Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 27 Kasım 2015 günü bir polis operasyonu sırasında vurulan Hakkari İl Genel Meclis üyesi ve Yüksekova Demokratik Toplum Meclisi Eşbaşkanı Sibel Çapraz, 2 Mart 2016 tarihinde ‘örgüt üyesi olmak’ ve ‘halkı tahrik etmek’ iddialarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Çapraz'ın ameliyat olması gerekiyor, ancak şu an cezaevinde.
"Ölümler Olmasın” derken vuruldu
Sibel Çapraz'ın ağabeyi Necip Çapraz, kardeşinin yaralandığı gece mahallede oturan başka bir kardeşinin evinde geceyi geçirdiğini aktardı.
O gece yaşananları şöyle aktardı: "Herhangi bir sokağa çıkma yasağı kararı yokken artan silah sesleri ve bağrışmalar üzerine dışarı çıkıyor Sibel. O esnada dışarıda bulunan diğer mahalleli kadınlarla beraber silah seslerinin geldiği yere doğru biraz ilerleyip neler olup bittiğini öğrenmek istemişler. Bu esnada da yaralanmalar ve ölümler yaşanmasın diye de tencere-tava ile gürültü çıkaranlara destek vermiş. Çok kısa bir süre sonra üzerlerine ateş açılmış ve Sibel orada arın bölgesinden ve kolundan ağır yaralanmış".
"Yaralandığı günden beri polis gözetimde"
Kardeşinin 96 gün boyunca Yüksekova, Van ve İstanbul'da 15 ameliyat geçirdiğini belirten Çapraz, "1 Mart günü İstanbul’da tedavi gördüğü Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki ameliyatını olmak üzere taburcu edildi. Zaten yaralandığı günden bu yana polis gözetiminde olan kardeşim Sibel, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, buradaki polis sorgusunun ardından da İstanbul Adliyesi’ne götürüldü ve SEGBİS ile Yüksekova’daki savcı tarafından sorgulandı. Tutuklanması talebiyle Yüksekova Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen kardeşim, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmezken, ‘suçlu değil mağdur’ olduğunu, hakkında düzenlenen fezlekenin uydurmalardan ibaret olduğunu söyleyerek tahliyesini istedi. Fakat Yüksekova Sulh Ceza Mahkemesi, avukatlarının sağlık durumunu açıkça belirtmesine rağmen Sibel'in ‘örgüt üyesi olmak’ ve ‘halkı tahrik etmek’ iddialarıyla tutuklanmasına karar verdi”.
Sibel Çapraz şuanda yaralı haliyle Bakırköy Kadın Tutukevi’nde.
Narkoz etkisi bitmeden mahkemeye çıkarıldı
Sibel yaklaşık 60 saat boyunca narkoz etkisinde kaldığının altını çizen Çapraz, "Mahkemeye çıkarıldığında bile narkozun etkisi vardı ve bilinç kaybı yaşadığına inanıyorum. Ayakta duramıyordu ve mahkemeye her gün olduğu gibi ağrı kesici kullanılarak getirildi. Kardeşimin tüm vücudu yaralı, bağırsakları dışarda, sağ kolunun yarısı gitmişti. Kolu için her iki ayağından ve omuzundan alınan doku, kemik, sinir, damar, yumuşak doku alınmış durumda. Şuanda tek başına ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda. Koluna nakledilen dokular henüz tam kaynamamış ve kalın bağırsağı henüz yerine dikilmemiş durumdadır. Doktorlarından aldığımız bilgiye göre cezaevinde enfeksiyon kapmış. Ayrıca doktorların belirttiğine göre biri bağırsak ameliyatı ve ikisi kolundan olmak üzere 3 ameliyat daha geçirmesi gerekiyor" dedi.
Polis hastanede psikolojik baskı uyguladı
Çapraz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vurulduğu günden itibaren hastanede polis gözetiminde olan kardeşime ve bize psikolojik baskı uygulandı. Yoğun bakım gibi hassas bölüme dahi polisin girdiği oldu. Bir ara hasta olarak yattığı odaya polis illaki bizde hastanın yanında kalacağız diye diretmişlerdi, çabalarımız sonucu bunu ret ettirdik. Doktor ve diğer sağlıkçıların da bu durumdan olumsuz etkilendiği gördük. Hastane yönetiminin de polis baskısından etkilenip Sibel'i taburcu ettiğini düşünüyoruz. Kardeşimin polis tarafından vurulması "örgüt üyeliği" sayılmıştır. Ailesi ve sevenleri olarak bunu kabullenmemiz mümkün değildir.
"Kardeşimi vuranlarla, fezleke hazırlayanlar aynı kişiler"
“Kardeşim hakkında hazırlanan fezleke, kardeşimi vuranların hazırladığı fezlekedir. Dolayısıyla inandırıcılığı yoktur. Zaten kardeşimi vuranlar hakkında gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız. Sibel'i tutuklama çabası tamamen masum bir insanı öldürmek kastıyla vurmak suçunu örtme çabasıdır. Sibel'in yeri şuanda cezaevi değil hastanedir.
“Abisi ve ailesi olarak Sibel'in bu şekilde ikinci kez mağdur edildiğine inanıyoruz. Verilen karar ne hukukidir ne de insanidir.
“Tedavisine devam edilmesi gerekiyor”
“Sibel'in sağlık durumu şuanda tehlikededir. Bu karara itiraz ediyoruz. Sibel, hastanede kaldığı 96 gün boyunca suçsuz olduğunu bildiği için herhangi bir kaçma girişiminde bulunmamıştır. Dolayısıyla bir an evvel cezaevinden çıkarılıp hastanede tedavisine ve ameliyatlarına devam edilmesi gerekiyor. Bu tutuksuz yargılanması ile de mümkün olabilir. Tüm duyarlı sivil toplum örgütlerini, kuruluşları ve kişileri bu insani ve hukuki mücadelemizde yanımızda görmek istemekteyiz." (AZ/HK)