HDP İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder, dün akşam CNNTürk’te Cüneyt Özdemir’in sorularını yanıtladı. Çözüm sürecinin yol haritasına dair ayrıntılar veren Önder, Öcalan’a bir sekreterya kurulacağını, Akil İnsanlar arasından ve başka bir kafileyle yeni bir gözleme heyeti oluşturulacağını, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın delegeleri belirleyeceğini söyledi.
Bugün Öcalan’a sekreterya açıklamasını değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise “Adına sekreterya dersiniz ama başka bir yöntem olabilir” dedi. A Haber kanalında Murat Akgün'ün sorularını cevaplayan Arınç Öcalan’ın talebinin haksız olmadığını söyledi.
Diğer Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise NTV canlı yayınında Önder’in açıklamalarını eleştirdi, “HDP'nin açıklamalarına bakıyoruz, bir sekreteryadan bahsediyorlar ve de sanki hükümetle anlaşılmış gibi bir tavır var. Öyle ki 'iki üye daha eklenecek heyete hata onlardan biri Hatip Dicle olacak' dedi Sırrı Süreyya Önder, 'önümüzdeki hafta daha 3-4 daha gideceğiz' dedi. Şöyle bir tablo çıkıyor ortaya; sanki 15 Ekim gününde bir anlaşmaya varıldı, Öcalan'a özel bir statü verildi, bir sekretarya oluşturuluyor ve de süreç bir şekilde ilerliyor” dedi.
Arınç: Öcalan'ın talebi makul
Söze "Öcalan'a sekreterya iddiasını doğrulamayacağını, çünkü böyle bir şey olmadığını" söyleyerek başlayan Arınç’ın açıklamasından satırbaşları şöyle:
“Öcalan, ‘Ben burada yalnızım’ diyor. ‘Süreç devam ettikçe ne karar aldığınızı takip etmem lazım' diyor. Bu haksız bir talep değil bana göre. Kendisine bazı imkanların hukuk içinde Adalet Bakanlığımız gerekli olanı yapacaktır. Sekretarya, bizim sekreterlerimiz gibi adaya gitmesi her gün Öcalan’la görüşülmesi gibi bir şey değil. Cezaevinin kendi şartları içinde olabilecek bir şeydir. Bu bence makul bir istektir.
“İmralı Adası'na farklı mesleklerden insanların gitmesi Akil İnsanlar toplantısında da gündeme gelmişti. Bunların arasında gazeteciler de olabilir başka isimler de olabilir. Bu da bence makul bir taleptir.
“Bugün sadece HDP gidiyor. Avukatları görüşebilir, yakınları görüşebilir, kız kardeşi öldü sanırım şimdi erkek kardeşi gidiyor ve her gidip geldikten sonra ortalığı karıştırıyor, onun dışında da Adalet Bakanlığı'nın izniyle milletvekilleri ve özel izinli olanlar gidebilir.”
Önder: Öcalan’ın şartları değişecek mi değil, değişmeli
Önder'in konuşmasından satırbaşları ise şöyle:
“Şartları değişmedi, yaklaşık 20'nin üzerinde görüşme yaptık, hepsini aynı yerde yaptık. Toplasanız 15 metrekare bir alanda kalıyor. Değişecek mi değil, villa milla değil. Değişmeli. Barışı inşa etmeye çalışıyor bir insan. Tüm bu kısıtlı koşullara rağmen yapmaya çalışıyor. Çalışmalar yapması lazım, araştırmalar yapması lazım. Sayın Öcalan'ın talebi olmamalı bu. Ülke olarak bizim talebimiz olmalı. Barışın en önemli teminatı. Gözbebeği olarak üzerine titremeliyiz. Şartlar değişmezse, yol alamayız."
“Sekreterya müzakere heyetinin de bir parçası olacak”
“Büyük bir müzakere sürecine girilecek. Bozucu alanlar masaya yatırılacak. Bunlara çözüm seçenekleri üretilecek. Yukarıdan aşağı hiçbir barış önerisinin kalıcı olması mümkün değil. Dokuz ana başlıkta, güvenlik, eğitim, kadın, hakikatle yüzleşme gibi başlıklar için Pervin Buldan, ben, İdris Baluken olacak. Kadın hareketinden bir arkadaş olabilir. Hatip Dicle olacak, sekreterya böyle olacak. Devletle görüşmeleri, siyasilerle görüşmeleri yapacak. Beş kişilik sekreterya müzakere heyetinin de bir parçası olacak. Sekreterya önümüzdeki haftadan itibaren devreye girmeli diye düşünüyorum. Müzakere heyetinde Kandil’den bir temsilci olması konusu şu an konuşulmadı. Ama olmalı.”
“Hükümet ve ordu farklı düşünüyor”
“İki eğilim (hükümet ve ordu) çatışma halinde. Bugüne kadar asker bildiri yayınlıyor muydu? Şimdi albaya kadar bildiri yayınlayacak. Bir teğmen, seçilmiş siyasetçiye saygısızlık ediyor. Kuvvet komutanları çağırıp onu taltif edecek. Böyle bir şey olur mu? Biz seçilmişiz, bizim üstümüzde var mı? Altındağ’da bayrak indirildi. Oranın belediyesi de açıklıyor, yanlışlıkla olmuş.”
“Süreci bozmak isteyen bir yapı var”
“(Öcalan) Kobani düşerse Türkiye’de darbe olur diyor çünkü halk bunu kabullenemez. Topraklarımızda polisten çok yabancı istihbarat unsurları cirit atıyor. Bu sürecin başından beri, meselenin içinde olan biri olarak söylüyorum. Bir yapı bu süreci bozalım, güçten düşürelim diye uğraşıyor. Bu çaba daha bir gün soluk kesmedi. İlk İmralı’da görüşmeler başladığında Paris cinayetleri oldu. Gladyo biraz takatsizleşti ama çalışmaya alttan alta devam etti.
“Özgür Suriye Ordusu, El Nusra âlâyla valayla oraya uğurlanırken, Kobani’de çatışma başladığında yaralıları 7 saatte alamadık içeriye. Adam can çekişiyor. Biz içeri alamıyoruz. Bunu Davutoğlu’na anlattıktan sonra çözüldü mesele.” (ÇT)