyor. 81 ilde yaptığımız bu seminerlerde 8 bin gazeteci sertifika aldı. “OHAL’de Gazetecilik” semineri bu dizinin 82.’si oldu. (EA)