Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Protestanlık adına misyonerlik yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra haklarında dava açılan Hakan Taştan ve Turan Topal'ı "kişisel verileri hukuka aykırı şekilde kaydettikleri gerekçesiyle mahkum etti.
İki tutuksuz sanık, "kin ve düşmanlığa tahrik" ve "Türklüğü aşağılama" suçlamalarıyla da dört yıl süreyle hapis istemiyle yargılandılar ancak beraat ettiler.
216 ve 301'den beraat; "kişisel veri"den ceza
Eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in soruşturma ve kovuşturma izni verdiği 73 dosyadan biri de Taştan ve Topal'ınkiydi.
Mahkeme, Taştan ve Topal ile ilgili Ceza Yasası'nın 216 ve 301. maddelerinden yaptılan yargılama kapsamında "kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı" gerekçesiyle beraatlerine karar verirken "kişisel verileri kaydetmek" suçlamasıyla ilgili 9'ar ay hapis cezası verdi.
Ceza "sabıkasız oldukları" gerekçesiyle 7'şer ay 15'er güne indirilirken "sanıkların kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ile yargılama sürecindeki pişmanlık" dikkate alınarak da 4 bin 500'er TL adli para cezasına çevrildi.
Davaya Kerinçsiz ve Erenerol ilgisi
Sanıkların avukatı Haydar Polat, 14 Ekim'de verilen kararı temyiz etmek için ertesi gün süre tutum dilekçesi verdi. Şikayetçi taraf olarak Ergenekon Davası'nın tutuklu sanıklarından Büyük Hukukçular Birliği eski yetkilisi avukat Kemal Kerinçsiz ve ekibi yer alıyor.
26 Eylül 2007'de gerçekleşen duruşmada Türk Ortodoks Kilisesi basın sözcüsü Sevgi Erenol'un müdahillik talebi reddedilmişti. Erenerol, Ergenekon Operasyonu sırasında Ocak sonunda tutuklanmıştı.
18 Temmuz 2007'de eski Savcı Demirhüyük, "Din ve vicdan özgürlüğü kapsamında kişilerin istedikleri dini yaşama ve yaymaları Anayasa ve kanunlarımızda güvence altına alınmıştır" diyerek iki sanığın beraat etmesi yönünde görüş bildirmişti. Ancak bu savcının tayini çıkınca başka bir savcı bu göreve geldi.
İddianamede ne var?
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, jandarmaya yapılan bir telefon ihbarında, Silivri'nin bazı tarihi mekanları gerekçe gösterilerek Hıristiyanların kutsal bir beldesi haline getirilmek istendiği, buradaki okullarda örgütlenmeye çalışıldığı, Türklüğü, askerlik hizmetini ve İslamiyet'i aşağılayıcı konuşmalar yapıldığı savunuluyor.
İddianamede, jandarma ekiplerinin, Taksim'deki Türk Protestan Kilisesi üyesi sanıkların misyonerlik faaliyetinde bulundukları ve çoğunluğu öğrenci olan müştekilere ücretsiz İncil, Hıristiyanlık'la ilgili kitap ve CD verdiklerinin belirlediği iddia ediliyordu. (EÖ)