TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dün (13 Ekim) Gazi Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, Anayasa tartışmalarına değindi.
Kurtulmuş, Anayasa'nın 3'üncü maddesindeki “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” tabirinin değişmesi gerektiğini söyledi.
Kurtulmuş konuşmasına şöyle dedi:
“Devlet aygıtı milletin işlerini iyi yönetmek için kurulmuş bir mekanizmadır. Mesela çok sıradan gibi gözüken, Anayasada yer alan ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ tabiri bu perspektiften bakıldığında değiştirilmelidir.
Bu devletin aslı millettir. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir. Bu seçkinci, devletçi anlayışın da yeni Anayasa'da, milletin gücü üzerine yükselen bir devlet anlayışıyla yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Çok açık söylüyorum, demokrasinin en büyük düşmanı imtiyaz ve istisnalardır. İmtiyaz ve istisnalar, seçkinci gruplara ya da birtakım avantajlı gruplara kamunun gücünü, milletin imkanlarını aktarmak demektir. Dolayısıyla bu anayasa yapım sürecinde, istisna ve imtiyazların ortadan kaldırılması ve tam manasıyla demokratik kuralların herkes için eşit, adil, demokratik kuralların ortaya konulması ve bu çerçevede demokratik kurumların da millet egemenliği anlayışı çerçevesinde yeniden gözden geçirilmesi gerekir.”
İstanbul Barosu ise kamuoyunda tartışma yaratan Kurtulmuş'un sözlerinin üzerine açıklama yaptı.
Açıklamada, Anayasa'nın ilk 3 maddesinin, "Cumhuriyet'in temeli ve harcı" olduğu öne sürüldü.
Özetle şöyle denildi:
"'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.' hükmünü içeren Anayasamızın 3. maddesi, yine Anayasamızın 4. maddesi ile değiştirilmezlik güvencesi altına alınmıştır. Anayasanın değiştirilemez maddeleriyle belirlenmiş bu anayasal kimlik TBMM dahil hiçbir devlet organı tarafından geçerli anayasa normları kötüye kullanılarak değiştirilemez.
Bölünmez bütünlüğe ilişkin bu düzenlemenin temeli, Erzurum Kongresi'nde; 'Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür' ilkesi ile atılmıştır. Bu hüküm, üniter devlet anlayışının bir ürünü olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve onu kuran Türk Ulusunun tekliğini ve birlikteliğini ifade etmektedir.
Nitekim bu hüküm sayesinde kökeni, dini, mezhebi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında birlikte yaşama iradesine sahip olan Türk Milleti, idarenin bütünlüğü ilkesine uygun olarak üniter devlet sistemi ile idare edilmektedir. Bu konuda atılacak bir geri adım, milli birlik ve beraberliğimize zarar verebileceği gibi ulus kavramından ödün verilmesi anlamına da gelir."
(RT)