Karantina sürecinde, "okul öncesi öğretmenlerinin pedagojik deneyimleri ve olası eğitim senaryosu" hakkındaki görüşlerini incelemek amacıyla yapılan araştırmaya göre öğretmenler; teknoloji okuryazarlığı, teknolojik platformları kullanma ve dijital içerik oluşturma süreçlerinde desteğe ihtiyaç duyuyor.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Toran ve Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Güneş tarafından gerçekleştirilen araştırmaya katılan okul öncesi öğretmenlerin mesleki olarak sahip oldukları deneyim 3 ile 18 yıl arasında değişiyor.
Katılımcılardan ikisi yüksek lisans dokuzu ise lisans mezunu olarak belirlendi. Çalışma grubunda yer alan okul öncesi öğretmenlerden bir kısmı karantina sürecinde senkron eğitim yapan, bir kısmı ise EBA üzerinden asenkron eğitim yapan öğretmenlerden seçildi.
"Aile içindeki rol ve öğretmenlik bir arada"
Okul öncesi öğretmenlerinin pandeminin başlangıcından itibaren uygulanan karantina sürecinde, kişisel yaşantılarında önemli değişikliklerin olduğunu ve pandemiden kaynaklı kişisel olarak şok yaşadıklarının belirlendiğini dile getiren Doç. Dr. Mehmet Toran şunları söyledi:
"Katılımcılar, psikolojik ve duygusal olarak bu süreçten olumsuz etkilendiklerini, kaygı, depresyon, anksiyete gibi şikayetlerinin arttığını belirttiler. Bu süreçte ailevi sorunlar yaşadıklarını, aile içindeki sorumluluklarının arttığını, aile üyelerinin sağlığını koruma çabası ile birlikte ailede eşlerden birinin bu süreçte işsiz kalmasından dolayı ekonomik kaygılar yaşadıklarını ifade ettiler. Ayrıca aile içindeki rolleri ile öğretmenlik rolünü eş zamanlı olarak aynı mekanda sürdürme çabasının da kendilerini psikolojik olarak zorladığını belirttiler. Bununla yanı sıra COVID 19 ile birlikte ilk defa belirsizlikle bu kadar karşı karşıya kaldıklarını, bunun hem kişisel hem de mesleki olarak kendilerini zorladığını dile getirdiler" diye konuştu.
Doç. Dr. Mehmet Toran şöyle devam etti:
"Okul öncesi öğretmenleri, teknolojik altyapının yeterli olmadığı noktalarda anlık mesajlaşma programlarından da destek aldıklarını belirttiler. Bunun sebebini teknoloji kullanımı konusunda bireysel eksikleri kadar platform erişimlerinde yaşadıkları sınırlamalara da bağlayan katılımcılar, pandeminin hizmet içi eğitimlerin geliştirilmesi için bir fırsata dönüşebileceğinin altını çizdiler. Uzaktan eğitim ve dijital platform kullanımlarında öğretmenlerin gereksinim duydukları eğitim başlıkları arasında ise teknoloji okuryazarlığı, dijital içerik üretimi yer alıyor.
Bununla birlikte çalışma grubunda yer alan okul öncesi öğretmenleri, COVID-19 pandemisi gibi krizlere karşı mesleki olarak kendilerini güçlendirecek destek programlarına ihtiyaç duyduklarını, bu destek programlarının mesleki yeterlik ve psikolojik desteği kapsayacak şekilde olması gerektiğini ifade ettiler."
"Çocuklarla etkili iletişim kuramadık"
Araştırmanın, uzaktan eğitim sürecinde çocukların yaşadıkları problemlere dair verileri de içerdiğini söyleyen Doç. Dr. Mehmet Toran şunları ekledi:
"Okul öncesi öğretmenleri, uzaktan eğitim uyguladıkları süreçte çocukların uzun süre ekran karşısında kalamadıklarını, odaklanma sorunu yaşadıklarını, çocukların dikkat sürelerinin oldukça sınırlı olduğunu, yönergeleri istenilen nitelikte alamadıklarını ve çocuklarla uzaktan etkili iletişim kuramadıklarını ifade ettiler. Uzaktan eğitim için sunulan alt yapının çocuklar tarafından etkili kullanılamadığını, zaman geçtikçe uzaktan eğitime devam eden çocuk sayısının azaldığını, teknolojiye erişimi olmayan çocukların ise bu süreçten hiçbir şekilde faydalanamadığını belirttiler. COVID 19 pandemisi sürecinde çocukların gelişimsel olarak sosyal, duygusal psikomotor alanlarda olumsuz etkilendikleri, akranları ile iletişim kuramadıkları, pandemiden kaynaklı kaygı düzeylerinin arttığı da elde edilen veriler arasında yer alıyor. Katılımcılarımız tarafından ayrıca, bu gibi krizlerde çocuklara yönelik özellikle psikodestek programlarına ihtiyaç duyulduğu, çocukların psikolojik olarak iyi oluşlarına yönelik destek programlarının geliştirilmesi gerektiği de belirtildi."
(AÖ)