Milli Güvenlik Kurulu, 29 Aralık 2010 tarihinde olağan toplantısını yapmıştır. Toplantıda, ülke güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmeler etraflı surette ele alınmıştır. Bu çerçevede; halkımızın her zaman ortaya koyduğu, kardeşlik ve huzur içinde bir arada yaşama kararlılığının Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğinin en güçlü teminatı olduğunun altı çizilmiştir. Bu bağlamda, devletimizin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü ve toplumsal barışını hedef alan tahrik ve girişimlerin milletimizin kardeşçe yaşama iradesi karşısında hiçbir sonuca ulaşamayacağına olan kaf'i inanç bir kere daha vurgulanmıştır. Bu çerçevede, toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir.
Bu bağlamda 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet' anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyetinin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilemeyeceğinin de bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu yaklaşımla önümüzdeki dönemde de, devletimizin terörün ve onun beslendiği ortamın tasfiyesine yönelik çok yönlü ve geniş kapsamlı mücadelesinin, her zaman olduğu gibi, halkımızın sağduyusu ve desteğinden alınan güçle ve taviz verilmeksizin aynı azim ve kararlılıkla sürdürüleceği teyit edilmiştir.
Irak'taki son gelişmeler tüm boyutlarıyla değerlendirilmiş. 21 Aralık'ta yeni hükümetin kurulmasından duyulan memnuniyet kaydedilmiştir. Yeni hükümetin Irak halkının karşı karşıya bulunduğu güvenlik, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların çözülmesi yönünde göstereceği çabalara Türkiye'nin her türlü desteği vermeye devam edeceği vurgulanmıştır. Bu kapsamda ayrıca, terörle mücadeleye ilişkin Türkiye-Irak-ABD üçlü mekanizması sürecindeki gelişmeler gözden geçirilmiştir.
Kıbrıs'ta devam etmekte olan BM müzakere süreci ele alınmış, Ada'da adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme ulaşılmasını teminen önümüzdeki dönemde atılacak adımlar değerlendirilmiştir. BM Genel Sekreteri'nin ortaya koyduğu 2010 yılı sonunda kapsamlı çözüme ulaşılması hedefine Türk tarafınca gösterilen tüm çabalara karşın, Rum tarafının oyalayıcı tutumu nedeniyle halen ulaşılamaması üzerinde durulmuş ve BM Genel Sekreterinin bu durumdan duyduğu memnuniyetsizlik paylaşılmıştır. Kıbrıs'ta en kısa sürede
kapsamlı bir çözüme ulaşılması için gerekli zeminin mevcut olduğu ve bu fırsatın değerlendirilmesinin gerektiği anlayışıyla hareket eden Türkiye'nin, devam eden müzakere sürecine ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu'nun yapıcı çabalarına tam destek vermeye devam edeceğinin altı çizilmiştir."