*Fotoğraf: AA
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 8. sınıf öğrencilerinin gireceği Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ile 12. sınıf öğrencilerinin katılacağı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) ilişkin açıklama yaptı.
“Ne kadar önlem alınsa da salgın koşullarında sınavlara katılacak öğrenciler ve beraberindeki velilerin ciddi kaygıları” olduğu belirtilen açıklama şöyle:
“6 Haziran Pazar günü yapılacak olan LGS ve 26-27 Haziran tarihlerinde yapılacak olan YKS öğrencilerimizin yaşamı ve geleceği açısından belirleyici öneme sahip sınavlardır.
"Adaletsizlikleri getiriyor"
"Eğitim öğretimin uzaktan yapılmaya çalışıldığı, çok sayıda öğrencinin uzaktan eğitime erişiminde ciddi sorunlar yaşandığı bir dönemde, LGS ve YKS'nin kapsamında seyreltme yapılmayarak öğrencilerin bütün müfredatından sorumlu tutulması haksızlıkları ve adaletsizlikleri beraberinde getirecek.
"Bu durum, uzaktan eğitime erişemeyen, müfredatı takip edemeyen çok sayıda öğrenci açısından ciddi bir adaletsizlik yaratacak, uzaktan eğitime erişim imkânı olmayan öğrencilerin aleyhine olacaktır.
"Eğitim yapılmıyor"
"Bugüne kadar, çeşitli adlar altında ulusal (ABİDE) ve uluslararası (TIMSS, PISA) yapılan sınavlarda ortaya çıkan sonuçlar üzerinden yapılan değerlendirmeler, çocuk ve gençlerimizin matematik bilmeyen, soyut düşünemeyen, doğadaki olayları algılamakta ve yorumlamakta bilimsel anlamda yetersiz kaldıklarını, diğer ülkelere göre oldukça geride olduklarını gösteriyor.
"Eğitim sistemi çocuklarımızı ve gençlerimizi sadece yapılacak sınavlara hazırlıyor, eğitim yapılmıyor. İlkokuldan itibaren üniversiteye kadar yapılan sınavlarda çocuklarımız ve gençlerimiz resmen yarıştırılırken, okulda ve günlük yaşamda birbiriyle rekabet etmeleri isteniyor.
"Sürekliliği olumsuz etkiliyor"
"Sınavlar üzerinden yapılan eleme ve yönlendirmeler, zaten eşit ve adil olmayan bir eğitim sistemi içinde özellikle yoksul emekçi çocukları, kız çocukları ve anadili farklı olan çocuklar açısından yeni eşitsizlikler ve adaletsizlikleri beraberinde getiriyor.
"İkili öğretim, kalabalık sınıflar, altyapı eksiklikleri, öğretmen açıkları, yetersiz ücretler gibi pek çok sorunun yanında, özellikle son dönemde artan ücretli öğretmenlik, sözleşmeli öğretmenlik, geçici personel çalıştırma gibi uygulamalar, eğitimin niteliğini ve sürekliliğini olumsuz etkiliyor.
"Kalıcı çözümler üretilmeli"
"Her yıl on binlerce öğrencinin yapılan sınavlardan 'sıfır' puan alması, öğrencilerin ortalama başarısının artmak bir yana sürekli düşüş göstermesi, temel eğitimden ortaöğretime geçiş sürecinde yıllardır yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretilmemesinin sonucudur.
"İlköğretimden başlayarak üniversiteye kadar, sürekli olarak yapılan sınavlara endekslenmiş bir eğitim sisteminin nitelikli olması mümkün değildir.
"Rekabete sokuluyorlar"
"Öncelikli olarak yapılması gereken, öğrencilerimizi sınav cenderesinden kurtarmaktır. Öğrencileri birbiri ile rekabet eden değil, onları geliştiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.
Eğitimin hiçbir kademesinde öğrencilere ve dolayısıyla ailelerine dayatmada bulunulmamalı, eğitim sisteminin öncelikli sorunu olan ‘sınav merkezli eğitim’ anlayışı terk edilmelidir. Her öğrencinin kendi ilgi ve becerisi doğrultusunda hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği eğitim sistemi oluşturulmalıdır." (RT)