Danıştay'da değişiklik öngören yasa tasarısı ile ilgili konuşan avukat Can Atalay, yeni tasarıyla özellikle kentle ilgili davalarda hak kayıpları yaşanacağını belirtti.
Gazetelerde yer alan haberlere göre, meclise gönderilen tasarıda, toplu dava açmanın kaldırılması, emsal karar verme, ivedi yargılama usulü, yürütmeyi durdurmaya itiraz edilememesi gibi Danıştay'ın yapısında köklü değişiklikler öngörülüyor.
bianet'e konuşan avukat Can Atalay, yerel seçimlerden sonra hükümetin iktisadi ve siyasi zorunluluk olarak kentsel ranta başvuracağını hatırlatarak bu amacı taşıyan tasarının, kentler ve kentliler açısından çok zorlu bir döneme girileceğinin işareti olduğunu belirtti.
Yoksul insanlar idareye başvuramayacak
Atalay tasarıdaki değişiklikleri şöyle yorumladı:
* Toplu dava açılmasının engellenmesi yoksul insanların idari yargıya başvurmasını imkansız hale getirecek. Bir bölgede kendilerini ilgilendiren idari işlemde insanların beraber dava açabilmesi hukuk devletinde zorunluluktur. Toplu davalara örnek olarak ÇED'e karşı açılan davalar, Sulukule, Balat gibi kentsel dönüşüm davaları, Karadeniz'deki HES davaları verilebilir. Afet yasasına karşı açılan davalara Danıştay'dan karar beklerken yeni tasarı yetiştiriyorlar.
Her dava özelinde değerlendirilmeli
* Tek bir kararla örnek karar oluşturulması kabul edilemez. Mesele Tarlabaşı dosyası üç yıldır Danıştay önünde, henüz bir karar yok. Kuşkusuz karar çıkmasını isteriz. Ama bir dosya seçip, karar verip sonra kararın benzer davalara uygulanması hukukla açıklanamaz. Her uyuşmazlığın kendisine has özellikleri var. İdari yargı, bu özellikleri gözeterek uyuşmazlıkları çözmeli.
Sürenin kısalması hak kaybı yaratır
* Önceden idari dava açma süresi 90'dı sonra 60'a düştü. Şimdi 30'a inecek. Temyize başvuru da 7 güne düşecek. Kanun yoluna başvurma süresi kısaldıkça vatandaşın hak arama yollarına başvurma olanağı kısıtlanır. Zaten idari yargı mercileri çoğunlukla dava konusu olacak işlemleri gizliyorlar. İlçe belediyelerin neredeyse hiçbiri imar planlarını usulüne göre asmıyor.
* Yürütmeyi durdurmanın ortadan kaldırılması zaten 6306 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu'nda da kaldırılmıştı. Bu anayasaya aykırıdır ve bu konuya dair itiraz Anayasa Mahkemesi'nde bekliyor.
* Kısacası dükkanı kapattık desinler, onlar da rahat etsin, biz de vakit kaybetmeyelim.
Tasarıdaki değişiklikler
Haberlere göre, tasarıda aynı dilekçeyle toplu dava açılmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Konusu aynı olan davalar için, idare mahkemelerin birinde örnek bir karar verilecek. Bu karar, son karar mercii olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nda temyiz edilecek. Kurulun bu dosyada vereceği karar diğer davalarda emsal olacak. Örnektekinin aksine karar verilemeyecek.
Yargı sürecine hız kazandırmak amacıyla “ivedi yargılama usulü” adıyla yeni bir yargılama usulü oluşturulacak. İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemler, acele kamulaştırma işlemleri, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları, Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri, Çevre Kanunu uyarınca tesis edilen çevresel etki değerlendirme işlemleri, 6306 Sayılı Kanun yarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları ile ilgili davalarda ivedi yargılama usulü uygulanacak.
Yürütmeyi durdurma isteminin kabul ya da reddedilmesine itiraz edilemeyecek. Bu tür davalarda kararlar 7 gün içinde temyiz edilmezse kesinleşecek. Danıştay ve idare mahkemelerine başvurabilmek için yürürlükte olan 60 günlük süre 30'a düşürülecek. (NV)