Meclis, Ülke Kaynaklarını Korumakla Yükümlü
Tasarı, imar affı getiriyor
Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Oda İkinci Başkanı Osman Balaban, söz konusu kanun tasarısının, hazine arazilerinin işgalcilerine satışını sağlayarak imar affı düzenlemesi getirdiğini hatırlattı; Söz konusu yasa tasarısı İşgalciyi Yasa ile Hak Sahibi yaparak olumsuz hukuksal sonuçlar yaratmasının yanı sıra planlama ve kentleşme faaliyetleri açısından birtakım oldu-bittilere neden olacaktır dedi.
Meclis gündeminde bulunan tasarının yasalaşması halinde, Türkiye kıyılarının, orman alanlarının, doğal alanların yağmalanmaya başlayacağını belirten Balaban, Türkiyenin geleceğinin kısa vadeli rant hesaplarına kurban edilmesine razı olmayan milletvekillerini görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.
Hukuk kurallarına saygılı yurttaşları, bu kuralları çiğneyenler karşısında haksız bir konuma getirecek düzenlemeler içeren tasarının yasalaşmaması gerekmektedir diyen Balaban, TBMMnin tezkere oylamasında gösterdiği doğal tavrı, doğal SİT alanlarını işgale ve yağmaya açan yasa tasarısını reddederek yeniden göstermesini istedi.
Gecekondu sorununa çözümsüzlük getirecek
Düzenlemenin, gecekonduda yaşayanların sorunlarını çözmeyeceğini de vurgulayan Balaban, açıklamasında şu iadelere yer verdi:
* Tasarı, sorunları çözmediği gibi gecekondu alanlarının rehabilite edilmesi olanağını da yok etmektedir. Ülkemiz kentlerinde kaçak yapı alanları sadece gecekondulardan oluşmamakta ve buralardaki yapı ve arsa sahipliği de arazi mafyası gibi örgütlü grupların elinde bulunmaktadır. Hazine arazilerinin yapı sahiplerine satılması, arazi mafyasına rant aktarımı yapmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
* Kanun tasarısında ayrıca üzerinde yapı olmayan hazine arazilerinin talep edenlere satılması da sağlanmaktadır. Böylelikle kentlerin sağlıklı ve planlı gelişmesinde önemli işlevi olan kamu arazi stoku eritilecektir.
* Önemli kentsel projelerin gerçekleştirilmesi, kamusal hizmetlerin sunulabilmesi, ucuz konut ve benzeri toplumsal amaçlı yatırımların yapılabilmesi, acil durumlarda gereksinim duyulan kimi kentsel kullanımların gerçekleştirilmesi (çadır kentler, geçici konut alanları gibi) için kamu arazileri çok önemli planlama araçlarıdır.
* Kamunun elinde bulunan arazi stokunun eritilmesi durumunda kentin gelişminden ve planlamadan sorumlu olan kişi ve kurumların önemli bir uygulama aracı da ortadan kaldırılmış olacaktır.
Doğal SİT alanları yok edilecek
* Kanun tasarısının içerdiği pek çok olumsuzluktan bir tanesi de 1. Derece Doğal Sit Alanlarında yüzde 3 oranında yapılaşma hakkı getirilmesidir. Böylesi bir düzenleme ülkemizde doğal sit alanlarının korunmasında yaşanan güçlükleri daha da arttıracaktır.
* Ekolojik değerler ve bitki örtüsü açılarından doğal, üstün ve özgün nitelikleri olan doğal sit alanlarının korunmasına ve buraların herkesin yararlanması için açık alanlar olarak kalmasına özel bir önem atfedilmesi kamu ve toplum yararı açısından bir gereklilik olduğu gibi dünyanın üzerinde hemfikir olduğu evrensel değerlerin de bir gereğidir.
* Kanun tasarısında yer alan düzenleme; doğal varlıkların ve çevresel değerlerin benzersiz örneklerinin bulunduğu birinci derece doğal sit alanlarını yapılaşmaya açarak kendimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeyeceğimizi ilan etmektir. (BB)