Naziler Almanya'da kendilerine düşman olarak yalnızca Yahudileri seçmediler. Alman, erkek ve itaatkar olmayan herkes onların düşmanlarıydı. Eşcinselleri, toplama kamplarında pembe üçgen ile "işaretlediler"; lezbiyenlere ise siyah üçgen taktılar. Yahudiler ise sarı yıldız taşıyordu.
Nazi toplama kamplarına eşcinsel olduğu için götürülmüş ve "pembe üçgen"li üniforma giymiş hayattaki son eşcinsellerden Rudolf Brazda 95 yaşında yaşamını yitirdi.
Brazda 1913 yılında Brossen'de doğdu. Nazilerin iktidara geldiği 1930lı yıllara kadar cinsel yönelimini açıkça ifade edebildi, yaşayabildi. 1936 yılında Naziler tarafından askere çağrıldı. 1937 yılında diğer eşcinsel arkadaşlarıyla birlikte takibe uğradı, hapse atıldı.
1941 yılında eşcinsel davranışlar suçuyla yeniden hapse atıldı. 1942 yılında Buchenwald Toplama Kampına gönderildi. Mahkum numarası 7952 idi. Almanya'nın savaşı kaybetmesi üzerine 11 Nisan 1945 tarihinde toplama kampından serbest bırakıldı.
Brazda'nın ölünü üzerine Türkiyede'ki LGBTT örgütleriyle totaliter rejimlerin homofobikliği üzerine konuştuk:
"Siyah-Pembe Üçgen, artık özgürleşme hareketinin sembolü"
LGBTT Dayanışma Derneği aktivisti Erden Gür şöyle dedi:
"Bizim ismimiz, siyah pembe üçgen, Nazilerin eşcinselleri yaftaladığı sembollere gönderme yapıyor. Bu semboller artık LGBTT özgürleşme hareketinin sembolleri. Şu anda toplumda eşcinseller için böyle açıkça kullanılan yaftalar yok ancak siyah pembe üçgenler zihinlerde. Bu üçgenler silinmedikçe hiçbirimiz gerçekten özgür olamayacağız."
"Totaliter rejimler özellikle homofobik oluyorlar çünkü totaliter sistem eril bir sistemdir. Bu sistemler erkeği özne olarak kabul eder. LGBTT bireyleri toplumdaki erkek algısını sorgulayıp değiştirdiği için buna karşı bir tavır olarak, bu sistemler bu bireyleri yaftalıyor onların kontrol altına almak için baskı yapıyor."
"Türkiye'de aile ve milli değerler gibi bir takım 'kutsal değerler'le politika yapan muhafazakar bir anlayış hakim oldu. Bu nuhafazakar anlayış toplumda da devam etmekte. Muhafazakarlık da eril sistemdir o yüzden Türkiye'de de LGBTT bireyleri hala zihinlerdeki üçgenlerle yaftalanıyor."
"Egemen yapılar, farklı olanı hedef göstermeye devam ediyor"
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği aktivisti Kemal Ördek'in söyledikleri ise şöyle:
"Ataerkil, heteroseksist, Anti-Semitist ve egemen kültür ve ideolojinin hamisi rolündeki Nazi iktidar kadrosu, sayıları 6 milyonu aşan Avrupalı Yahudiler ile birlikte, Çingeneleri, eşcinselleri, sisteme muhalif sosyalistleri ve diğer ırklardan bireyleri, dünyanın gördüğü en sistemli şekilde yok etme programlarına tabii tutmuşlardır. Bu bir mesaj idi: 'Sadece elimize geçirdiklerimiz değil, istediğimiz toplumsal yapıya tehdit olarak gördüğümüz herkes hedefimizdir.'"
"Politik olarak birçok farklı dinamiğin var olduğu günümüz toplumsal yapıları, Nazizm ve çağdaşı olan ideolojilerin egemen olduğu dönemdeki gibi olmasa da, egemen yapılar, farklı olan her toplumsal kesimi hedef olarak göstermeye devam etmektedir. Günümüz Türkiye'si ve öncesinde bu hedef gösterme/hedef alma ya da yok etme hali Kürtlere, LGBT'lere, kadınlara, Ermeni, Rum ve Yahudilere ve diğer kesimlere yönelik etkilerini göstermiştir/göstermeye devam etmektedir." (GY/ŞA)