İzmit’te Gazi Anadolu Lisesi’ni birincilikle bitiren Işıtan Önder’in mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, Gezi direnişinde hayatını kaybedenlere nedeniyle birinciliğinin elinden alınmasına Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dan “mükafatlandırılmış” yorumu geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve İstanbul Milletvekili Sezgin TAnrıkulu ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Bakan Avcı’nın cevaplaması istemiyle Işıtan Önder hakkında soru önergeleri verdi.
Berkin ve Ali İsmail'i andı
Işıtan Önder’in törenden sonra açılan disiplin soruşturması sonucu birinciliğinin elinden alındığı konuşmasına “Şu an burada şans eseri konuşuyorum” diye başlamıştı.
“Bu kürsüde aklıma Berkin Elvan'ın ve Ali İsmail Korkmaz'ın gelmemesi herhalde imkansız. Çünkü bu insanların eğitim hakları gasp edildi. Yalnızca eğitim hakları da değil, yaşam hakları da gasp edildi. 15 yaşında bir çocuğun insanlığa ne gibi bir zararı olabilir soruyorum size? Bu yapılan gaspa en büyük cevabı tarih verecek, en büyük cezayı tarih kesecektir. Bilinsin ki, Berkin Elvan ve Ali İsmail hep bu sıralarda oturuyor, hep bu kara tahtada yazıyor olacaktır.”
Işıtan Önder konuşmanın ardından disiplin cezası alırken okul müdürü de istifa etmişti.
Önder CnnTürk’ten Cüneyt Özdemir’in programına katılarak öğretmenlerinden büyük çoğunluğunun kendisini desteklediği ancak bir kısmının kendisini tehdit ettiğini söylemişti.
"Kesinlikle pişman değilim. Zaten amaçları beni pişman etmek ve beni bastırmak. Okul birinciliğimi elimden almaları hiçbir şeyi değiştirmiyor. Ben istediğim üniversiteye gidecek kadar başarılı bir öğrenciyim. Arkadaşlarımdan ve çevreden büyük destek görüyorum. Tebrik telefonları alıyorum."
Avcı: Mükafatlandırılmış
Bakan Avcı İstanbul Medipol Üniversitesi’nin Haliç Kongre Merkezi’nde dün düzenlenen tören sonrası basın mensuplarının Işıtan hakkındaki sorularını yanıtlarken Önder’in televizyondaki konuşmasına da değindi.
“Şimdi benim televizyondaki röportajından gördüğüm kadarıyla çocuk korktuğumuz gibi bu olaydan ötürü çok fazla etkilenmemiş gibi görünüyor. Tam tersine daha da motive olduğunu, üniversite sınavlarına daha iyi hazırlanacağını, psikoloji bölümünü de birincilikle kazanıp birincilikle bitireceğini... Yani bu kararın olumsuz etkisinin korktuğumuz ölçüde olmadığını görüyorum oradan. Dolayısıyla burada ceza verenler bir anlamda mükafatlandırmışlar gibi. Hem onun motivasyonunu artırmışlar gibi hem de onun çok mutlu olduğu bir medyatik ilgiye mazhar olmasına yol açmış idarecilerimiz.
“Buraya kadar anlaşılabilir şeyler bunlar ama daha doğrusu, asıl bundan sonrası önemli. O yaştaki bir gencin o kadar medyatik bir kampanyanın merkezine oturtulması kendi psikolojisi açısında da çok olumlu olmaz. İşin normal seyrinde akması halinde okul idaresiyle konuşulması iyi olurdu. Hadi onu yapmamışlar, o zaman itiraz etmeleri iyi olurdu. Onu da yapmamışlar yargıya gitmişler bir de medyaya işi yansıtmayı tercih etmişler. Keşke böyle olmasa. Keşke başından itibaren daha pedagojik bir yaklaşımla kendisiyle de konuşulsa, aileyle de konuşulsa. Onlar da keşke böyle medyatik bir şeye dönüştürmek yerine normal yollardan bunun tashihini, düzeltilmesini sağlamayı tercih etselerdi bence daha iyi olurdu."
"Aile yargıya müracaat etti. Ama disiplin kuruluna müracaat etselerdi itiraz etselerdi karara orada da belki faklı bir karar çıkabilirdi. Ama bugünlerde bu tür şeyler medyada farklı yorumlara yol açtığı için o yolu tercih etmişler. Bana çok, her iki taraf açısında da baktığım zaman çok şık görünmüyor. Ama dediğim gibi televizyonda kendi konuşmalarını dinlediğimde bu cezadan, bu uygulamadan çok olumsuz etkilenmediğini görünce biraz müsterih oldum doğrusu. Düzelir, bunlar düzelmeyecek şeyler değil. Bu tür şeylere, öğretmenlerimizin de olumlu anlamda yol gösterici olmaları lazım. Onları desteklerken de psikolojilerine zarar verecek söylemlerden kaçınmaları gerekir. Öğretmenler ne demek istediğimi anlıyor."
Bakana sorular
Işıtan Önder ile ilgili milletvekilleri Bakan Avcı’nın cevaplaması istemiyle soru önergeleri verdi. Akar soruşturmanın hangi maddeye göre verildiğini sordu.
Anayasa’nın 26. Maddesi’nde belirtilen, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir’’ hükümlerini hatırlatan Akar "bu hükümleri hiçe sayan ve öğrenci hakkında disiplin soruşturması açan okul yönetimi hakkında Bakanlıkça herhangi bir işlem yapılıp, yapılmayacağını" sordu. İstifa eden okul müdürü için de “Okul Müdürü vicdanen rahatsızlık duyduğu için mi istifa etmiştir? Yoksa kendisine baskı mı yapılmıştır? dedi.
Tanrıkulu “Okul birinciliği derecesinin geçersiz hale getirilmesinin hukuki dayanağı nedir? Okul birinciliği derecesinin geçersiz hale getirilmesinin hukuki gerekçesi nedir? Işıtan Önder üzerinde uygulanan baskının sona erdirilmesi ve sahip olduğu tüm hakların iade edilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirecek midir?” sorularını yöneltti.
Kaplan ise şu beş soruyu iletti.
1.Devletin güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandığı hedef gözeterek yaptığı saldırılarda hayatını kaybedenleri anmak suç mudur?
2. Hayatını kaybedenleri andığı için okul birinciliğini engellemek ilkel bir yaklaşım değil midir?
3. Okul birinciliği için kriter; duyarsız, suskun, pasif, korkan, korkutulan öğrenci midir? Okul birinciliği için kriterleriniz nedir?
4.Yapılan bu yanlışı düzeltip özür dileyerek Işıtan Önder’in hak ettiği okul birinciliğini iade etmeyi düşünüyor musunuz?
5.Okul idarecileri ve öğrenciyi tehdit eden öğretmenler hakkında herhangi bir yasal işlem yapmayı düşünüyor musunuz? (BK)