Mor Dayanışma İzmir, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin “Seçim Şartnamesini”, Serüven Kültür Merkezi'nde basın toplantısıyla duyurdu.
Açıklama metnini, Mor Dayanışma Ege Bölge Sözcüsü Didar Gül, okudu. Gül, şartnamede vurgu yapılan başlıklara değinerek, savaşların durdurulması, savaşa değil, kadınlara bütçe ayırılması, Kadın Bakanlığı’nın kurulması, kürtaj hakkının devlet güvencesine alınmasını istedi.
"Nefret söylemine karşı etkin mücadele"
MA'nın haberine göre Gül, seçim şartnamesindeki tespit ve taleplerini özetle şöyle sıraladı:
*Kadın cinayetlerini ve erkek şiddetini önleme merkezleri acilen açılmalıdır: Kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik her türlü şiddeti önlemek için etkin merkezler açılmalı ve bu merkezlerin kuruluş ve işleyişine kadın örgütleri, STK’lar dâhil edilmelidir. Bu merkezlerin nerede ve nasıl açılacağı şeffaf bir şekilde yürütülmelidir. Karar mekanizmalarında kimlerin olacağı demokratik yöntemlerle belirlenmeli. Kadın cinayetleri faillerinin cezalandırılması etkin olarak uygulanmalıdır.
* İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme gerekçesi olarak LGBTİ+’ları koruyan maddelerin varlığı öne sürülmesi, nefret cinayetlerinin devlet eliyle desteklendiğinin açık bir göstergesidir. Nefret söylemlerini, yaratmaya çalıştıkları faşist şiddetin meşruiyet aracı olarak da kullanmaya devam ediyorlar. İstanbul Sözleşmesi tekrar imzalanıp etkin şekilde uygulanmalıdır.
* Kadınların nafaka hakkı ellerinden alınarak ev içinde verdikleri karşılıksız emek yok sayılıyor, açlık ve yoksulluk tehdidiyle istemedikleri evliliklere mahkûm edilmek isteniyor. Nafaka hakkı korunmalıdır. Aynı zamanda kadınların şiddetin döngüsü içinden çıkmaları için nakdi desteklerle desteklenmelidir.
* Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı içinde birim olan ‘Kadın Hizmetleri’ bu bakanlıktan ayrılarak ayrı bir Kadın Başkanlığı kurulmalı. Bu bakanlığın tüm hizmet ve işleyişi kurulacak kadın örgütleri, feministler ve STK’lardan oluşan çalışma meclislerince belirlenmeli ve denetlenmelidir.
* Belediye Kanunu’nda nüfusu 100 bini geçen belediyelerin Kadın Sığınağı açma zorunluluğu uygulanmalı. Aynı zamanda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı kurum sayıları arttırılmalı.
* Milyonlarca kadın uzun saatler boyunca, çok ucuza ve hiçbir sosyal hakka sahip olmadan kayıt dışı çalışmaya zorlanıyor. İLO 190 sayılı İş Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi acilen onaylanıp uygulanmalıdır.
* Kadınların yaşadığı temel sağlık sorunlarına dair ilaçlar, tedavi hizmetleri ve önleyici hizmetler içinde olan taramalar ve testler, Aile Sağlığı Merkezleri’nde karşılanmalı. Bu merkezlerin teknik, personel ve teknolojik iyileştirilmeleri düzenli yapılmalıdır.
* Kadınların ücretli doğum ve süt izni etkin uygulanmalı ve erkeklere babalık izni sağlanmalıdır. Koruyucu ve önleyici temel sağlık hizmetleri erişilebilir olmalı ve doğum kontrol yöntemleri ücretsiz ve yaygın hale getirilmeli. Temel ihtiyaç olan regl ürünleri ücretsiz erişilebilir, nitelikli ve ücretsiz olmalıdır.
* Başta HPV aşısının ücretsiz biçimde yaygınlaştırılması olmak üzere koruyucu-önleyici sağlık hizmetleri erişilebilir olmalıdır. Fiili yasaklı olan kürtaj hakkı yeniden sağlanmalıdır.
* Bakım evleri, kreşler devlet tarafından açılmalı anayasal güvence altına alınmalıdır.
* Güvenceli iş imkânı sağlanmalı ve çocuklu olanların kreş talebinin karşılanması anayasal güvence kazanmalıdır.
* Bütçe, savaşa, gericiliğe, servet zenginlerine değil, halk için bir bütçe planlamasıyla hayata geçirilmeli. Kadınlar için bütçe ayrılmalıdır.
*Mülteci/göçmen/kaçak göçmen ayrımlarıyla statüye bağlı olmaktan çıkarılmalıdır. Göçmen İnsan haklarından faydalanmak, mülteci/göçmen/kaçak göçmen ayrımlarıyla statüye bağlı olmaktan çıkarılmalı, eşit olarak herkese sağlanmalıdır. Mültecilerin pazarlıkaracı haline getirilmesine acilen son verilmelidir.
* Eğitimde, toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri ilkokuldan üniversiteye kadar her kademede okutulmalı; toplumsal cinsiyet eşitliği dersi zorunlu hale getirilmeli, müfredat ve tüm eğitim politikaları toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alarak yeniden düzenlenmelidir. Kadınlara toplumsal ve siyasal yaşamda pozitif ayrıcalıklar sağlanmalıdır.
* Özsavunma, erkek şiddetine karşı kadınların kendilerini koruma hakkıdır. Kadınların yaşamak için yaptığı her türlü savunma, bir meşru müdafaa olarak görülmeli ve cezasız kalmalıdır. (EMK)