* Fotoğraf: Flickr
Mardin’in Artuklu ilçesine bağlı Saraçoğlu Mahallesi ile Ensar Mahallesi’nde gerçekleştirilmek istenen “Kentsel Dönüşüm Projesi”, ilk defa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle bir belediye tarafından yürütülecek.
Kayyım yönetiminde olan Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin yürüteceği proje kapsamında, toplam bin 671 dairenin bulunduğu alanda, yüksek katlı binalar yapılması planlanıyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ahmet Kanbal’ın haberine göre, Çevre Şehircilik Bakanlığı, Ankara merkezli AND Planlama firmasının hazırladığı ilk projeyi 2018 yılında “mimari dokuya uygun olmadığı” gerekçesiyle iptal etmişti.
Firmanın yeniden hazırladığı ve Bakanlığın bu defa kabul ettiği projede, önceki projenin aksine bitişik olarak planlanan yapılar ayrı hale getirilip, dış kaplaması değiştirilerek Urfa Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’ne sunuldu. Kurulun kararının ardından akıbeti belli olacak olan projenin ortaya çıkan ilk detaylarında ise kent kimliğini ve kentin tarihi siluetini bozduğu görüldü.
Tarihi yapıyla uyumsuz
Proje kapsamında bölgede bulunan müstakil dairelerin yerine yaklaşık 4 ila 9 katlı yüksek binaların yapılması planlanırken, Kentsel SİT Etkileşim Geçiş Alanı içinde yer alan bölgede yapılması planlanan yüksek bloklar, mimar ve şehir plancıları tarafından tarihi kentin yapısıyla da uyumlu olmaması nedeniyle eleştiriliyor.
Tarihi mezarların yanı sıra biri Protestan, 6’sı Müslüman mezarlığı toplam 7 mezarlığın bulunduğu alanda, proje kapsamında bu mezarlıkların korunacağı belirtilse de inşaat sırasında mezarların korunması için nasıl bir yol izleneceğine dair herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Rezerv alanı ilan edilmedi
Konut stoku yetersiz olan Mardin’de, projenin başlamasıyla mevcut bin 671 konutta yaşayan yurttaşların nereye tahliye edilecekleri yönünde bir rezerv alanı da henüz ilan edilmedi.
Projenin başlamasıyla bölge sakinlerinin nerede yaşayacağına dair bir plan bulunmazken, Artuklu'ya bağlı İstasyon Mahallesi'nde daha önce TOKİ tarafından yapılan konutlar halkın göçertileceği birinci seçenek olarak düşünülüyor.
Mülkiyet sorunu ve yerinden edilme riski
İktidarın seçim kampanyası çerçevesinde 15 Haziran 2018’de başlattığı “İmar Barışı” uygulamasıyla yapı-kullanım izni alınan konutlarda yaşayan yurttaşların birçoğu, "İmar Barışı" yapmaları nedeniyle borç altına girmiş durumda.
"İmar Barışı"na rağmen tapularının olmaması nedeniyle mülkiyet sorunuyla karşı karşıya kalacak olan her iki mahalle sakinleri, yerinden edilme riskiyle karşı karşıya kalacak.
Tamamı işçi kesimi
Proje alanında 1960’lı yıllarda Mardin ve ilçelerine bağlı köylerden göç eden ya da göç etmek zorunda kalan yurttaşlar yaşarken, mevcut yapıların büyük bir kısmı tapusuz, uzun yıllar önce belediye ve hazine arazilerinin üzerine yapılmış konutlardan oluşuyor.
Bölge sakinlerinin neredeyse tamamı günübirlik işlerde işçi olarak çalışan, yine mevsimlik olarak farklı kentlere gidip çalışmak zorunda kalan kesimlerden oluşuyor.
Resmi kayıtlara göre; yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı Ensar ve Saraçoğlu mahallelerinde, kayıtsız olarak yaşayan Suriyelilerle birlikte nüfusunun 10 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Bölge sakinleri kaygılı
Yapılmak istenen “Kentsel Dönüşüm” projesine dair yıllardan beridir birçok söylenti olduğunu ancak kendilerine bugüne kadar kimsenin sormadığını belirten mahalle sakinlerinden Mehmet Ali Eliş, "İmar Barışı" kapsamında binlerce TL borç altına giren isimlerden.
"Kentsel Dönüşüm" ile birlikte kendilerinin yeniden borç altına sokulmasından kaygılı olan Eliş, "Buradaki yaşamımızdan memnunuz. Komşularımız ile iç içeyiz. Akrabayız. Buranın yaşamında komşuluk, arkadaşlık hepsi var. Bu nedenle istemiyoruz. Kentsel dönüşüme girmesini istemiyoruz" diyor.
“Memur değilim ki aybaşı maaşımı alayım”
Mahalle sakinlerinden inşaat işçisi Engin Akgül de projeyle ilgili hiçbir bilgilerinin olmadığını, sadece mahallenin yıkılacağı yönünde duyumlar aldıklarını, kendilerine bugüne kadar bir bilgi verilmediğini, kimsenin kendi fikirlerini de sormadığını, mahallenin genelinin yoksul işçi kesiminden oluştuğunu söylüyor:
"Kentsel dönüşüm diyorlar ama bugün kalkıp, burayı bozacaklar. Burada kendi ekmeğimdeyim. Bugün çalıştım, kazandım, gelir ekmeğimi yerim. Bugün çalışmadım, sıcak sıcak evime geldim. Yarın Yenişehir'e gidersem, 3 gün çalışmasam, aidatım var, yakıtım var. Bunları düşünmem lazım.
“Hiçbirini ödeyemem. Burada aidat yok, kira yok, asansör parası yok, kapıcı derdi yok. Ben kendi evimdeyim. Kalkıp Yenişehir'de o hayatı yaşayamam. Memur değilim ki; aybaşı gelecek maaşımı alayım.”
“Yapacağı villayı bana vermez ki”
"Kentsel Dönüşüm" ile birlikte kendilerinin nereye gönderileceğini bilmediklerini ifade eden Akgül, daire başı verilecek parayla yeni bir daire alamayacaklarını ve borçlanmaktan kaygılandıklarını da aktarıyor:
“Bunu devlet bana sormaz. 'Kredi altına girme de sana ev vereceğim' demez. Bana daire vermez. Buraya villa yapacak o villayı bana vermez ki. Karı olmasa devletin ne işi var burada. Burayı yıkmaya, milleti perişan etmeye gelecek. Burada kimse bunu kabul etmez. Burada yoksul insanlar var. 2 gün çalışarak, bir hafta idare edebiliyor. Bu milleti kandıramazlar.” (TP)